Tuesday, January 09, 2007

Eski aşkım buz pateni...

Çocukken belki çoğu küçük kız gibi buz patenine bayılırdım. O zamanlar bilirsiniz televizyon tek kanallıydı ve programlar, onları takip edebilmek bu kadar karmaşık değildi. Gazetelerden tüm programları takip edebilir ve saatleri biz zavallı çocuklar için uygunsa izleyebilirdik. Misal; hangi dizi, hangi gün, saat kaçta bilirdik...

Sabırla beklediğim iki spor aktiviyesi olurdu: Biri Avrupa buz pateni, diğeri Dünya Buz pateni şampiyonaları. Biri Şubat gibi, diğeri de tam ayını hatırlayamdığım, ama ilkbahar başı gibi olduğunu tahmin ettiğim bir tarihte olurdu. Günler öncesinden anneme yalvarışlarım başlardı. Çünkü bu yarışlar Çarşamba akşamından başlar (son finaller), Pazar günü sona ererdi. Çarşamba ve Perşembe günleri, yani hafta içerisinde bunları izleyebilmem için annemden özel izin alınırdı. Çünkü bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bilirdi ailem... Aslında ilk gün sanırım çiftler yarışması ve ikinci gün erkekler yarışması olurdu ve erkeklerin finalleri en sevimsizi olurdu benim için... Cuma gecesi hem standart olarak ertesi günün tatil olmasından, hem de doyasıya oturup o güzel sporu izleyebileceğim için benim için ne keyifli olurdu bir bilseniz...

Renkli Televizyonlar ya daha çıkmamıştı, ya da tek tüktü. Fakat TRT futbol maçlarını ve buz pateni yayınlarını renkli verirdi. Bizim alt katta Almancılar vardı ve buradaki evlerine renkli TV getirmişlerdi. Onu da Almanya'ya gittiklerinde bize bırakırlardı güvenlik için. Annem normal zamanda dokundurmazdı o emanet televizyona. Fakat buz pateninde açılır ve izlenirdi. Aslında ya daha renkli yayınların kaliteli verilememesinden mi, yoksa bizim ayarları yapamadığımızdan mıdır bilmem renkler cart cart çıkardı, ama olsundu, renkliydi ve buz pateniydi (futbol değil:-))

Anlayacağınız keyfime keyif katılırdı o günlerde ve küçük Renk hayranlıkla izlerdi o yarışları. En çok da buz dansını severdim, kıyafetleri, ilginç dansları, daha esnek kuralları ile bence en zevklisi o olurdu. Hatırlar mısınız, buz dansında çok ünlü ve cidden başarılı İngiliz bir çift vardı: Christofer Dean, Jane Torvill dçifti. Bolero müziği eşiliğinde sundukları performans herhalde bu sporun fanatikleri için unutulmazdır. Bir de kadınlarda Katerina Witt. Çok güzeldi, Brooke Shilds'e benzetirdim hafiften.

Pazar günleri ise derece alanların gösterileri olurdu ve bunlar daha show'a yönelik gösterilerdi. Zaten pazar! İçim bunlamış, bir de şampiyona bitiyor. Benim için pek hoş olmazdı anlayacağınız.

Daha önce bahsettiğim Almancı (kimse alınmasın Alamancı filan dediğime, durumu en esprili şekilde böyle izah ediyorum) komşumuz derdi ki, Almanya'da sadece finaller değil, en başından beri, yani tüm katılan yarışmacıların katıldıkları ilk yarışlardan itibaren TV'de veriyorlarmış. Ne özenirdim! Keşke burada da olsaydı derdim.

Küçük küçük kafamla, o kızlar gibi buz pateni yaptığımı hayal ederdim. Oysa o yıllarda bir Galleria bile yoktu ve dolayısı ile ortadaki buz pisti... Bu konuda o kadar genel kültür sahibiydim ki! Bir sene okullar arası bilgi yarışmasında bizi temsil eden grup o sene Dünya Buz Pateni yarışmasının hangi şehirde olduğunu bilememişti, oysa ben biliyordum, keşke orada ben olsaydım demiştim, zaten öncesinde yapılan sınavda aynı puanı aldığım halde beni değil, Yaşar'ı koymuşlardı kız çokluğunu bozsun diye. Oh olsundu. Demekki neymiş, sadece ders bilmek yetmiyormuş, genel kültür ve ilgi alanları da önemliymiş. Herkese duyurulur...

