Sunday, January 14, 2007

Neler yaptım, neler aldım :-P

Stefanel Mağzasını seviyorum. Sevmemin aslında tek nedeni 38 bedenlerine girebilmem! Daha önce hatırlarsınız 38 beden bir binici pantolonu almıştım. Cumartesi günü aldığım etek de pantolon da 38 beden idi. Şimdi bu kadın hala alışveriş mi ediyor diyorsunuz, duyuyorum. Tamam cumartesi birşeyler aldığım doğru, ama karşılığında birşey vermedim. Yani durum şöyle: Stefanele ait bir hediye çekim vardı ne zamandır. Zayıflamadan bunu kullanmam diye inat ettim bir dönem ve sonra da neredeyse unuttum! Perşembe akşamı Stefanelden bir cep mesajı geldi, indirime girdik diye. Birden bu çekler aklıma geldi. Madem zayıflamam çok hızlı gitmiyor, o halde indirimi kaçırmamayım bari dedim.

Cumartesi eşimle gittik alışverişe. Yüzde elli indirim vardı ve herşey tükenmiş değildi iki günde. Aslında çok fazla parça buldum diyemem ama beğendiklerim kendi adıma doğru seçimlerdi. Bir tane kloş etek, bir dar ve dizde pantolon (çizme ile çok güzel duruyor ve zayıf göösteriyor aklınızda olsun ama ben uzun tuniksiz giyemiyorum) üstüne uçuk pembe ile yavru ağzı renk arası bir tunik ve içine bir atlet aldım. Hediye çekim 1 lira bile farketmeden karşıladı tesadüf! Eşim ve tezgahtarın almam için ısrar ettiği mercan rengi tuniği valla almadım. İşte budur!

Sonra çin yemeği yiyelim dedik, sebzeli çin eriştesi istedim ama beğenmemiştim, kesinlikle ben daha iyi yapıyorum. Çok soya sosu koymuşlardı. I- ıhh... Sonra oğluş için (aslında biz de kaşındık, kabul) profiterol sipariş ettik. Siparişi alan çocuğa dedim ki, bak çocuum, üstüne sakın çikolata kırığı filan koyma! Yani sadece sosu olsun dedim. Çocuk anlamış gibiydi, paketleri aldık, o ara oranın işletmecisiyle konuşmaya daldık çünkü tanıdıktı... Neyse eve bir geldik, profiterolu açtım ki ne göreyim, üstünde sosu yok, sadece kremalı toplar. Kan beynime hücum etti. Adamı aradım, birazdan kalkmış kendi getirmiş sosunu. Ama ne harika bir profiteroldü! Evet itiraf ediyorum, yedim hem de bolca, gece bir de kalktım zeytinli poğaça yedim. Yedim de yedim. Ama olsun 38 bedene giriyorum ya:-)

Oğluş biraz ateşliydi cumartesi günü, şımardı durdu bana. Pazar günüm ise temizlik ve yemekle geçti full... Saat beşe kadar koşturdum, sonra kuaföre gidip saçımı kısalttım, katını biraz arttırdım. Saç biraz kendine geldi. Malum perşembe Münihe gidiyoruz, Almanya Türk kadınlarını bakımlı görsün dimi?

Sizler neler yaptınız? Değişik birşeyler var mı? Yoksa temizlik, yemek, çocuk bakımı ve alışveriş arasında gidip geldiniz mi?

28 Comments:

Anonymous Anonymous said...

renklercigim, münih´de daha dogrusu kent´in adi Metzingen, orada Outlet-yerleri var, aklina hangi ünlü marka gelirse var orada, ESPRIT, BOSS, Ralph Lauren,S. Oliver ya iste nerdeyse bütün ünlü mazalari orada bulabilirsin, ve cok da uygun yani 70 % indirimler var, sana tavsiyem olsun, eger vakit bulabilirsen, oraya git. Kime sorarsan sor, sana mutlaka söylerler.

