Sunday, January 28, 2007

Hastalık, hastalık, hastalık...

Oğluşun hastalığı bana da geçti arkadaşlar. Cuma akşamından beri hastayım. Bir kırıklık, bir kırgınlık, bir yorgunluk, özellikle de kuru öksürük. Oğluşun da benim de bademciklerimiz alındığı için en ufak üşütmede öksürük başlıyor. Geçen uyuyamadığım ve sıcaktan bunaldığım akşam balkon kapısının önünde terli terli oturursan olacağı budur diyorsunuz, duyuyorum. Annem gibi konuşmayın lütfen!

Bu hastalık nedeniyle evde yemek ve ortalık toparlamak harici hiçbirşey yapmadım. Zaten yapamazdım da... Azıcık hareket etsem feci terliyorum ve yoruluyorum. O nedenle cumartesi akşamı yemek sonrası mutfağı toparlarken artık evdeki iki adama isyan ettim. Yarın benden yemek memek beklemeyin, artık yemek mi yaparsınız, dışarıdan mı getirirsiniz bilmem diye! Pazar saat 10 da kalktığımda eşim benden önce kalkmıştı ki bu çok ender olurdu. Allah Allah dedim! Bir baktım kahvaltı hazırlıyor. Evin küçük adamı yazık hala öksürüyor! Neyse, portakal sulu, çeşit çeşit peynirli, güzel bir kahvaltı hazırlamış aşkım sağolsun. Bu hazır yemek bulma olayı ne güzelmiş! Erkek olsaydık keşke... Tabi kahvaltı sonrası masayı da topladı ama mutfak temizliğini benim gibi yapamaz diye girdim, biraz düzelttim filan...

Pazar öğlenleyin oğluşun arkadaşları ile Burger King buluşması vardı. Onu orada bırakmak istemediğim için eşimle onlardan uzak bir köşede oturup birşeyler yedik. Fast Food olayını sevmem ama kırk yılın başı fena olmuyor. Tabi kalorisi oldukça fazlaydı... Amaaaannn, zaten hastayım kalori hesabı yapacak halim yok, bulmuşum hazır yemeği işte. Tabi bizimkilerinBurger King toplantısı öyle yemek yiyip bitecek türden değil. Koca çocuklar oyun havuzunda bile azdılar. Birisi nerede bunların anası diyecek diye ödüm patladı. Tez elden sıvışırdım valla, ben tanımıyorum diye:-) Neyse bir buçuk saat kadar orada takılıp bilimum sıcak içecekleri tükettim, çok boğazım ağrıyordu... Sonra kuaföre uğrayıp bir fön çektirdim ki gözüm gönlüm açılsın aynaya bakınca...

Şimdi işteyim ama ruhum evde uyuyor. Yıkılıyorum aslında, ciddi yorgun hissediyorum kendimi. Ama ne yapacaksın, işler beklemez. Bu cuma izin alıp oğluşla birşeyler yapmak istiyorum, malum tatil. Belki perşembe de alırım. Geçen yıldan 6 izin günüm kaldı, Mart sonuna kadar tüketmeli... Haftaya da eşimle iki gün izin alıp ailecek birşeyler yapmayı planlıyoruz. Bir yere gitmeyeceğiz ama dinlenmek ve ailecek birarada olmak iyi olacak.

Bugün pek içacı yazılar yazmadım, kusura bakmayın. Hani sürekli hastalıktan bahseden yaşlı kadınlara döndüm. Ama bir aydır çok iyi olamadım. Münih'te nazar mı değdi ne:-)

İyi bir hafta diliyorum...

31 Comments:

Anonymous Anonymous said...

Canım geçmiş olsun. İkiniz de iyileşirsiniz hemen inşallah.
Merak ettim, bu kadar sıcak bastığına göre, acaba tiroid tahlili yaptırdın mı?

12:02 AM

 
Blogger renkler said...

Ayçiçekçiğim, ben kendimi bildim bileli sıcak basar. Sıcağı sevmeyen bir tipim. Sadece bir ara kansızdım, o dönem hep üşüdüm. Hamilelikte aldığım ilaçlar sonrası kanım ortalamanın üstüne bile çıktı. Kilo almaya başladığımdan beri biraz daha arttı sanki. Ama belki de bir doktora görünmemde fayda olabilir dediğin gibi...

12:14 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Canım valla nazar değdi sana, çok çok geçmiş olsun bir an önce iyileş. Bu arada benim de beden burda ama ruh battaniyeye sarılmış uyuyor :)

12:14 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Tiroid hastalarında hormonal dengesizlik olduğu için ya çok sıcak basar ya da aşırı üşürler. Ailemizde birkaç tiroid hastası var da ondan merak ettim. Hatta birtanesi aynen senin gibi pencerenin önünde soluğu alıp, evi sürekli soğutmak istiyordu.
Tabii umarım öyle birşey yoktur.

