Alışveriş, alışveriş, alışveriş, alışveri, alışve, alı, aaaa....
Birileri beni tutsun, birileri beni durdursun. Tam bir alışveriş çılgını oldum, hayır bu tarif yetersiz! Tam bir alışveriş manyağı oldum! Ayağımı dışarı çıkarttığım anda birşeyler alıyorum. Sadece ev ve işyeri sınırları içerisinde masum, kendi halinde ve sakin bir kadın portresi sergilerken (biraz abarttım galiba) dışarı adımımı atar atmaz çanavarlaşıyorum...
Hatırlarsanız kendime Gucci çanta alacağım diye hayal kurarken kredi kartımın limiti doldu ve Yılbaşı öncesi hiçbir alışveriş yapamadım. Neyse ki hediyeler alınmıştı ama ben daha bişiler alma hayalleri kurarken Allahın sopası olmadığında dolayı böyle bir durum ile karşılaşmıştım. O bir hafta sudan çıkmış balık gibiydim. Yeni yıl öncesi elimdeki nakit ile idare etmek aslında bize bayağı bir tasarruf sağladı. Sonra kredi kartı borçları ödenip tertemiz,sıfır bir sayfa ile hayata başlarken kendi kendime bundan sonra alışveriş yok, sadece ihtiyaçlar diye tembihleyip durdum. Ama iç huzurumu kaybetmiştim, belki de geçen haftanın o garip melankonisinin saklı sebebi buydu. Hiçbişi almıyordum... Hatta markete gidip sadece ihtiyaçları alıp çıkmak bile beni bir tuhaf yapmış olabilirdi...
Bu hafta ise YKM den daha önce alıp ilk giyimimde düğmesi ile büyük bir sorun yaşadığım AR-GE harikası!!!!!!!! bir etek ceket takımı uzun uğraşlar ve konunun ancak üst makamlara giderek çözüldüğü (zaten nedense alt kademedekiler hiçbirşeyi çözemez) bir mal değiştirme vakkası yaşadım ki bu takım oldukça pahalıydı (neden almışım zaten anlamıyorum) Bu ne dedmekti? Parası ödenmiş bir malın yerine bir o kadar mal almaktı, yani alışverişti. İşte herşey bundan sonra başladı, beni kimse tutamadı. Aldığım etek ceket normal sezon fiyatından alınma, fiyatının karşılığını asla vermeyen tuhaf bir İpekyol ürünüydü ki sorunumu size sonra anlatacağım... Oysa şimdi herşey indirime girmişti, bu durumda ihtiyaçlara yöneldim öncelikle. Fakat çeklerin daha yarısını harcadım, hafta içi akşam 7 den sonra ancak bu kadar gücüm oluyor.
Bir adet kabin boy, kırmızı, şık bir bavul, iki adet önü bilumum taş, boncuk, fiyonkla işli minik kazaklar, bir adet yine işli hırka, bir adet metalik gri (Allahım yine mi gri) yarasa kollu, önü açık bir tunik (bakınız 80'li yıllar modası) tabi içine giymek için gri bir atlet... Aslında çizmelere baktım ama iğrençti, bu sene çizme beğenemiyorum nedense. Benim beğendiklerimin de numarası kalmamıştı, zaten indirimden dolayı hiçbirşey kalmamıştı. Anlayacağınız indirim sonrası 270 YTL civarına inen çizmeler kapış kapış gitmiş! Bir de ayakkabılara baktım. Yılan derisi, önü hafifçe açık altı platform yüksek topuk bir ayakkabıyı beğendik eşimle ama 370 YTL deyince hadi oradan dedik. Bir de indirimde bir Steve Madden ayakkabı vardı ve fiyatı çok iyiydi ama tek kalmış 37.5 numara büyük geldi tabi.