Neyse, yıllar geçti, ben büyüdüm, televizyonlarda bir sürü kanal çıktı, nerede ne var takip edemez olduk, TRT ye biraz küstük, uzaklaştık, demode geldi, takip etmez olduk, ilgi alanlarımız büyüdü, buz patencisiolamayacağımızı kabul ettik... Buz paten pistlerinin açılması da deneme isteğimi getirmedi. Ben artık buz patenini ancak rastlarsam izliyordum. Eurosportta tenis maçlarını kaçırmayız eşimle mesela ama buz patenini ancak rastlarsak izlerim. Tam böyle bir ortamda şu yarışma ortaya çıktı, hani Show TV de verilen, ünlülerin eğitilerek buz pateni yaptıkları yarışma. Aynı yarışmayı bir rus kanalında izlemiştim ama rusçam yok tabi, ona katılanlar ünlümüydü bilmem...

Bu yarışmayı izledim geçenlerde, juri berbat bir seçim bence, Ayşe Arman, Sema Çelebi ve bir reklamcı ki adını hatırlamıyorum ne alaka ki! Ayşe Arman herkesin fikrine karşı çıkarak jurinin çıkıntısı olmaya aday. Eee reyting kavga üzerine kurulu nasılsa, bu bağlamda iyi bir seçim olmuş aslında.

Bir de diyorlar ki, çocuklara buz pateni sevdireceğiz! İyi de pazartesi akşamı saat onda başlayan bir programı hangi çocuk izliyor söyler misiniz? Oğluş çok yalvardı, yarısını eski günlerimde benzer duyguları hissettiğim için izlettim. Ama benim izin alma çabalarım yılda iki kez olurdu, bu her hafta olmaz ki! Hafta sonu, doğru dürüst bir saate alınırsa çocuklar izler, sever belki ama bunca kavga dövüş, seviyesiz konuşma (kalçalarınla gündeme gelmek seni rahatsız etmiyor mu gibi) içinde çocuk ne kadar şey alacak o da tartışılır. Gerçi izledikleri hangi yayın seviyeli o da tartışılır ki ayrı post konusu.

Bir de puanlar çok saçma verildi. Kesinlikle yapılan dansa değil, kişisine göre verildi. Mesela, uzun boylu komedyen bir çocuk var, valla ad sormayın kim kimdir hiç bilmiyorum takipsizlikten, o erkeklerin en iyisiydi ama en düşük puanı alıverdi! Çok gülüyormuş, ciddi olsunmuş! Kadını kucağına bile aldı daha ne istiyorsunuz?

Neyse bakalım ilerleyen günlerde ne olacak göreceğiz... En azından eski dostum buz patenini anımsattı bana. Belki ben de bir gün denerim. Neden olmasın? Hem neden bunca senedir denemedim ki!!!

Buzsuz günler:-)

18 Comments:

Blogger ceyda'nın tükkanı said...

Nasıl bir heyecanla beklerdim ben de küçükken o buz pateni yarışmalarını. Katerina Witt benim de favorimdi:) Şubat tatilinde teyzemlerde olurduk ve televizyonun karşısında bana yatak yapardı pek keyifli seyrederdim:))

Şu televiztondaki yeni yarışmalar bana hiç güzel gelmiyor. O kadar dereceye girenler de yok olup gidiyor. Hala neden inatla devam ederler anlamıyorum:)

12:30 AM

 
Blogger Gamzeli said...

Allahım ya izledim bende, baya bir tartışma yaşandı...Gerçi Ayşe Arman'ın orada söylememesi gerekiyordu ama anacım oda durmadan popo sallıyor askerlere diyor birde ...Tövbe tövbe...Bende çok severim, keşke yapsaymışım ama kendime güvenemezdim sanırım düşerim diye...Çok güzel bir aktivite bence...

1:11 AM

 
Blogger zeyno said...

Sanırım bir dönemin en gözde seyirliği idi buz pateni. Öyle keyifle izlerdim ki ben de, mümkün mü kaçırmak!!
Geçen gün bahsettiğin yarışmayı ben de izledim tesadüfen. Aslında bu tarz yarışmalardan nefret ediyorum ama konu buz pateni olunca kanal değiştiremedik. Puanlar dediğin gibi kişiye göre verildi, o çocuğu başarılı bulmuştum oysa.(EE yıllarca izledik biz buz patenini, jürilik yapabilecek haldeyiz hani)
Ancak ben Ayşe Arman dan çok o ukala yarışmacıya kızdım, o ne seviyesiz ve şımarıktı. Adı her neyse hatırlamıyorum hani şu asker şarkısını söyleyen yarışmacı....

2:33 AM

 
Blogger cenebaz said...

