Yapraklı Kubiye...
Benim yaşgünüm yoktur aslında, yaşgünü haftam vardır. şöyleki, eğer doüğumgünüm hafta içine gelmişse annem mutlaka o gün kutlar. Pasta alınır ve küçük bir kutlama yapılır. O hafta, hafta sonunda ise gerçek kutlama yapılır. Çocukluğumdan beri böyle olmuştur. Bir de bir kaç grup ayrı kutlama yapacaksa bir kaç kutlama, birkaç pasta olur ve bu kutlamalar haftaya yayılır. Hoş birşey aslında.
Dün işyerindeki formalite yaşgünüm yapıldı. Üçüncü pastamı kesip mumları üfledim... İşyerinde sözde süpriz kutlama yapılır, ama herkes büyük toplantı odasına tüyünce birazdan seni çağıracaklarını bilirsin:-) Kaç işyeri kutlaması yapıldı böyle... En azından bir onbeş dakikalık ara verilmiş oluyor, iş temposundan konuşamadığın kişiler ile bir çift laf ediyorsun. Kızlar bana yaş kaç oldu diye sordular. 29 daha dedim, gülüştük. Ben bu 29 meselesini evde de çok söylerim. Geçen yine birine 29 um hala derken oğlum atıldı, anne yalan söyleme ne 29 u, sen 30 oldun dedi:-) Tamam oğlum, ona da razıyım dedim:-)
Bir yaşgünü anımı daha anlatıp şu konuyu kapatacağım:-) 18. yaşgünümde üniversiteden kız arkadaşlarımı eve davet ettim. Annem de Gayrettepe2de Kapris Pastanesi vardı, hala var mı bilmem, oraya gitmiş, demiş ki kızımın yaşgünü var, işte şu kadar kişilik pasta... O zamanlar öyle kataloğa bakalım, orjinal pasta seçelim olayı yok. Sadece çikolatalı olsun ve ismi şu, yazı yazılsın demiş... Neyse pasta eve bir geldi, aman Tanrım pasta küçük bir kız pastası, üzerinde ördekler, çiçekler, böcekler, ayıcıklar ne ararsan var. O gün çok gülmüştük kızlarla:-) Annem de bu olaydan şöyle bir pay çıkardı: Demekki ne kadar genç görünüyorum ki kızımı küçük sandılar...
Gelelim Sadede:
Kubiye Tarifi:


Oğluşum küçükken kurabiye diyemezdi ve kubiye derdi. Değişik biçimlerde, süslü püslü kubiyelere bayılırdı... İki buçuk yaşlarında bilgisayar dünyası ile tanışıp ingilizce Hello Kitty oyununda renkleri, şekilleri, sayıları İngizilce öğrendiği ve hatta Türkçelerini unuttuğu için bana gelip aksanı mükemmel bir şekilde "anne bana star kubiye yap, anne bana brown kurabiye yap, excellent, fabulous filan demeye başladığında bilgisayar dünyasının ilk yarar ve aslında zararıyla da ben tanıştım ama bu konuşmalar aramızda hoş bir anı olarak kaldı....
Kurabiye yaparken oğlum bana hep yardım ederdi. Özellikle de kalıplar ile yapılan kurabiyelerde ciddi bir yardımcı konumunda olurdu... Geçenlerde tatlı olarak ne istersin diye sorduğumda uzun zamandır unuttuğumuz kubiye aklına geldi. Valla ne yalan söyleyeyim bir yıldır filan yapmamıştım. OK dedim ve beraber işe giriştik. Kurabiye kalıplarını aramak, bulmak, yıkamak filan biraz yorucu göründü ve ben de yaprak motifli kurabiye yapayım dedim. Şimdi aslında bildiğimiz kurabiye. Sonuçta buraya koymayı hiç düşünmüyuordum ama eşimden sonra blog dünyasına ısınan oğlum "anne benim kurabiyeleri de bloğunda yayınlayacak mısın?" diye sorunca akan sular durdu tabi.
İşte oğluşum ile benim yaptığım harika kubiyeler:
Malzemeler:
- 1 çay bardağı süt
- 1 çay bardağı margarin (tereyağı da olabilir herhalde ama aklıma denemek gelmedi. Kırk yılın başı margarin kullandığım düşünülürse problem olmaz diyorum ve Becel kullanıyorum)
- 1 yumurta
- 2 çay bardağı toz şeker
- bir paket vanilya
- bir paket kabartma tozu
- Alabildiği kadar un (valla sert yapmayın, ben sert yapmışım çok hoş olmadı)
- Kakao
Yağ oda sıcaklığında olmalı. Şeker, yağ ve yumurtayı biraz mıncıklayın. Sonra kakao hariç diğerlerini katın. Yumuşak bir hamur olmalı. Dediğim gibi ben biraz sert tutmuşum. Kakao koyacağınızı daha da yumuşak bırakın ki iyice sertleşmesin. Hamuru ikiye bölün, bir tanesine kakao koyun. Toplar hazırlayın. Bir miktar iki renkli hamuru yapraklar için ayırın. Bu ayırdığınız hamurları unla sertleştirin ki motif bozulmasın. Bu hamurdan iri bir zeytin kadar alın. Yaprak şekline getirin. Çatal ile ortadan damar çizgisini verin. sonra yanlara çizikler atın. Topların üstüne koyun. Bu şekilde iki renkli kurabiyeleriniz olacak. 180 derecede üstü hafifçe pembeleşecek kadar pişirin. Aslında bu terim yanlış oldu, yani çok pişmesin, sert olur demek istedim. Benimki sanki biraz çok pişti de...
