Sunday, May 13, 2007

Annecikler Günü





Haftasonum koşturmakla geçse de güzeldi. Malumunuz anneler günü telaşı vardı ve biz eşimle aşırı yoğun olmamız nedeni cuma akşamı itibarı ile sıfır hediye ve sıfır hediye fikri ile telaş içerisindeydik. İki anne de hediye açısından problemliydi üstelik. Şimdi iki annemi de çok severim, eşimin annesini de kendi annem gibi severim, kırılmışlığım yoktur ona Allah'a şükür ama iki annemin de ortak özelliği hediye konusunda problemli olmalarıdır. Annem çok az şeyi beğenmiştir şimdiye kadar. Zaten geçen postumda yazmıştım bunu... O nedenle anneme Pazar günü beraber çıkıp ihtiyacı olan bir şeyi alalım mı diye sorduğumuzda ayakkabıya ihtiyacı olduğunu söyleyerek bizi rahatlattı. Sonuçta bu işi o şekilde çözmüştük.

Diğer annem ise illa birşey almayın diye tutturur hep, alınca niye aldınız der. Onun da hediye beğenme konusunda sorunlu olduğunu düşünüyorum ne yazık ki. Kıyafet almak riskli çünkü üst kısmı alta göre daha geniş ve bedeni tutturmak zor. Mutfak eşyam çok var sakın lmayın der. Herkesin herşeyi var tabi ama bana ne kadar çok tabağım olsa da tabak takımı gelse sevinirim mesela... Ya da orjinal bardaklar. Ama durum böyle iken geriye çok şey de kalmıyor. Biz de bu kez çanta alalım dedik. Cumartesi sabahtan Kadıköye gittik. Eşimin bir yeri var, oradan kendisi için alışveriş yaptı. Yan tarafta çok hoş bir çantacı açılmış oraya baktık. Annem için bej şık bir çanta beğendik. Bu arada ben de kırmızı bir çantada takılı kaldım. Satıcı kız işini biliyordu, o çantayı bana sattı:-)
Bu durum bir problem ortaya koydu: Benim kırmızı ayakkabım yoktu ki! Üstelik dikkat çekici bir kırmızı ayakkabıyı bana aldırmayacak bir eşim de vardı. Fakat eşim o gün bir tuhaftı, hadi kırmızı ayakkabı bakalım sana dedi, üstelik seçtiği ayakkabılar cidden ilgi çekiciydi. Son kararın mı sorusunu sorduktan sonra çanta rengine yakın bir ayakkabı aldım kendime.

Kırmızılar...

Bu arada eşim bana sevgililer gününde yeşil bir çanta almıştı. Ona uygun bir tek tüvit bir ayakkabım vardı ki yaz olduğu için artık giyemiyorum. Şimdi ona uygun bir ayakkabı gerekmez mi? Gerektiğine karar verdik ve yeşil bir babet aldık. Ayakkabı sanki çanta için yaratılmıştı, epey uydu. Ne zamandır babet istiyordum zaten... Kırmızı diyordum ama yeşil daha hoş oldu.

Yeşiller...



Sonra alışveriş manyaklığımız beş gibi bitince annem ve babama gittik. Eşimin oğlu, kardeşi ve kardeşinin eş, de oradaydı. Büyük oğlumuz çok yakışıklı bir çocuk, 18 yalında. Bir kızla kendi aralarında sözlenmişler! Bu yaşta olması saçma geldi ama çocukluk işte, evcilik oynuyorlar şimdi... Kız onu almaya gelecekti, bu nedenle kız gelene kadar balkonda oturduk, kaynattık. Uzun zamandır bu kadar gülmemiştik. Balkona ilk çıktığımızda ayakta portakal suyu yudumluyorduk. Bu durum bana Dallas dizisindeki aileyi aklıma getirdi. Hani akşamları ailecek toplanıp viski içerler ya. Biz de kayınvalide, eltiler, çoluk çocuk o durumdaydık:-) Sonra sandalyeleri getirip yayıldık tabi.


Gelin kızımızı karanlıkta ve uzaktan gördük, güzele benziyor. Ama bu kaynanalık yapmayacağım anlamına gelmiyor tabi:-)


O akşam hoştu, annemin anneler gününü kutladık. Saat 10 gibi eve dönmüştük. Eurovisionu izledik. Bununla ilgili bir post da yazacağım....


Pazar günü oğluş bana eşimle aldıkları hediyeleri ve "annecikler gününü kutlarım, senin o güzel gözlerini yerim ben, sen dünyanın en güzel annesisin biliyorsun değil mi" şeklinde cümleler ile dolu yyazısını verdi. Bir de iki gelincik koparmış bebişkom:-) Yerim onu ben. Hediyem kot pantolon , tunik ve kemerdi. Çok da trendiydi canım... Hemen giydim. Sonra ise eşim ve oğluş beni ve annemi bruncha götürdü. Çok güzel bir kahvaltıdan sonra anneme ayakkabı aldık. Oğlana da spor ayakkabı aldık. Öğlen de güzel bir yemeğe gittik. Çok yorulduk ama güzel de bir gün geçirdik.