Ben de hala TRT3'de verilen buz pateni yarışmalarını zevkle izliyorum. Erkeklere gerçekten hiç yakışmıyor. Zarif değiller çünkü.Ama arada istisnalar da var. Yıllar önce Sovyet İgor Bobrin adlı bir patenci vardı. Birinci olmuştu o yıl. Çok çirkin bir adamdı.En sondaki gala gösterisinde kovboy kıyafeti ile pandomimsi bir gösteri yapmıştı. Hayran olmuştuk kardeşimle. Zaten seyirci de alkışlarla 3-4 kez tekrarlatmıştı.

3:16 AM

 
Blogger renkler said...

Ceydacığım gerçekten de bazen Şubat tatiline rastlardı da hafta içi de raht izlerdik. Artık Şubat tatili de kalmadı, Ocak tatili var ama adı değişmedi benim için, hangi ay olursa olsun o Şubat tatili:-)

Yarışmaları hiç sorma. Belki ilk yarışmalar ilginç geliyor, mesela ilk pop starı izledim, dans yarışmasını ve oryantal dans yarışmalarını da. Ama hiç ikincileri izlemedim. İnandırıcı değil, çünkü kazananları bir daha görmüyorsun bile.

3:39 AM

 
Blogger renkler said...

Gamzeliciği o kadın zaten bir alem! Ama orada sorulacak soru değil çünkü konu ile alakası yok, kadın zaten popo sallamaktan başka birşey yapmayan bir tip... Sen aslında çok gençsin, sen küçükken pistler vardı sanırım, keşke yapsaydın...

3:41 AM

 
Blogger renkler said...

Zeynocuğum, ben de çok abuklaşmadığı sürece izlemeyi düşünüyorum, gerçi halk oyu kime gitti onu izlemedim, uyudum. Sen biliyor musun?

O ukala bayan zaten çok şımarık biri ama onunla polemiğe girmek ve konuyu başlatmak da iyi bir hareket değildi. Çünkü durumun daha da seviyesizleşeceği kesindi... Bir de Ayşe Arman juri üyeleri ile de polemiğe girecek gibi, ne derlerse katılmıyorum diyor... Bilmiyorum belki bana çok itici geliyor, hiç ısınamadım. Önyargılı olmamak lazım belki ileride ısınırım...

3:44 AM

 
Blogger renkler said...

Cenebazcığım, benim de beğendiğim bir erkek sporcu vardı ama ismini hatırlamıyorum. Gösteriler sırasında bir arya söyler gibi yapmış ve dans etmişti. Ayıptır söylemesi çok beğenmiştim o çocuk halimle kendisini:-)

3:45 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

Yaaa ben buz paten yarışmalarını hiç kaçırmazdım eskiden.O estetiğe ,zerafete bayılırdım. İzmit'te var şimdi salon ama. sen buradayken yoktu herhalde.:)

Ben o yarışmayı seyretmek istiyordum,ama ne zaman yayınlandı ki,,yine uyumuşumdur koltukta.:)
zaten o yüzden hiç bir dizinin sonunu görmüyorum.:(

Ayşe Arman bugünkü yazısında "bana eleştirilerinizi yazın" demiş.

Bunda meşhurlar yarıştığı için seyrederim.
Ama diğer yarışmalarda halktan kişiler ne umutlarla katılıyor,biz oturup keyif alıyoruz,tvler rayting yapıyor.Onlar ise garibim kendilerini parçalıyor.
sonra foss,hani hiç biri yok.Onu farkettiğimden beri onlara acıdığım için seyredemiyorum.
Yoksa ilk popstarı soluksuz seyretmiştik nerede ise.:(

(Herkesi ağlattım diye bugün bizden fıkra yazdım.):)))

4:55 AM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacığım, biliyorum o salonu İzmitteki, sonradan duydum elbet, hiç de gitmedim. Ahhh İzmit'i çok özledim bu arada.

O yarışmalara katılanlara aslında üzülüyorum, hangisi ünlü oldu ki. bELKİ BİR İKİSİ DİZİ (HATTA POSPSTARCILAR BİLE) oynadı o kadar ama bu pazartesi akşamı Show TV de yayınlananda yarışmacılar bizzat ünlüler, yani en azından kaybedecekleri bişey yok. Düşmeden sakatlanmadan atlatırlarsa tabi...

Ayşe Armana yazsam mı eleştirilerimi acaba:-) Bir de o popo sallama olayında birşey söylemek istiyorum. Tamam o şarkıcı kadın cidden popo sallama ve asker şarkısı ile gündeme geliyor bir tek ama sunucu bile dedi ki bu yarışma için poponuzu sigortalatmışsınız diye, sonra da Ayşe Arman, popo sallayarak gündeme gelmek sizi rahatsız etmiyor mu diye imalı şekilde sordu. Yani bu konuyu gündeme getiren yine medya!!!

