Sunday, February 18, 2007

Haftasonum...

Cuma günü evimdeydim. Ne güzeldi... Sıcak huzurlu... Evle ilgilendim, yemekler yaptım, oğluşu okuldan karşıladım, annem de geldi, birlikte birşeyler yedik, eşimi karşıladım. Güzel geldi yani... Ama kaç günden sonra dayanılmaz gelir bu durum bilmiyorum.

Cumartesi de annem için alışverişe çıktık... Galeriaya gidip seneye hazır olsun diye kaban filan aldık. Güzel bir kaban seçti annem, hani yakası kürklü ama öyle kocaman bir kürk değil, çok zarif. Ona uygun renkte bir pantolon da aldı. Ben de yılbaşında istediğim gibi bir hediye alamamıştım üzerine güzel iki kazak aldım, baharda da giyilecek türden, içli dışlı takım filan. Kendime birşey almadığımı söylesem şaşarsınız değil mi? Ama geçenlerde cilt bakım ürünleri almıştım, kız bana boş kavanoz getirirsem denemem için peeling, nem maskesi filan vereceğini söylemişti, ben de götürdüm tabi... İyi oldu:-) Oğluşa da anneannesi istediği Playstation oyununu aldı. Ben de eşime benzin ısmarladım:-P

Pazar günü ise saçımı boyattım ve biraz katlarını arttırdım. Kuğucuğum da kestirmiş geçen hafta, en son duyduğumda hoşnut değil gibiydi. Benim saçım zaten çok uzun değil, o nedenle pek bir değişiklik olmadı. Ben daha bariz olsun istemiştim halbuki! Adam istediğim gibi yapamadı, ben de çok uğraşmadım pazar pazar.

Geri kalan saatlerde evle uğraşıp yemek yaptım, oğluşun dersleri ile ilgilendim... Güzel bir pazar akşamı geçirdik ailecek... Buz dansını izleyip sinirlendim. Tanrım neden herşey seviyesiz olmak zorunda ki! Zeynep Tokuşun olayı hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben iki yönden sinir oluyorum:1) Neden hep dedikodu edilir ki! Ne zaman olaylara pislik atmadan bakacağız? Bu nedenle aslında Zeynep Tokuşa üzüldüm.2) Ve fakat bir yandan da kızdım. Sonuçta belki saflıktan adamla fazla samimi görüldü. Diğer kadınlar o kadar partnerlerine sarılıp öpmüyorlar. Tuğba Ekinci bile... Bunlar ise sürekli kafa kol öpüyorlar. Yani ben aralarında birşey olduğunu hiç sanmıyorum ama kendimi eşinin yerine koyuyorum ve hoş karşılayamıyorum. Ben kadın olarak da eşimin o şekilde samimi olmasını istemem. Kocasının bu olayı söylediği gibi sakin karşıladığını hiç sanmıyorum. Bilmiyorum eski kafalı diyebilirsiniz ama ben kadın veya erkek farketmemz biraz dikkatli olunmalı diyorum. Bir de Sema Çelebinin dediği gibi oraya çıkmadan bıraksaydı da kim elendiyse (sonunu izlemedim) O kalsaydı... Siz ne düşünüyorsunuz?

İyi ve renkli bir hafta dilerim size:-)

22 Comments:

Blogger ayisigi said...

guzel bir hafta sonu gecirmissin...Buzdansiyla ilgili yorum yapamayacagim, zira bende turk tv si yok,o yuzden hic boyle seylerden haberim yok ama sizin sayesinizde oluyor.Sagolasin...Guzel bir hafta diliyorum, guzel bir cumadan sonra...

12:30 AM

 
Blogger Bng.U said...

hehe postumu yazıp bloglara gezmeye başladımki senin başlığın aynıısnı atmışım ama nokta eksiğim var :)))

1:36 AM

 
Blogger - said...

Canım biz kocişle yarışma ilk başladığında teşhisi koymuştuk, bu ne böyle bunlar niye ikide bir sarılıp öpüşüyorlar diye. Aralarında birşey olduğunu ben de sanmıyorum ama tavırlar farklı gözüküyor. Evli bir kadının daha dikkatli olması lazım, sonuçta insanlara malzeme vermemek gerek. Çok mu gerikafalıyız ne :p

1:56 AM

 
Blogger Ayçiçeği said...