Hediyem...




En Güzel Hediye...

En kötü günümüz pazar günkü gibi olsun valla. Ne hoştu... Şu an çok yorgunum ve bir ton iş beni bekliyor. E hadi hepimize kolay gelsin.

16 Comments:

Blogger [ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

Hepsi çok şık, çok güzel.. umarım hep o günkü gibi mutlu günlerin olur ve sen onları hep böyle güzel günlerde giyersin.:) Annecikler günü diyeni de öperim, severim ben.. ne güzel gelincikler onlar öyle..:)

1:05 AM

 
Blogger Ayçiçeği said...

Hepsini güle güle kullan canım:) Kırmızı ayakkabılar gerçekten de iddalı ve şık.

1:47 AM

 
Blogger seli said...

Anneler günün kutlu olsun, kırmızı ayakkabına bayıldım çok şık. Adın gibi renkli olmuş :)

1:50 AM

 
Blogger Gamzeli said...

ayy ne güzel...Hediyelerinizi güle güle kullanın...Bugün o yorgunluk sana hiç gelir bana geldiği gibi :)

iyi haftalar

2:10 AM

 
Blogger renkler said...

İnce Gülcüğüm, çok sağol... Gelincikleri çok severim ben ama vazo içinde hiç durmuyorlar, hemen soluyorlar. Aslında isabetli olmuş, fazla koparılmıyor böylece...

2:33 AM

 
Blogger renkler said...

Ayçiçekçiğim, sağol. Kırmızı olanları nerede nasıl giyerim bilmiyorum:-)

2:34 AM

 
Blogger renkler said...

Seliciğim, sağol. Aslında adıma bakma, aşırı renkli giyinen biri değilim. Giyinsem de cart renklerden çok pastel tonları, pembeleri, mavileri tercih ederim. Ama bu sene kırmızıyı tercih ediyorum nedense...

2:35 AM

 
Blogger renkler said...

Gamzeliciğim, sağol. Aslında çok yorgunum, bir de baş ağrısı... Akşam olsa da eve gitsem diye bakıyorum:-) Ama mutluyum Allaha şükür

2:36 AM

 
Blogger Damak Tadı said...

Hepsi çok şıklar canım güle güle kullan.Annecikler de çok güzel günlerde kullansın hediyelerini..

Aynı sorun benim için de geçerli,zira annem kesinlikle bana hiç bir şey almayın herşeyim var desede bizler çok güzel şeyler aldığımıza inanıyorum.))

Buradan tekrar tüm annelerin Anneler gününü kutlayıp tüm anneler almış oldukları hediyeleri ise güzel günlerde kullansınlar.))

Harika bir hafta diliyorum canım benim.Kocaman söpüyorum seni,anneye hürmetler..

2:47 AM

 
Blogger renkler said...

Gülcüğüm, çok sağol canım. Aslında bize iyilik olsun diye almayın diyorlar ama bu da zor oluyor, çünkü fikir vermiyorlar. Biz annemle bu sorunu çözümledik. O oğluşla bana hediye alacağı zaman ya beraber çıkıyoruz, ya da parasını veriyor. Nassılsa kendi annem, bu sorun olmuyor:-) Seni çok öpüyorum canım...

4:38 AM

 
Blogger akçahan said...

Sevgili Renkler Senin ve Annenin gününü kutlar, nice mutluluklar dilerim.

6:19 AM

 
Blogger Ayçiçeği said...

Renkler'cğm, cumartesi günü brunchta bir kadın görmüstüm, limon sarısı ayakkabılar ve çantayla gelmişti. Öööle yüksek topuklu filan :) Önemli olan senin o ortamda kendini rahat hissetmen :)

8:10 AM

 
Blogger Bocuruk said...

Kırmızılara bayıldım. Güle güle kullan. Güzel bir anneler günü olmuş. Nice anneler gününe mutlulukla:)

1:45 PM

 
Blogger renkler said...

Akçahancığım, çok teşekkür ederim...

10:24 PM

 
Blogger renkler said...

Ayçiçekçiğim, doğru diyorsun tabi.Rahat etmek önemli. Yerine göre giyinmek lazım. Kırmızıları aslında işe de giyerim ama kıyafet biraz sade olmalı...

10:24 PM

 
Blogger renkler said...

Bocurukçuğum, teşekkürler canım. Ne demişler, Türkün gözü aldadır:-) Bir de üç kuruş fazla olsun kırmızı olsun...

10:25 PM

 

Post a Comment

<< Home