Monday, May 28, 2007

Misafirler, aile, kısır döngü ve diğerleri...

Sevgili dostlarım... Evet dostlarım diyorum çünkü kötü günümde yanımdasınız, benim için tanımadığınız bir çocuk için dua ediyor, üzüntümü paylaşıyorsunuz. O halde gerçek dostsunuz...


Şimdi bunu neden söylüyorum onu açıklayayım. Gerçek dostlar kötü günlerde belli olur. Şirketteki herkes hastanede olduğumu, kötü olduğumu biliyordu ama ben evdeyken bir iki kişi aradı. Gerçi şirket adına güzel bir çiçek geldi ama bu düşünceli Genel Müdür asistanının jesti tabi... Hadi belki evde beni rahatsız etmek istemeyenler olmuştur diyelim, ama Pazartesi işe başladığımda bile geçmiş olsun diyenler çoğunlukta olsa da yanımdan geçen ama hiç bir kelime söylemeyenler oldu. Bilmemeleri mümkün değil. Gerçi çok mu umursuyorum, yooo... Allah sağlık versin en önemlisi o. Ama bunun mantığını anlamam mümkün değil. En acısı ve aslında tuhafı Genel Müdürümüz bir geçmiş olsun demedi. Küçük bir toplantı yaptık, sadece nasılsın dedi o kadar. Onu da artık çüşş dememem için demiştir. Yani ben bu şirket daha sıfırken işe başladım ve o kadar ileri gitti, büyüdü ki! Benim de katkılarım yadsınamaz. Ama ne oluyor, biraz hasta olduğunda sen yoksun. Kendimi işe yaramaz biri gibi mi hissetmemi sağlamaya çalışıyor. Ne yani biraz iyi davransa şımarır mıyım? Bazı şeyler kafamda daha iyi oturuyor. Bizler aslında şirketler için birer hiçiz arkadaşlar... Hepimiz olmasak da çoğumuz diyelim, belki içinizde bu konudan müzdarip olmayanlar vardır. Boşver diyerek hayata devam ediyorum.

Çarşamba ve Perşembe acı çektikten sonra uzun bir sıcak banyo sonrasında uykuya dalıp sancısız bir şekilde uyanınca bu kadar dinlenme yeter diyerekten temizliğe başladım. Kızmayın hemen! Hareket taşın kolay düşmesini sağlayan faktörlerdenmiş, biliyorsunuz hala sol böbreğimde iki minik taş var... Taşlar o kadar hareketten sonra şoka uğramışlarıdır diye düşünüyorum. Zaten bir hafta önceki haftasonunda deli gibi temizlik yapmış ve daha önce yazdığım yapılacaklar listesini bilem aşmıştım. Bu hafta da salon ve mutfak camı (ki mutfak camım çopk zor!) silinmesi, duvarların silinmesi (oyundan gelen minik bir yaramazın minik el izleri, koridorda oynanmış futbol topunun yuvarlak izleri yokedilmesi amaçlı) yerlerin temizliği, tüm evin toparlanması, elde çamaşır yıkama, ütü derken Cuma komalık bir şekilde eşimi bekliyordum. Eşim kızdı kızmasına ama ertesi günü 12 kişilik bir yemek vereceğimden habersiz değildi. Dayımın büyük oğlu Almanyada yaşıyor ve O da mimardır, ailesini görmeye gelmiş, halasına, yani anneme de gelmek istemiş ve Pazartesi döneceği için ancak Cumartesi gelebilirdi. Bu nedenle mecburen buyur ettik. Tabi onunla beraber canım dayım, Rahibe Teresa benzeri yengem, küçük oğlu, onun eşi, 2 çocukları da geldi. Bir de ağabeyimi çağırdık, çünkü hep beraber olma olasılığı çok karşımıza çıkmıyor. Sağolsun börek harici tüm yemekleri annem yaptı, çok yoruldu ama değdi, harika bir sofra oldu... Kalabalık güzel bir yemek yedik. Çocuklara balkonda hazırladım yemeği. Onlar da bol bol azdılar. Biz bayanlar biraz yürüyüşe ve çay içmeye çıktık, çocuklar da oyun sahalarına gittiler, beyler de balkonda kaynattılar saatlerce. Çok hoş ve keyifliydi. Sonra toplu bir resim çektirdik...