Neyse aç, yorgun evimize döndüğümde kendimi alsında çok iyi hissediyordum. Oğluşum, aşkım ve cicilerim yanımdaydı:-)
Ertesi gün işe giderken artık başka birşey almayacağım, kalan çeklerle de nemlendirici filan alırım, artık bu sezon birşeye ihtiyacık yok diyordum. Öğlen güzel güzel çalışırkene birden şeytan beni dürttü. Eşime gideyim de başbaşa bir yemek yiyelim dedim. Yani cidden amacım en saf duygularla eşimle güzel anlar geçirmek ve bir tas çorba içmekti. Biraz erken çıkmışım (Allah Allah) o nedenle eşimi beklerken Mangoya bakayım dedim. Amanın indirimde herşey! Herkes atmaca gibi birşeyler alıyor. Bense sadece bakıyorum. Zaten Mango pek hoşuma gitmiyor son yıllarda nedense, herhalde yaşlanmaktayım:-P Amma velakin birden dün aldığım yarasa kollu tuniğin içine sadece atletin olmayacağını, kışın bu şekilde pek giyilemeyeceğini düşündüm. Hem o bir de kısa kollucaydı. Bu sene kısa kollu elbiselerin içine dar, ince, uzun kollu, siyah boğazlı kazaklar giyiyorlar, tunik içine de tabi... Bu nedenle böyle bir parça buldum, sadece 11 YTL. Aldım, ne zararı olacak ki! Sonra orada daha fazla eğlenmeyip çıktım ki bu başarıdır, ihtiyacın olanı al ve çık. Nine West'e sadece vitrinden baktım zaten çizmelerini hiç beğenmiyorum. Bir de değişiklik yapmıyorlar aylardır ne ise o... Ama onun yanındaki Kemal Tanca'da takılı kaldım. Dün gördüğüm Steve Madden ayakkabının çok daha şıkı oradaydı. Bu sıra eşim de geldi ve onu oraya sürükledim. Süet ayakkabıyı zati severim, bir de yanlarına ve topuk arkasına minki taşlar dizmişler, çok kokoş olmuş.
Neyse, sonrasını anlamışsınızdır, aldım tabi. Offf aslında ihtiyacım olmayan birşey ama ne yapayım. Sonra body shopa gittik ama sadece ihtiyacımızı alıp çıktık, kız beni kandıramadı ohhhh!
Aslında eşim de çok sever alışverişi, hayır o da gitmiş orjinal,İskandinav dizaynı çatal kaşıklar almış, ama ne şirin! Çok duru bir dizayn... O da hoş bir hediye oldu.
Tamam artık bişi almayacağım. Haftasonları dışarı çıkmadığımız sürece sorun yok ama bu haftasonu oğlana spor ayakkabı sözüm var. Ne olur sadece ayakkabı alıp çıkmayı başarsam!
Bir de haftaya Münih'e gidiyorum. Free Shoplar büyük tehlike. İhtiyaçlar: Viski (çok ucuza geliyor, evde dursun) İyi bir şarap, oğluşa sevimli bir iki şey, annelere nivea krem (değişmezdir, dışarının niveaları nedense daha iyiymiş), babama after shave, çukulatalar, eşime orjinal bir anahtarlık (koleksiyonu var)ve duş jelleri Bunun dışında birşey almamalıyım o kadar! Göreceğiz bakalım.
Tutmayın beniiiii!!!!!
25 Comments:
Tutayım seniiii:))
Birisinin tutması lazım çünkü.:))
Şaka bir yana, keyfin yerine gelmiş işte ne güzel.:)))))))
Vazgeçtim tutmuyorum.:)
1:00 AM
Ayy Renkcim okurken kendimi tutamadım ve çok güldüm...ne güzel anlatmışsın, hani vardır ya yaramaz ama şirin çocuklar onun gibi :))
bende senin gibi kredi kartımı dolduruyorum,ödedikten sonra dediğin gibi şeytan dürtüyor, tamam bundan sonra almıcam diyorum ama nerdeeeeeeeeeee....