Renkler'cğm, ben de postumu Zeynep Tokuş kalıyor mu ne oluyor diye bitirdim:)
Gerçi sonuna kadar izledim. Halkın oylamasından önce gideceğim dedi. Halk onu birinci seçince gülümseyip onlara layık olacağım gibi birşeyler söyledi. Yani tam anlayamadım ne olduğunu.
Bir de kocası her ne kadar destekliyor gözükse de, bence adam kıskanıyordur. Ben olsam ben de kıskanırdım. Zaten ailemin huzuru için deyip durdu. Demek ki onları etkileyen birşey oldu.

4:04 AM

 
Blogger Gamzeli said...

Ohh yeni yeni ciciler iyi olmuştur, Buz dansı ile ilgili Zeynep Tokuşa üzüldüm cidden, kadın o kadar laf söylmesine karşın hiç birşey demedi(Kibar bir kız hakikaten)ama tabiki kocasının yerine bende kendimi koyarsam hoş durum değil ...

4:14 AM

 
Blogger renkler said...

Aynurcuğum, demek ki sizler için TV den daha sık haberler vermeliyiz:-) Sana da güzel bir hafta dilerim. Şu an biraz pazartesi sendromu yaşıyorum:-)

4:23 AM

 
Blogger renkler said...

ccc ciğim, valla başlık ne olsun diye düşündüm ama birşey bulamadım, ben de öylesine yazdım işte. Demin postunu okudum. Bir porsiyon su böreği 1500 kalori mi!!! Neyse, su böreğinin ucundan bile tatmak yok o zaman. Korkunç!

4:27 AM

 
Blogger renkler said...

Kelebekçiğim, geri kafalılık değil aslında. Ben olaya şöyle bakıyorum: Eşimin bana yapmasını istemediğim bir şeyi yapmamalıyım ve insanlar da biraz özen göstermeli. Kalbin ne kadar saf olursa olsun yanlış anlaşılabilir ve karşı tarafı incitir. Asenaya bakıyorum, hatta Tuğba Ekinciye hiç bir şekilde o tip bir vücut dili yok(hani Ayşe Arman vücut diliniz var dedi ya onlara) Bir de o reklamcı juriye hak verdim. Buraya gelmeden bir çift olarak yarışacağınızı biliyordunu o zaman evli olarak katılmasaydınız dedi...

4:29 AM

 
Blogger renkler said...

Ayçiçekçiğim, valla ben olsam ben de kıskanırdım. Kadının bir de çocuğu var, bu tip haberler çıkmasına çanak tutacak hiçbirşey yapılmamalıydı. Juridekiler şaşıyor olabilir ama ister Türk, ister başka bir milletten olsun, normal bir ailenin huzurunu bozacak bir durum. Yani marjinal bir çiftsen farklı olur tabi... Bu nednele Ayşe Armanın olayı anlamamasına ve şaşmasına şaşırmıyorum.

4:32 AM

 
Blogger renkler said...

Gamzeliciğim, kadın gerçekten zarif ve kibar. Kötü bir düşüncesi olduğunu da hiç sanmıyorum. Ama evli bir kadın biraz daha dikkatli olmalı sanırım. Gerçi dün hala sarılıp öpüp duruyordu. Bence bırakmalı. Bıraktı mı devam mı edecek bilemiyorum...

4:34 AM

 
Blogger Yaz said...

Buzda dans programını izlemiyorum ama dün akşam arkadaşlardaydık ve orada gördüm olanları. Bence Zeynep Tokuş yarışmadan ayrılmaya karar verdiyse çıkıp tekrar gösterisini yapmamalıydı. Bu tür davranışlar programın izlenme oranını yükseltmek için bilinçli yapılıyor gibime geldi. Çünkü Zeynep kostümüyle, saçı başıyla her şekilde hazır olarak oraya gelmiş. son anda mı karar vermiş ayrılmaya yani. Saçma geldi bana. Birde ben görmedim ama izleyen arkadaşlarımın söylediğine göre partneriyle çok samimi bol öpücüklü tavırlar sergiliyormuş. O zaman ailesinin huzurunu düşünmedimi? Tabi ki samimi arkadaş olabilirler ama evli bir bayanın bir erkekle arkadaşlığının bir sınırı olmalı bence.

5:31 AM

 
Blogger Bng.U said...