Misafir olarak 8 kişi, bizle beraber 12 kişi ağırlamak hastalık sonrasında biraz fazla oldu olmasına (Perili Köşkçüğüm:-) ama ailem ile beraber olmak iyi de geldi, yalnız olmadığımı anımsattı.

Bu arada ağabeyimin yeni evime ilk kez geldiğini de belirtmeliyim! Neredeyse bir yıl olacak! Aramız biraz limoniydi. Gerçi konuşuyorduk ama ona en çok ihtiyacım olduğu anda beni yüzüstü bıraktı, sonra pişman oldu ama sonra da yardımını ben kabul etmedim. Manevi bir iyilik istemiştim oysa, maddi filan değil. Alllah kimseye muhtaç etmesin. O gün barışmış olduk, annem mutlu oldu. Yine aynı kısır döngünün devamı aslında. Ağabey kardeşini yüzüstü bırakır, sonra affedilir ama bir müddet sonra kimsenin aslında değişmediği, aynı olduğu anlaşılır, kardeş yine hayal kırıklığına uğrar. Aynı kısır döngü içerisinde dönülüp durulur. Bu hep böyledir...

Canım dayıcığım ailenin en büyüğü. Annem ile aralarında sekiz yaş var. Aslında yaşına göre gayet iyi ama bu sefer biraz çökmüş mü gördüm ne! Allah uzun ve sağlıklı ömür versin.

Pazar günü hiç birşey yapmayacağım dedim ama yemek, ütü, çocuğun derslei derken gün nasıl geçti anlamadım. İşte böyle, sağlıklı günler...

34 Comments:

Blogger BALDAN TATLI said...

Üzem tatlı canını. Boşver. Heryerde var böyle ök...ler. Kusura bakma böyle demek gerekiyor artık. Kendi hastalıkları olunca onlarda anlıyacaklar ama nafile. İnsan böyle günlerde anlar kimin dost olduğunu. Bizler burada paylaşmaya devam edelim acılarımızı, tatlılarımızı bizler buradayız. Sevgiyle kal..

11:16 PM

 
Blogger [ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

Annem, bir insanı kırk yıl sırtında taşırsın.. bir gün yorulup yere indirirsin.. işte o zaman senden kötüsü olmaz der. Yani o kırk yıl, bir anda unutulur. Allah, kıymet bilenlerle karşılaştırsın.. insanın gücüne gidiyor.
Ne güzel bir aile yemeği olmuş. Ben de bayılırım hep bir arada olmaya.. kalabalık ve sıcak.:))
Canım, sen gerçek dostsun.. ve gerçek dostluğu hak ediyorsun. Sonuna kadar dostum olarak kalmanı dilerim. Sevgilerimle.:)))

11:51 PM

 
Blogger Burcu said...

renklercim,geçen haftaki total mutsuzluığumun %100 sebebi şirket içi tavırlar & sözlerdendi.bazen hatta çokca zaman bende bir hiç olduğumu düşünüyorum.bunca sene okumuş olmamın,bana verilen işten fazlasını yapmamın veya kendi işim haricinde herkese yardımcı olmaya çalışıyor olmamın kendimi yıpratmaktan başka hiçbi karşılığı yok gibi geliyor.aslında eminim bile.ama önemsemeyerek çıkıyorum işin içinden.napalım dediğin gibi sağlık olsun.insanlık malesef ölmüş mü desem ne desem ki :I
--
aileyle hele de kalabalıkla beraber olmak insanı çok mutlu ediyor.insanın ailesinin verdiği sıcaklığı başka hiçbi yerde bulmak mümkün deil zaten.Allah ağzınızın tadını bozmasın inşallah..
--
çok öpüyorum canım

12:03 AM

 
Blogger cenebaz said...

Bu sabah oturabildim b.sayarın başına ve ne çok şey olmuş. Öncelikle sana çok geçmiş olsun. Taş ağrısı korkunçtur derler. İnşallah diğerleri seni üzmeden düşerler. Çocuğun da iyileşmesine çok sevindim. İnşallah hiç bir iz kalmadan çıkar hastaneden. Bu arada çok yorulmuşsun ama o sofra başında insan sevdikleri ile birlikte olunca tüm yorgunluklar unutuluyor. Allah ağzınızın tadını bozmasın.

12:21 AM

 
Blogger Gamzeli said...

Canım çok dikkat et kendinne, allah önce sağlık versin, zaten sağlık olduktan sonra herşey sırası ile yapılır...
Abin ile barışmana sevindim...İnsanın kardeşe çok ihtiyacı oluyor, belki oda bir daha seni üzmez, aklı başına gelmiştir...