1:12 AM
Ben de aynen senin gibiyim, hep birşeylere ihtiyacım var, isteklerim hiç bitmiyor ve hep en son alışverişimde bu son desem bile kendime hakim olamıyorum :( Bir yazıda alışveriş tutkusunun aslında insanların hayatlarında mutlu olamadıklarını, alışveriş yaparak kendilerini mutlu ettiklerini ama bunun kısa süreli bir mutluluk olduğunu, aynı zevki tatmak için en kısa zamanda yine alışveriş yaptıklarını yazıyordu, okuduğum zaman moralim bozulmuştu :(
1:20 AM
RENKLERcgm yazilarinin hizina yetisemiyorum. Gecen haftaki durgunlugunun sebebini bence cok guzel bulmussun ve cozmussun bile:)) hepsini gule gule kullan cnm.
1:25 AM
Yağmur Damlacıkım lütfen tut, keyfimi yerine getirecek bi sürü şey aldım işte...
1:25 AM
Gamzeliciğim, olaya sonradan baktığın zaman komik görülüyor zaten. Hayır eşimle alışveriş bitip yürüyen merdivenlerden inerken bile mağazaları kolaçan ediyordum:-)
1:26 AM
Noniciğim, buna inanmıyorum pek. Hayatım boyunca ki küçücük kız çocuğuyken bile rugan ayakkabıların, kırmızı kat kat eteklerin peşindeydim, hep mutsuz olamam dimi? Ama belki iş hayatındaki yorgunluğumun verdiği bir sıkıntı ile alıyor olabilirim...
1:28 AM
Kuğucuğum ben de kendi hızıma yetişemiyorum bazen... Valla her alışveriş yapmadığımda öyle durgun kalacaksam işim var benim:-)
1:29 AM
Ben tutayım seni Kugucum, içsesin olayım bi süre, "hayır onu alma ihtiyacın yok, dur sakın o tarafa bakma sana göre değiller, kartının limiti doluyor bak yine ya da post cihazları arızalı, kartıonız geçmiyor hanımefendi..." desem işe yarar mı???
2:42 AM
O kadar uzun zamandır rahat rahat alışveriş yapamıyorum ki, kociş bir senedir yok okulu bitiricem yok askerlik diye çalışmıyor. Zaten ondan öncesi de onun borçlarını ödemekler geçti, yani evlendiğimden beri kendime doğru düzgün birşeyler alamıyorum. Sadece geçen ay banane anasını satayım biraz da o düşünsün diyerek bana göre baya bişey aldım. Ama sana çerez gelir renklercim. yalnız şunu fark ettim kendimi çoksıkmışım, normal alışveriş yapsam bile abartmışım gibi geliyor. Ah bekar günlerimdeki gibi alışverişleri ne zaman yapacağım bakalım :)
Öpüyorum seni...
2:51 AM
Renkler'cğm, bütün bu yazdıklarını okuduktan sonra sana tavsiyem gezini iptal etmek olacak:)) Free shopta oradan oraya koşuşturan bir Renkler geldi de gözümün önüne birden:)))
Şaka bir yana. Free shopa gitmeden önce kendime bir ihtiyaçlar listesi hazırlarım genelde. Ama gel gör ki ona buna saldırmaktan, yeni çıkan ürünleri almaktan, kalan az bir zamana sıkıştırabiliyorum ancak ihtiyaçlarımı.
Bu arada ne oldu, aldın mı Gucci çantayı?
4:18 AM
Bir de, ben de bayılıdım küçükken buzpatenine. Bu herhalde kız çocuklarının Barbie bebek sevmesi gibi birşey.
Ama ben bu konuda şanslıydım. Okuduğum ilkokulun büyük futbol ve spor sahaları vardı. Bir de kışın hep karlı geçtiği için, mağlum dağlık bölge, hortumla kar yağdığında sahaları sularlardı ve buz olurdu. Okula giderken omuzumuza bir de buzpatenlerimizi asardık. Her büyük tenefüste ve okul sonrasında buz pateni kayardık:)
4:22 AM
İçsesim Zeyno, ben her içimden gelen sese boyun eğmem, ne olacak şimdi:-) Ama söylediklerini free shopta kulaklarımda çınlayacak:-)
4:33 AM
Kelebekçiğim, ben de böyle değilim, hayat beni bu hale getirdi:-) Aslına bakarsan kışları ayyuka çıkıyor bu alışveriş düşkünlüğüm, yazın çok aklıma bile gelmez. Geçen yaz hiç ayakkabı almadığımı biliyor musun? Hem de çanta da almadım... Eskiler ile idare ettim anla artık!