5:02 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Offf yaaa ben de bayılırdım buz pateni seyretmeye, hep o kızlar gibi çok güzel ve incecik olduğumu hayal ederdim. Şimdi rasgelsem yine izliyorum, bence çok güzel bir spor. Ama eminim çok zordur, zaten kayıp düşmekten çok korkarım ben. O yüzden yapamazdım herhalde. Buzda dansı da seyretmedim ama herkes Zeynep Tokuş çok güzeldi diyor. Mutlaka seyredeceğim görürsem, merak ettim şimdi.

6:07 AM

 
Blogger renkler said...

Kelebekçiğim, benim de dengem çok iyi değildir, bu nedenle şansım olsaydı da iyi bir buz patencisi olamazdım:-) Zeynep Tokuş bence de iyiydi, zaten çok zarif bir kız, üstelik kişi olarak da beğenirim. Çok ilginç sevmediğin kişiyi tutuyorsun bu tip yarışmalarda, gıcık olduklarım da var tabi içlerinde:-)

6:26 AM

 
Blogger kurunane said...

renklercim ben yarışmayı izlemedim o yüzden bi yorum yapamayacağım...

ama cidden hafızana hayran kaldım. çünkü o isimleri bende hatırladım. katerina gerçekten çok güzeldi. ama yanlış hatırlamıyorsam ingiliz çift güzel değildi. hatta onlarında çok güzel olmamalarına pek bi üzülürdüm.

7:44 AM

 
Blogger renkler said...

Kurunaneciğim, hafızam cidden iyidir ama bu son zamanlarda bir unutkanlık başladı. Bir de dalgınlık, eşim de şaşırıyor. Kafam çok yoğun ondan sanırım:-)

8:04 AM

 
Blogger nimetin.blogspot.com said...

buz pateni benim de vazgeçilmezim renkler. ve hatta jürilik yapacak kadar bilirim bu işi:) puanlamalarım her zaman jüri ile denk olur. seninle aynı yaştayız hatırlarsın sen ben eskiden fransız dansçı filip kandela ya aşıktım:) fransız dansçı. tabi yazılışı benim yazdığım gibi değildir:))))) hiç bir zaman birinci veya ikinci yada üçüncü olmadı ama çok tatlıydı çok sempatikti. hep düşerdi ama yine de ayakta alkışlanırdı. gösterilere dereceye girenler katilırdı ama bi keresinde dereceye girmemesine rağmen gösteriye bile almışlardı. rocky kılığında inmişti seyircilerin arasından:))) sonra birde zenci kızı çok beğenirdim. mükemmel oynardı ama ona da birinciliği hiç vermezlerdi. rengimden kaybediyorum derdi hep. ve hala görüyorum ki buz patenine zencileri pek bulaştırmıyorlar.
bahsettiğin yarışmaya gelince:) ben seyretmedim haberim yoktu böyle bir yarışmadan ama haberler sayesinde herbişeyi öğrendim:) ve keşke beni de biri alip gel yarışacağız buz pateni öğreneceksin deseydi:)))

nimet

11:41 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Renklercim ne kadar güzel anlatmışsın..sanki kendi düşüncelerimi okur gibi oldum..sanırım yaşlarımız yakın zira bende çok etkilenmişdim.Hatta Katerina Witt gibi evimizin uzuuun bir koridoru vardı,terlikleri çıkarır çoraplarımızla komşu kızı ile kayar durur sonrada ciddi ciddi puanlar verirdik..4.6 4.9.5.0
...

12:19 PM

 
Blogger renkler said...

Nimetciğim, bana da sorsalardı kesin evet derdim. Ama ben juri ile kesin takışırdım, yani hiç şansım olmazdı, öğrenemeden geri dönerdim:-)

Ageciğim Türk çocuklarının hayal gücüne de bak... Buz pisti yoksa, yaratırız değil mi... Şimdiki çocuklar cidden şanslı bazı konularda. Hani benim oğlan anne buz pateni yapmak istiyorum dese hemn götürürüm. Zaten ne spor olursa olsun uğraşması güzel olur. Şimdi basket ve futbol hastası:-) Biz kızlar ise daha çok jimlastik, buz pateni, baleye filan özenirdik.

10:37 PM

 
Anonymous Anonymous said...

Buz pateni deme! Bende çok özledim, bir kız arkadaşımı ikna etsembende gidecem kaymaya. Yıllar önce , üniversiteden önce cok kayardım. Şimdi ise iş güç, biraz zor. Geçen gitmek istedim. Ankarada öyle istanbuldaki gibi çeşit yok, ama fena değil. pisti güzel. Kaymadığım aylar maçları seyredip, sıcak çikolatamı içiyorum.

O tv prog. ben seyrettim ama sevmedim...

9:09 AM

 

Post a Comment

<< Home