Bazen çok oluyor iş yerlerinde...5 yıldır bu iş yerinden hiç olmadı ama tabiki önceki iş yerlerimde olmuştu, insanın hasta olmayacağı bile varsa oluyor doğrusu..Seni çok öptüm canım, iyi bak kendine...Boşver milleti seni takmayanı sen hiç takma...

İyi haftalar

12:45 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

canım benim,ilk önce çok geçmişler olsun.Babaanenem aynı doğum gibi, yok daha zor derdi.:( Çocuğa o kadar sevindim ki,yokluğunda hep "ona birşey oldu,senin oğlunda çok sarsıldı.onun için yoksun" zannettim. İnşallah o taşlar hiç anlamadan düşer. Ama kısır döngüye katılıyorum bak. ama nedecen kardeş işte..(
Ne güzel bir gün geçirmişsiniz. aaay öyle günlerde benimde yemek yapanım olsa,ne mutlu olurum::)
senin şirket alman şirketi idi değil mi?ama bütün işyerleri aynı yaa,ilgisiz,duygusuz.:(

1:17 AM

 
Blogger - said...

Canım tabii ki bizler onlar için birer hiçiz...Ben bunu uzun zaman önce anladım...Ama hiçbir zaman takmam, burası her ne kadar zaman olarak hayatımın çoğunu geçirdiğim yer olsa da manevi olarak benim için hiçbirşey ifade etmiyor. Geçinmemizi sağlayacak kadar para veriyorlar o kadar.

Temizlik için kendini o kadar yıpratma ya, yazık sana...Ben o kadar yoruluyorum ki aylardır camlarım silinmedi. Zaten silecek zaman da yok bi ara bi kadın çağarsam iyi olacak. Ev leş gibi :(

Yemek çok ii olmuş, abinle aranın düzelmesine de sevindim. Çok öpüyorum

1:25 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Aslı,

Hiç kusura bakmam, aynen öyleler çünkü... Sizler iyi ki varsınız...

2:26 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili İncegül, annen ne güzel söylüyormuş. Aynen öyle hani. İyi ki varsınız, iyi ki varsın. Sen de çok iyi bir dostsun, teşekkürler.

2:27 AM

 
Blogger renkler said...

Sashacığım, inan çok çalışmak, işin stresi bana dokunmuyor sadece bu insan ilişkilerindeki olumsuzluklar bıktırıyor. Oysa biraz güleryüzle herşey o kadar güzel gidebilir ki... İyi dileklerine amin diyorum, sağol...

2:28 AM

 
Blogger renkler said...

Cenebazcığım, amin, çok teşekkür ederim...

2:29 AM

 
Blogger renkler said...

Gamzeliciğim, takmıyorum aslında ama ben de biraz hassas dönemimdeydim herhalde. Böyle gelmiş, böyle gider... Ağabeyimin değişeceğini sanmıyorum ama bakalım... Öptüm çok.

2:31 AM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacıkım, doğumdan zor diyenler var valla. Ama ben normal doğum yapmadığım ve hiç sancı çekmediğim için bilemeyeceğim. Bu arada sen de hiç görünmüyorsun. İhmal etme bizi.

2:37 AM

 
Blogger renkler said...

Kelebekçiğim, eşim de şu temizlik olayındaki son abartmama kızdı en sonunda. İyi de kim yapacak? Şeytanlar mı! Kadın almayı da sevmiyorum. Kimse evin hanımı gibi yapamaz, hijyene çok dikkat etmez gibi geliyor. Arada büyük temizliklere alıyorum tabi... Amaaaannn, üç günlük hayatta aslında kendini yormaya değmez ya!

2:39 AM

 
Blogger birten said...

cok gecmis olsun...hastaneye yattiimda bademcik ameliyati icin yanimdaki kadinda böbreginde tas vardi ve ne kadar cok agri cektigini gördüm o yüzden ne kadara ai cektigini düsünebiliyorum... bende hep son dakikada hastaneye gderim, hep tahammülümü sonuna kadar degerlendiririm...kendini bu kadarda yorma, okadar agridan sonra bu kadar isi nasil yaptin sasirdim...ama yapmadigin zamanda insanin ici rahat etmiyor dimi??bol bol su ic, elinden suyu hic düsürmeki birazda olsa faydasi olur..
bende sinir olurum,hasta oldugunun farkindadir ama ya bilmemezlikten gelir yada önemsememis gibi yaparlar..sanki gecmis olsun demekle ne olurki!!sanki onlarin lafiyla kendimizi bisey sanmalarindan korkuyormus gibi hissediyorlar..ama bence böyle yparak kendilerini bisey saniyorlar..bende önemsemem yani yok bu aramadi, yok su sormadi beni diye ama yine insan bazi seylere takiliyor...
Kendine iyi bak....