4:35 AM
Ayçiçekçiğim geziyi iptal edemem artık, zaten iki günlüğüne gideceğim. Münihte alışveriş yapma imkanım olmayacak, sadece freeshoptan korkuyorum. Bu arada nerede büyüdün ki öyle çok karlı?
4:36 AM
Ayçiçeği; bu arada Gucci çantayı almadım aslında ayakkabıyı aldıktan sonra vücudumda mutluluk hormonu salgılandığı esnada eşim hadi gel o çantayı da alalım dedi (battı balık yan gider hesabı) ben de boşver başka bahara dedim. Bana acımış olacak ki ben alacağım onu sana dedi. Eeee önümüzde sevgililer günü var:-) (İmza: hain renkler)
4:38 AM
Ben de bu yazıyı okuduğumda katılmamıştım zaten... Ben Boğa burcuyum ve küçüklüğümden beri oldum olası hep süslüydüm, takıp takıştırırdım, yeğenim Selin'de benim gibi süslü bir boğa, ve daha 2 yaşındayken bile ablamla alışverişe çıktıklarında kendisine hep birşeyler beğenip (ki özellikle bu çanta oluyor) ablama bana bunu al diyormuş :)
5:56 AM
İlkokulu İsviçre'de okudum. Kışın hep çok tutan kar olurdu:) Ama şimdi orada bile mevsimler burdaki gibi değişmiş :(
6:00 AM
Canım,
Seni böyle eski çoşkulu halinle görmek çok güzel. Alışveriş herkese moral veriyor bence. Ama kadınlar daha çok zevk alıyorlar. Para idaresi bende olduğu için özellikle kendime alacaklarım konusunda çok kontrollüyümdür ben. Ama bu durumu kimseye tavsiye etmem...
1:47 PM
alışverişi bende çok seviyorum. ama ben senin kadar alışveriş çılgını değilim renklercim. arada bunalım geçirdiğimde çarşıya gidip küçükte olsa bişeyler alınca mutlu oluyorum. ne aldığım hiç önemli değil, eve bir süzgeç yada bi çorap bile almış olsam mutlu oluyorum. kadınların doğasında var galiba bu :)
10:25 PM
Noniciğim, kız çocukları çok meraklı valla süse alışverişe. Benim dayımın gelini kapalı ve makyaj hiç yapmaz ama kızı bir süslü inanamazsın, annesine neler aldırıyor. Ben gittiğimde mutlaka ruj sürmemi, parfüm sıkmamı ister, tam kokoş, pembiş bir şey. Annesine hiç çekmemiş yani... (Oğulları da 14 yaşında olmasına karşı metal müzik filan dinliyor.)
10:42 PM
Ayçiçeği, çok şanslıymışsın, oralar kışın kimbilir ne güzel olur:-)
10:43 PM
This comment has been removed by a blog administrator.
10:44 PM
Bocurukçuğum bazen kontrollü olmak iyidir. Ben de bir ara kontrollü olmaya çalışıyordum ama hep kontrol hep kontrol nereye kadar. Arada bir kendini şımart bence, hayat çok kısa...
10:45 PM
Kurunane, ev için birşeyler almaya da bayılırım ben. Hele ev dekorasyonunu çok severim. Bazen kıyafet çılgınlığım bitiyor, ev eşyasına dadanıyorum, tüm dekorasyon dergilerini alıyorum filan. Tabi mobilya anlamında çok değişiklik olmuyor sık sık ama ufak tefek değişiklikler her kadın gibi beni de mutlu ediyor. Bir takıya düşkün değilim...
10:47 PM
Post a Comment
<< Home