Oglun umarim iglesmistir.

12:41 AM

 
Blogger KUGUU said...

RENKLERcgm esinde alisveris yapmayi seviyor ne guzel. Magazalarda gordugumuz uflayarak bekleyen eslere hic benzemiyor:) Gule gule kullan.

2:19 AM

 
Blogger renkler said...

Sevilaycığım, aslında cumartesi döneceğimiz için fazla bir vakit olacağını sanmıyorum ama belli de olmaz:-)Oğluş iyileşti sanıyordum ama hocası aramış annemi biraz önce ve annem de almış, eve getirmiş. Miğdesi ağrıyormuş. Doktora götürmek lazım... İlgin için sağol canım.

2:22 AM

 
Blogger renkler said...

Kuğucuğum, Allah'a şükür ki alışverişi seviyor. Ama kısa sürede koştur koştur alışverişi sevmez. Oysa ben 5 dakikam bile olsa mağazaya girerim, gözüme birşey kesdtirir dener alırım... O bu tür koşturmaları pek sevmez.

2:24 AM

 
Blogger Gamzeli said...

Ayy canım iyi yapmışssın, Oğlun içinde geçmiş olsun...benimde çok farklı oldu yarın blogumda anlatacağım bende...
iyi haftalar diliyorum ...

2:54 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

Oğluşuna geçmişler olsun canım ya.
Hasta çocuklara bu ara pek üzülüyorum biliyorsun:(

Aldığın herşeyi güle güle kullan.:))
Burada Fethiye caddesinin üstünde (iİnönü cad)
bir fırın var. pröfidrol toplarını satıyor.
Kiloyla alıp ,(yarım kg daha doğrusu,bize kaç gün gidiyor.Düşün hepimiz tatlı canavarıyız oysa.)
kremalarını yapıyorum.sonra ıhhhm.Canımı çektirdin. yine alayım bir ara.:))
Ben de bugün içimden geldi,yemek etkinliğine katıldım.Bakaliiim nolcek.

4:06 AM

 
Blogger renkler said...

Gamzeliciğim, merak ettim şimdi haftasonunu. Göreceğiz:-)

4:28 AM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacığım, bazen ben de topları da dahil profiterol yaparım. Bir ara harika bir tarifim vardı, daha doğrusu bir iki yerden tarif alıp bir harmanlama yapmış ve en damak tadımıza yakınını bulmuştum ama taşınma sırasında defterim kayboldu. Yeni bir tarif denedim ama beğenmedim. Bu arada Fethiye caddesindeki çinili fırın hala durur mu?

4:29 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

ben deyapardım toplarını eskiden. bu tembel işi kolay geldi.:)

hakikaten yakın zamana kadar farkındaydım,duruyordu orası ama.şimdi emin olamadım,gittiğim desenin için bakar söylerim.:)
Süreklideğişiyor İzmit.Hele Gölcğe deönen yer ,yollar pek güzel oldu,ama o çimleri suluycaz diye bizi susuz bırakıp sonra da eski belediye başkanını suçladılar.İnsanlar salaktı sanki

(gerçi o da hiç masım değil ama bu konu da suçu olduğunu sanmıyorum.)
tekel yandı,daha doğrusu sefa yaktırdı. yaptırdığı havalı belediye binasının önünde çirkin duruyor diye,kimsede anlamadı! güya.biliyorsundur herhalde.
93 de oldu çünkü bu,ben burun ameliyatı olmuştum.Anacımla devlet hastahanesinde yatıyordum:"aa bu gökyüzü niye kırmızı" diye bakmıştık.
işte biraz İzmit anlatayım dedim.

4:54 AM

 
Blogger Burcu said...

aldıklarını güle güle we iyi günlerde giyin inşallah. Münih'te iyi gezmeler diliyorum...sewgiler...