3:57 AM

 
Blogger Bocuruk said...

Canım,
Öncelikle çok çok geçmiş olsun. 5-6 yıl kadar önce benim eşim de aynı sıkıntıları çekmişti. Çok zordur bilirim. Çok su iç ne olur. Aman ihmal etme. Oğluşun arkadaşının iyi olduğuna çok sevindim.
İşyerindekiler konusuna gelince ben de eski işyerimde benzer durumlarla çok karşılaştım. Hiç kimsenin iyi yada kötü önemli günlerini anlarını hiç atlamadığım elimden geldiğince yanlarında olduğum halde bana gelince aynısı olamıyordu nedense. Ama hiç kafanı takma o onların insanlıksızlığı. Sen bizler için önemlisin. Kaç gündür çok yoğunum malum aysonu hakediş falan. Geçen hafta perşembeden sonra merak etmiştim seni. Haftasonu pek oturmadım pc başına. Şimdi girdim sayfana ve baktım arkadaşım zor günler atlatmış. Tekrar geçmiş olsun canım.
Sevgilerimle...

5:18 AM

 
Blogger Selen said...

Merhaba,gezinirken buldum blogunuzu,okudum,ne guzel anlatmissiniz..
Gecmis olsun umarim biran once kurtulursunuz taslardan.Isverene gelince nedense isveren olunca insanlar sizi onlarin kolesi gibi gormeye basliyorlar Turkiye'de.Ben yurtdisinda yasiyorum vede calisiyorum buradaki isci isveren iliskisi ile Turkiye'deki o kadar farkli ki anlatamam size.
Keske birazicik insanda olabilseler de calisanlarinin yaptigi islere ek olarak onlarin kisiligi hayatlariylada guru duysalar destek verseler ulkemizde degilmi?
Takipciniz olacagim ekliyorum sizide benim bloga:))
Sevgiler

5:41 AM

 
Blogger renkler said...

Birtenciğim, o ağrı bitince öyle bir rahatlama geliyor, öyle bir enerji ve coşku hissediyorsun ki temizlik vızz geliyor, hatta eğlenceye dönüşüyor. Allaha şükrederek hayata gülüyorsun. Bazen böyle dürtülüyormuyuz ne!

6:14 AM

 
Blogger Selen said...

This comment has been removed by the author.

6:14 AM

 
Blogger renkler said...

Bocurukçuğum, şu an Allah'a şükretmekle geçiyor hayatım bu nedenle zaten kafamı takmıyorum. Önemli olan sağlıklı olmak. Sen bizim için önemlisin demişsin. İnan bu beni öyle mutlu ediyor ki! Sizler de benim için önemlisiniz. Sağol canım...

6:15 AM

 
Blogger Yaz said...

Canım maalesef patronlar için çalışanları bir hiç. Genelleme yapmak istemem ama bir çok yerde çalıştım ve çıkardığım sonuç bu. Hadi patronu fazla takmasan bile iş arkadaşlarının böyle tavırları insanı üzüyor. Ama şunu düşün sana geçmiş olsun demeyenlerin mutlaka vardır bir kuyruk acısı. Ya seni kıskanıyordur, ya kendi yerini hazmedememiştir, ya kompleksleri vardır, yada sorunludur. Hiç takma kafana böyle insanları. Hakedene hakettiği kadarını ver. Onlar için tatlı canını sıkmaya bile değmez arkadaşım.

6:16 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Selen, hoşgeldin bloğuma... Çocuk (oğlumun arkadaşı) ezildi ama şu an hayatta Allah'a şükür. Benim kardeşim sekiz yaşında kamyon altında can verdi.

Kayıp kız çocuğu inşallah bulunur. Allah çocuklarımızı korusun...

6:17 AM

 
Blogger renkler said...