Dr. ender saraç abimiz sölemiş bunu..vatan gazetesinin bi haberinde fastfooda alternatif olarak önerilen su böreğinin de ne kadar zararlı olduğu yazıodu.. Ben okuduğumda yıkıldım resmen.. Bi hamburgerin yarısını yesem daha imiş..

5:40 AM

 
Blogger renkler said...

Yazcığım, haklısın. Hepimizin erkek arkadaşları olabilir ama o kadar samimiyet de fazla. Hem dün bir bugün iki ne yakınlık o öyle... Bence de gösteriye çıkmamalıydı...

6:26 AM

 
Blogger renkler said...

ccc ciğim valla hamburger daha iyiymiş! Hatta bir adet lammacunda bile 300 kalori var. Çok çok yağlı olduğu için doğru olabilir.

6:26 AM

 
Blogger EBRU said...

Buzda dans programını sürekli izlemiyorum ama dünkü programı ara ara izledim. Kim elendi bilmiyorum ama olaya bende sinir oldum. Zeynep Tokuş'un hatası o kadar rahat olmamalıydı, bizim milletimiz o kadar samimi davranışları kaldıramaz mutlaka altından bir dedikodu çıkar. O ne öyle şapır şupur derler tabiki. Aralarında birşey yoktur ama o kadar samimi davranmalarının da alemi yoktu. Bence hoş değil. Ayrıca eşi de olayı o kadar soğukkanlı karşılamamıştır ve yarışmadan çekilmesi ikisinin kararıdır. Neyse uzun lafın kısası daha dikkatli olmalıydı.

6:30 AM

 
Blogger ceyda'nın tükkanı said...

Evde gerçekten de keyifli zaman geçirebiliyor insan:) Saçını güle güle kullan canım. Ben de bir değişikliğe niyetlendim saçımda bakalım hayırlısı:))

6:50 AM

 
Blogger renkler said...

Ebru, toplumumuz kaldırmıyor bu doğru. Ama yani çok samimiyeti ülkesi ne olursa olsun erkeklerin kaldırabileceğini sanmıyorum, en azından kıskanır... Aslında bence hissettiği anda eşini uyarmalıydı adam ve hatta Zeynep Tokuşun hayranları...

7:19 AM

 
Blogger renkler said...

Ceydacığım, bazen değişiklik iyi oluyor. Gerçi benimki pek değişik olmadı. Tüm berberler kısaltıyım diye ölür, bizimki azıcık kesti (Kuğunun berberi de ilk başta direnmiş:-))

7:20 AM

 
Blogger KUGUU said...

Saclarini gule gule kullan cnm. Evet dogru anlamissin hosnut kalmadim bu radikal degisiklikten ben. Ama kafami gormezden geliyorum canim:)) Kuaforum evet ilk kesmem demisti, bunalimimi degil onun sozunu dinlemeliydim:)) O yuzden karar vermeden hepimiz (CEYDAAAA) 2 kere dusunelim derim ben:))

8:10 AM

 
Blogger kurunane said...

ben o programı hiç izlemedim, tercihimi bülentli yarışmadan yana kullandım.

saçlarınıda güle güle kullan. bende memlekete gittiğimde kestirmiştim bana da çok kat yaptılar ben de az kat istiyordum :)

bi doktoruna bide kuaförüne çok güven duymalısın derim hep. tanımadığım bi kuaföre gitmek zorunda kaldım.

9:12 PM

 
Blogger renkler said...

Kuğucuğum, uzar yine çok üzülme. Eminim hoş olmuşsundur da alışkın olmadığın için tuhaf geliyordur:-)

10:38 PM

 
Blogger renkler said...

Kurunaneciğim, Bülentli yarışma nasıl gidiyor? İlkini biraz izlemiştim ben de ... Kuaför konusunda ben de tutucutumdur ama bazen yeni yerlere de gitmek zorunda kalabiliyor insan. Ben geçen sefer kendi kuaförümden hiç memnun kalmadım, çok kötü boyadı. O zaman ona da söyledim ama yok yıkanınca düzelir filan dedi, beni kızdırdı. Ben de bu kez burada fön çektirdiğim bir yere boyattım, gayet de memnun kaldım. Ama önceden biraz tanıdım tabi. Üstelik daha ucuza yaptı... Bazen de tanıdıklar kazık atabiliyor nasılsa bir yere gidemez diye. Ama ben çabuk silebilen biriyim...

10:41 PM

 

Post a Comment

<< Home