5:49 AM

 
Anonymous Anonymous said...

bu alışveriş çılgınlıının darısı benim başıma:)
yeni hedefler koydum onlara ulaşırsam yapçam alışveriş hehe:))

Güle güle giy aldıklarınıı..
oğluna da geçmiş olsun:(

6:16 AM

 
Blogger Bocuruk said...

Aynen canım temizliğe cuma akşamından başladım. Cumartesi yemek pasta börek çörek vs. yaptım. Akşama misafirim vardı ama son anda eşimin şantiyeye gitmesi gerektiği için iptal ettik. Ben de eşleri seyahatte olan birkaç arkadaşımı çağırdım annem de bir arkadaşını çağırdı oturduk. Tabii bu arada cumadan beri yıkanan çamaşırlar da ütülendi. Tüm bunlar pazar günkü gazete keyfim içindi ama pazar günü dışarı da çıktık. Ben de biraz alışveriş yaptım ama kızlara. Dönünce yemek falan derkennn...Yine de okudum gazetelerimi :)

6:32 AM

 
Blogger Damak Tadı said...

Canım Renklerim,
Öncelikle yeni giysilerini iyi günlerde giy tatlım..Oğluna'da çok geçmişler olsun canım..

Eşinden yana şanslısın alışveriş konusunda tatlım..O da senin gibi seinile alışveriş yapmasını seviyor ne güzel nazar değmesin sizlere canım benim..

Umarım Münih seyahatiniz çok iyi geçer,sana şimdiden hayırlı yolculuklar diliyorum tatlım..Gerçi o zamana kadar daha çook görüşürüz tatlım..

Çok güzel bir hafta seninle olsun bitanem..
Hafta sonumuz çok yoğun ve yorucu geçti.Nedeni annemler geldiler ve misafir trafiği ve mutfak işleri yogundu,sanırım halen de devam ediyor..

Çooook öpüyorum canım,sevginiz çoook olsun..Kendine çook iyi bak..

7:09 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Cuma misafir,cumartesi misafir..her ikiside yemekli..anlamadım ben bu hafta sonundan bir şey...

11:16 AM

 
Blogger deriella said...

renklercim bi oturuşta son postlarının hepsini okudum ohh ne güzel şeylr alınmış güle güle giyilsin. ben ciddi kilo aldım bu aralar yani olanın üstüne o yüzden bayaa bi üre hiçbir mağazaya bakmayarak cezalandırıyorum kendimi. fazlasıyla hakettim çünkü:( freeshop tehlikeli demişsin katılmakla birlikte çok çok zevkli olduğunu da söyleyerek hakkını teslim etmek istiyorum. normalde satılmayan makyaj kitleri,likörler,çikolatalar mmmm.. öpüyorum çok,
iyi yolculuklar diliyorum

12:02 PM

 
Blogger Gün said...

Ben hele bir 38 olayım sen gör alışveriş çılgınlığını :) Hafta sonu mu dedin, valla anlamadım bile ışık hızı ile geçti gitti...

1:26 PM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacığım, Tekelin yanışını duymuştum. Aslında ne güzel bir eski binaydı... Önünden geçerken duyduğumuz o tütün kokusu hala burnumda... İzmit'e gitmeyi çok istiyorum, hep aklımda... Aslında eski anılarımdaki gibi kalsa daha iyi mi olur bilmiyorum.

10:40 PM

 
Blogger renkler said...

Karman Çorman, teşekkürler, sana da sevgiler...

10:41 PM

 
Blogger renkler said...

CCC ciğim ben de hedef koyuyorum ama işe yaramıyor. Yalnız bu rejime başlamadan cidden birşey almıyordum çünkü hiç yakışmıyordu. O zaman hedefe de ihtiyacın olmuyor. Bir dönem bu şekilde alışverişsiz yaşadığım için şu sıralar çok alıyorum belki.

10:42 PM

 
Blogger renkler said...