12:35 AM

 
Blogger renkler said...

Kelebekçiğim, bu asi ruhları ne yapacağız bilemiyorum:-)


Ayçiçeği, inşallah öyle birşey yoktur, içime kurt düşürdün şimdi...

12:56 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Niyetim seni telaşlandırmak değildi canım. Ama önemli birşey. Benim minik 3 aylıkken tiroid tahlili yapılmıştı. Çünkü beslenmeyi kesmişti ve gelişimi de yavaşlamıştı. Babanesinde de tiroit olduğu için (ırsi olabiliyormuş), ne olur ne olmaz diye bakıldı.
Kan tahliliyle bakılıyor.

1:04 AM

 
Blogger Gamzeli said...

Canımmm, çok geşçmiş olsun sana ve oğluşuna...Çok kötü hasta hasta çalışmak yaa...Sana da iyi haftalar, umarım hemencecil iyileşirsin...

1:33 AM

 
Blogger Yaz said...

Çok geçmiş olsun. İnşallah önemli birşey yoktur.
Bende şimdi evde olmayı çok isterdim. Malum uykum var. Hani geçen bahsettiğim iş stresi yüzünden. Gerçi dün gece iyi uyudum ama hala kafamı yaslasam uyuyacakmışım gibi hissediyorum. Ofisteki klimalar sıcak ayarda çalışıyor acaba o yüzden gözlerim kuruyor da uykusuzluk hissimi veriyor anlamadım. Neyse bende konuyu saptırmışım :) kendine iyi bak canım...

2:04 AM

 
Blogger renkler said...

Ayçiçekçiğim, aklımda olsun, daha devam ederse bir baktırırım sağol canım...

Gamzeliciğim, eşim Avustralya'da okulu bitirip çalışmaya başlamış, bir gün grip olmuş, yine işe gitmiş tabi. Müdürü eve gidip dinlenmesini, iyileşinceye kadar gelmemesini söylemiş. Dinlenmeden iyileşemezsin ve buradakilere de geçirirsin demiş. Medeni ülkelerde bu iiler böyle oluyor yani... Bizde ise ne olursa olsun gelir çalışırız bu halde. Üstelik mikrop yuvası şeklinde.

2:15 AM

 
Blogger renkler said...

Yazcığım, hepimizin iyi bir dinlenmeye ihtiyacı var anlaşılan. Ben makyaj yapmayı bile canım istemezse anlıyorum artık yorgun olduğumu ve dinlenmeye ihtiyacım olduğunu. Makyaj yapsam bile hortlak gibi soluk görünüyorsam ise ciddi anlamda alarm zilleri çalıyor demektir. Bugün işte öyleyim.

2:17 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Canım benim çok üzüldüm ya,geçmiş olsun.Seninde bademciğin yok demek.:(

Acaba o fazla iznini şimdi alsan,evde biraz dinlensen,hem tatil oğluş evde.Daha iyi olmazmı acaba?

Nazar dualarını da oku,bol bol.
5 felak,6 nas sureleri.


Bu tiroid bezine bende baktırmak istiyorum .şimdi beni de meraklandırdı ayçiceği.
Gerçi ben kansızım,üşümem meşhurdur ama bazı açılardan tiroidimin çok düşük olduğununu tahmin ediyorum.Birbirimize gayret verelim,gidelim şuna.

çok öpüyorum seni.Buraya sabah geldim daha hiç yorum yoktu,tam yazıcam.bağlantı gitti.:(

2:24 AM

 
Anonymous Anonymous said...

S O B E ! ! !

Seni sobeledim canim.

2:24 AM

 
Anonymous Anonymous said...

yorumu yolladıktan sonra sen o arada 2 cevap yazmışsın okudum.Bizdekilerde ne olursa olsun çalış derler dimi.:(
hoş onlarda ,hasta hasta işin verimi düşer diye öyle hareket ediyorlardır ama ne kadar lüzumlu ve akıllıca.

ve yine bence izin al o 6 günün 4 gününü,pazartesiye kadar gitme. dinlen.
ama bizi de unutma,yaz arada.merak eder özleriz çünkü.

2:28 AM

 
Blogger DRNEFES said...

çok geçmiş olsun efendim sizi ilk defa bu hastalık haberiyle gormek kotu oldu..şimdi hersey yolundadır umarım;)

2:29 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Canim hemencecik iyilesirsin insallah cok cok gecmis olsun, bizim cadi iyilesiyor yavas yavas
gecen yazini okudugumda hasta olacak kis gunu ne balkon kapisi demistim nazarim degdi bi daha yorum yapmiycam

2:47 AM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacıkım, perşembe gününe kadar burada olmam lazım ne yazıkki! Almanyadan bir danışman geldi. Gerçi hep başında durmuyorum, başka birisi ilgileniyor ama arada benim müdehale etmem gerekecek. Perşembeyi de alırım belki. Tabi yine bir iş girerse araya cuma da hayal. İyi de bu yoğunluk hiç bitmyor ki!