Alttaki tabaktakiler oğlumun yaptıkları... Naıl? Çok güzeller değil mi? Onu buradan tebrik ediyorum bana yardım ettiği için:-)
21 Comments:
Oglusunun kubiyeleri daha bile guzel olmus, aferin ona :))
11:18 PM
Alttaki tabaktaki kurabiyeler daha güzeldir eminim. Evladın elinden zehir olsa içilir be.
11:59 PM
Ayy valla oğlunun kubiyelerini çok beğendiiiim demek için yorumlara girdim,diğer arkadaşlarda aynı şeyi demiiş.:((
Bu şey gibi oldu:
"yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim.".Niye dilerlerse?
Hayır en güzel ben dedim işte banane.:P
12:13 AM
Benim de erkek kardeşim annemle kek, tatlı yapar sürekli...O ikisinin iletişimine hayranım zaten...Anne-oğul ilişkisi bambaşka oluyor. Sanki benim de oğlum olacakmış gibi hissediyorum biliyor musun, hayal kurarken gelecekle ilgili hep bir oğlan çocuğu görürüm yanımda, umarım senin gibi iyi bir anne olup oğluşumla çok iyi vakit geçiririm.
2:02 AM
Bizim iş yerinde de kutlanır...İnsan Kaynakları sorumlusu olduğum için ben organize ederim.Bu arada kendi doğum günümüde kendim organize eder,kendime süpriz hazırlarım :))
5:05 AM
Kurabişler çok şık gerçekten ellerinize sağlık...
6:00 AM
iyi ki doğdun sen!
;))
6:00 AM
Kuğucuğum, ben de öyle dedim ama ikna edemedim. Bu yazıları Ona göstereceğim. Canışım O benim yaaa...
6:07 AM
Çenebazcığım, kendi yaptıklarından bana yedirmedi ki:-) Hepsini o yedi. Ama ben zorla bir parça kaptım:-)
6:07 AM
Yağmur Damlacığım, en güzel sen dedin merak etme, oğlum da bunu okuyunca çok sevinecek:-)
6:08 AM
Kelebekçiğim, hayırlısı ile oğlun olur inşallah... Erkek çocuğu dayıya çeker biliyorsun, erkek kardeşinle annenin ilişkisini sen de onunla yaşarsın ne güzel... Erkek çocukları anneye bağlı oluyorlar cidden... Benim minik adamım beni çok kıskanır mesela.
6:10 AM
Gamzeli, şanslısın valla. En güzel pastayı kendine yaptır canım:-) Kendine düzenlediğin parti ne süpriz oluyordur kimbilir:-)
6:11 AM
Sevgili Ev Perisi, sağol çok teşekkür ederim canım...
6:12 AM
bence de oğlunun yaptıkları daha güzel ve doğal duruyor :)) ellerinize sağlık.
ama anneni anmadan geçemeyeceğim. sözleri çok hoşuma gitti :))
7:59 AM
Kuru Naneciğim, öyle valla... Onların herşeyi bize güüzel gelmiyor mu?
Annem alem kadındır zaten...
8:02 AM
İşyerinde kutlanan doğum günlerinden bende hiç hazzetmem hele hediyeler verilirken çok mahçup olurum :) o yüzden kutlanmamasını tercih ederim ama dinlemezler. böyle de garip huylarım var işte:)
Kurabiyeler çok güzel görünüyor ana-oğul ellerinize sağlık :)
8:03 AM
Yazcığım, sağol. İşyeri kutlamalarını ben de sevmem ama nedeni herşeyin yapay olması. Bence yaşgünleri çok özeldir, sevdiklerinle kutlamak gerekir. İşte herkes birbirinin gözünü oymaya çalışıyor, sonra yaşgününde gülücükler atıyor. Doğal değil, yapmacık ve sevmiyorum. Ama içlerinde sevdiğim dostlarım var tabi... Onlar da bana hediye alıp mahçup ettiler:-)
8:07 AM
merhaba, ne zamandır yazdıklarınızı keyifle okuyorum..öncellikle ellerinize sağlık nefiss görünüyorlar..hatırlatmak değil amacım ama doğumgünü hikayeniz içimi burktu, psikologunuz size o soruyu sorarak iyi yapmış..dediğim gibi keyif alıyorum yazdıklarınızı okumaktan, hayata bakışınız buradan yansıtmanız çok güzel..
11:43 AM
bu tarif iyi oldu. nazanin beslenmesinde bir gün kurabiye günü. çok gıcık bir durum.
nimet
12:32 PM
Selam ikizlerin annesi, bloğun hayırlı olsun, oraya da not bıraktım. Psikoloğum bence de çok iyiydi. Ne zamandır görmüyorum, bana çok yardımı olmuştu zor anlarımda artık gitmiyorum çok şükür:-) Ama arada gidip konuşmak isterim, çünkü hiç sorunun olmasa da arada bir konuşup deşarj olmak, ilginç noktaları ondan duymak iyi olabilir... illa hasta olmaya gerek yok.
10:36 PM
Nimetçiğim, bu beslenmelerden ne çekiyorsun canım yaaa... Okulda yiyecek vermiyorlar mı bu bebelere:-) Kurabiyeleri güzel güzel süsle canım, çocuklar bayılır bilirsin. Allah yardımcın olsun.
10:37 PM
Post a Comment
<< Home