Bocurukçuğum, pazara iş bırakmayı hiç sevmem aslında ama cumartesi hem oğluşun hastalığı hem de alışveriş derken birşey yapamadım o nedenle pazar günü bir keyif çayı bile içemedim. Aslında dışarı çıkmak tüm günü öldürüyor bu İstanbul'da.

10:44 PM

 
Blogger renkler said...

Gülcüğüm, haftasonları daha çok yoruluyoruz değil mi? Annesiğin gelmiş ne güzel, selamımı söyle canım.

Eşim de alışverişi seviyor ki aslında ikimizin de sevmesi tehlikeli... Yani birbirimizi durduracağımıza tetikliyoruz. Amaaaannn ne yapalım, iki günlük ölümlü dünyada...

10:54 PM

 
Blogger renkler said...

Ageciğim, öyle bir koşturmacanın içindeyiz ki misafiri özledim. Çok yorgunluk ama ben seviyorum misafiri.

10:55 PM

 
Blogger renkler said...

Deriella, iki sene önce Münich'te alışveriş yapacak fırsatım olmuştu, o zaman oğluşa bir sürü oyuncak ve kırtasiye malzemesi almıştım. Kendime pek birşey almamıştım çünkü özellikle kıyafet konusunda çok kötü ve zevksiz buluyorum. Ama mesela Sevilayın bahsettiği outlet mağazalarını bulmak lazım. Neyse bu sene zamanım olacağını sanmıyorum. Free shopa da bakacağız artık:-)

11:06 PM

 
Blogger renkler said...

Güncüğüm, 38 olacaksın elbet, o zaman cicilerini görürüz:-)

11:07 PM

 
Anonymous Anonymous said...

Çikolata sossuz profiterol mu olurmuş, illahi çocuk :)

Bu arada iyi yolculuklar, güle güle git, güle güle dön :))

12:42 AM

 
Blogger renkler said...

Ayçiçekçiğim, yaşadığım şoku düşün. Sossuz bir profiterolu insan doğal karşılar mı, insan sormaz mı?

12:58 AM

 
Blogger EBRU said...

Sevgili Renkler ne güzel bak yeyip 38 beden kalmayı başarmışsın. Ben maalesef! Ama karar verdim ara sıra kaçamaklarım olsa da bugünden itibaren diete girdim. Az az sık sık beslenme politikasını gerçekleştirmeye çalışıyorum. Sabah kalktım egzersiz yaptım. 1 bardak ılık suya 1 tatlı kaşığı elma sirkesi ekleyip aç karnına onu içtim. Sonra greyfurt suyu içtim. Üzerine krem peynir sürülmüş 1 dilim diet ekmek yedim. Saat 10 gibi 1 elma yedim. Bakalım az az sık sık yeme politikası işe yarayacak mı? Bıktım bu kilolardan. Yeni kıyafet almak içimden gelmiyor ama galiba almam gerekecek. Yeni cicilerin hayırlı olsun. Güle güle kullan.Oğluşuna geçmiş olsun. Benimkilerden biri de ateşliydi hafta sonu. Dün gece de ateşliydi. Çok üzülüyorum çocuklar hasta olunca. Bugün ne kadar çok yazdım dimi. Artık nokta koyuyorum. Bol renkli bir gün dilerim sevgiler...

1:00 AM

 
Blogger renkler said...

Ebrucuğum, aslına bakarsan kalıbı rahatsa 38 oluyor ve Stefanelin de böyle. Oyle çok bol rahat olmuyor da... Ama olsun, kendime güvenimi getiriyor. Bu sıra biraz hastalanacak gibiyim ve tam Münih öncesi korkuyorum. O nedenle sıkı bir diyet yapmıyorum, normal yiyorum.

Oğluş dün çok ateşlendi yine. Seninkilere de çok geçmiş olsun canım...

1:04 AM

 

Post a Comment

<< Home