Yazcığım, kimin neden nasıl davrandığını çok iyi anlıyorum ben zaten. Kimse de umurumda değil. Ama beni soran, hala nasıl olduğumu merak eden, mail atan bir sürü insan da var. Önemli olan bu. Ama Genel müdür öyle davranınca bu kadar iş yapan bir insan olarak kırılıyorum. Bir de bunu yazımda anlattım mı bilmiyorum ama saf saf hastaneye giderken yanıma iş kıyafetlerimi aldım, iğne yaparlar acım hafifler de hastaneden işe giderim diye! Düşün yani, ben bunu düşünüyorum, karşılığına bak!

6:31 AM

 
Blogger böğürtlengözün annesi said...

Renklercim geçmiş olsun, yeni okudum rahatsızlandığını, geçen haftada ben rahatsız olduğumdan bilgisayarı açmadım bile. Neyse , çok çok geçmiş olsun, taş dökmenin çook sancılı olduğunu çeken anlatabilir zaten ancak. Umarım diğer taşlar çabucak biter gider.Sen yinede taş dökcem diyerekden kendini fazla yorma hareket edip.

6:39 AM

 
Blogger Selcen Şenocak said...

Mehaba ben uzun zamandır yeni giriyorum sayfana çok sıkıntılar atlatmışın üzüldüm. Oğlunun arkadaşı ve senin için biyük geçmiş olsun Sonunda güzel bir aile toplantısı seni daha mutlu etmiştir eminim allah sağlık versrin sevgilerimle...

7:30 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Böğürtlen gözün annesi, sana da çok geçmiş olsun. Hafta içi kendimi çok yormuyorum merak etme:-)

7:47 AM

 
Blogger renkler said...

Almulacığım, iyi dileklerin için çok teşekkür ederim:-)

7:48 AM

 
Blogger PERİLİ KÖŞK said...

renklercim canım ,iş dünyası tuhaf birşey ya ,insanlar sanki özellikle ince olmamaya çalışıyor yani bazan gerçekten öyle olduğunu düşünüyorum...
bende sen gibiyim temizlikçi bayan almaktan hoşlanmıyorum o zamanda köle isoura gibi iş yapmaktan helak oluyorum,
kendine dikkat et...

7:55 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili köle Isauracığım:-) Valla öyleyiz ya arkadaşım. Ama ben evimin kölesi olmaya razıyım, yeterki mutluluk huzur olsun. Evde de köleyiz ama bundan memnun değilim tabi...

7:58 AM

 
Blogger Selen said...

Kimbilir ailesi ne cok uzulmustur cocugun.Hani kamyonla ezilenin.Yavrum benim Allah rahmet eylesin.
Ben bu minik kizin haberini ilk kacirildigi geceden beri cok dikkattli izledim nedense cok ilgilendim ve etkilendim belkide benim kizimla ayni yasda oldugu icindir..
Minik kiz icin posterler basildi ama henuz bir haber yok.
buradada bircok cocuk kaciriliyor ama bu minik kizin ailesi birazicik guclu ve zengin bir aile bu yuzden ustune cok gidildi.Fas'da olmasindan supheleniliyor bakalim bulunacakmi.Bulunsada sag salim olacakmi...
Neyse..
Sevgiyle kalin

8:53 AM

 
Blogger anemon said...

MAMLESEF İNSANALR BÖYLE SEN YAPARSAN İYİSNDİR SANA GELİNCE KİMSE HATIR SORMAZ BOŞŞVER CANIM BEN ARTIK KİMSEDEN BİR SEY BEKLEMİYORM EN ZOR GÜNNDE OLMUYORLAR ÇÜNKİ DEDİĞİN GİBİ BİZLER BİLE TANIMIYORUZ BİRBİRİMİZİ AMA BİR GEÇMİŞ OLSUN DEMEK LE DİL ASINMIYOR BE GÜZELİM DÜŞÜNCELİ OLAMK BU KADAR ZOR OLAMSA GEREK

9:08 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

canım benim. ama ben sadece pazartesi yoktum.:(
kaç gündür olmayan ise sensin.:(
ama neyse ki çok şükür iyisin ve aramızdasın. Bu arada mailini de aldım canım. Türkçe karakter kullanmadığın için ayrıca teşekkür ederim.:)

1:32 PM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Civciv, insan bazı şeyleri beklemeyince daha az üzülüyor. Ama doğrusu bu olmamalı. Ne yaparsın?

10:44 PM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacıkım, haklısın ben yoktum... Türkçe karakterle yazmamak ne zormuş bu arada:-)

10:45 PM

 

Post a Comment

<< Home