3:07 AM

 
Blogger renkler said...

Sevilaycığım, sobelenmiştim ben ama daha önce:-) Aslında bir beş madde daha yazabilirim:-)

3:08 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Menapoz abla, valla iyi havadisler vermeyi ben de çok isterdim. Bakarsın yarın güzel, cıvıl cıvıl şeyler yazıvermişim...

3:09 AM

 
Blogger renkler said...

Yağmurcuğum, senin nazarından olmamıştır o, görünen köy klavuz istemez derler. Kışın öyle kapı pencere açarsan öyle olur! Gerçi ben daha önce de sık yapardım havalandırma adına ama terli terli önünde durmazdım. Bir de mikrop var evde... Eski sağlıklı günlerimi istiyorum ben...

3:10 AM

 
Anonymous Anonymous said...

geçmiş olsun renkler, oğluşunu da öpüyorum!

4:24 AM

 
Blogger renkler said...

İkizlerin annesi, teşekkür ederim. Ben de seninkileri öperim...

5:05 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Ahhh canım benim tatlı meleğim, nazarlaramı gelmiş acaba??
Ağız birliği ile arkadaşlar nazar duaları okunup gönderilsin canıma ben kıyamam şimdi hasta hallerine canımın...
Biraz dinlen tatlım ayakta geçirmemeye çalış devamlı nüksediyor yoksa bu meret hastalık.

Sana ve oğluna çooook geçmişler olsun tatlım lütfen kendinize iyi bakın tatlım..Anneciğin ellerinden öperim..

Mutlu,sağlıklı ve neşeli bol istirahatli bir haftan olsun..Sevgiyle kalın daima..

6:01 AM

 
Blogger renkler said...

Gülcüğüm, valla nazarlara geldim.-) Aslında Yağmur Damlasının söylediği Felak ve Nas duasını üzerimde nazar hissedince çok söylerim içimden. Ne yapalım olsun, Allah geçici dert versin değil mi? Seni öpüyorum, ailene sevgiler.

6:21 AM

 
Blogger Bocuruk said...

Canım,
Bugün hiç fırsatım olmadı. Şimdi okudum sayfanı. Çok geçmiş olsun. Oğluşuna da sana da. Mümkün olduğunca dinlenmeye çalış canım. Ben de her sene sömestride 1 hafta izin kullanırdım. Güzel prensesimle gezerdik sinemaya falan giderdik ama bu sene yeni iş değiştirdiğim için iznim yok :((

8:12 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Geçmiş olsun renklercim..((

1:07 PM

 
Blogger renkler said...

Bocurukçuğum, ben de hep aynı şeyi yapardım ama bu sıralar burası çılgın gibi! O kadar büyük projeleri takip ediyorum ki... O nedenle ancak bir iki gün alabileceğim, ama haftaya eşimle de iki gün alabileceğiz inşallah. Oğlan da evde sıkılmasın diye, hem de karne hediyesi olarak çok istediği bir CD oyun vardı, onu aldım, artık iki hafta oyalanır. Ne zaman işe girdin? Hayırlı olsun, umarım memnunsundur. İlk zamanlar hep zordur.

Ageciğim, teşekkür ederim canım.

10:28 PM

 
Anonymous Anonymous said...

Hayatım bugün nasılsın? Biraz açılmışsındır umarım.:(

Aklım sende kaldı.

Bugün İzmit'e gidicem nerede ise 3 hafta olacak gitmemiştim.
Çinili fırına bakıcam duruyormu? Sana da Fethiye caddesinden simit alayım mı?:))

10:39 PM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacıkım, Allah'a şükür biraz daha iyiyim. İzmit'e benden selam söyle. Simit de al valla:-)

10:40 PM

 
Blogger Gamzeli said...

Çok haklısın renklercim, ne olursan olur çalışırsın...Daha kötü olacağını bilmiyorlar sanki...

12:48 AM

 
Blogger Bocuruk said...

16 yıl çalıştığım işimden 15 kasımda ayrılmıştım yeni işime 4 aralık ta başladım. Otoyol kontrollük firmasındaydım şimdi ise metronun kontrol firmasındayım canım :) Evet dediğin gibi ilk başlangıçlar zor oluyor. Alıştım sayılır. Ama burada daha çok şantiye ağırlıklı çalışıyorum. Konular biraz değişti yani. Ama iyi olacak inşaallah benim için. İlgin için sağol canım :)

5:58 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

hayatım merhaba bu deneme yorumu:(

11:51 PM

 

Post a Comment

<< Home