Sunday, July 29, 2007

Bir evliliğin çöküşü...

İyi haftalar... Çoğunuz isteksiz isteksiz, sürüne sürüne kalktınız biliyorum. Çünkü ben de öyleydim. Haftasonu geç kalkmak o kadar büyülü bir olay ki... Ama erken kalkmak, hem de işe gitme adına... İşkence. Ama bu hayatın b,ir gerçeği ne yapalım. İş günleri olmasa haftasonlarının kıymetini bilemezdik.

Cuma akşamı eşim beni aldı, arabaya biner binmez onun sıkkın olduğunu farkettim. İşte bir sorun mu oldu diye sordum. Hayır dedi, ama moralim bozuk dedi. Meğerse kardeşinin eşi boşanmaya karar vermiş! Yani kayınbiraderim ve eşi ayrılacaklarmış. Aslında şok oldum diyemem. Bunu bekliyordum. Hatta eşimle bir akşam annemlerden dönerken kadının onu bırakacağını söylemiştim. Eşim buna pek ihtimal vermedi. Ama benim hislerim doğru çıkar. Ama ne yalan söyleyeyim bu kadar kısa sürede olacağını ben bile düşünmemiştim.

Şimdi biraz durumu açıklayayım. İkisinin de ikinci evlilikleri idi. İkisi de kırkın üzerinde olgun insanlar... Kayınbiraderimin ilk eşimden 14 yaşında bir oğlu var. İlk başta annesinde kalıyordu ama kadın bunlar evlenince çocuğu babaya bıraktı ve çocukla tüm ilgisini kesti. İki haftada bir gün alıyor o kadar. O da ayrı bir tuhaflık ya neyse... Tabi çocuğun gelmesine yeni eltim sinir oldu. Bunu nedense bir tek bana söylemişti. Ben de dedikodu yapmamak adına kimseye söylememiştim. Psikolojik tedaviye kadar gitti olay ama kendisi de çok abartıyordu bu konuda. Zaten çocuğa bakılması gerekiyorsa babası her şeyi yapıyor, ya da annemlerde kalıyordu. Kadın ise eve hep geç geliyor, ev işlerini hep kayınbiraderim yapıyor, yemek de dahil...

Kadın bizim aileden de epey uzak kalmak istiyordu. Onlar evlendikten sonra biz hemen ziyarete gittik. Ben istiyordum ki birbirimize gidip gelelim, anlaşabilelim, bu soğuk dünyada güvenebileceğimiz dostlarımızdan olsun. Ama olmadı.O sıra biz de yeni evimiz yapılınca oraya taşındık. Onları hep çağırdık, 9 ay sonra lütfen gelebildi hanfendi. Ben de o kadar kırılmıştım ki bir daha onlara gitmedim. Zaten çağırılmadık da. Annemleri bile iki kez yemeğe aldı düşünün. Annemleri ziyarete bile gelmiyordu...

Kadın hep işini bahane edip geç geliyordu. Kız arkadaşları ile kız kıza gezip duruyorlardı (valla ben iki taraf için de ayrı eğlenilmesine karşıyım, tutucu diyebilirsiniz), sürekli ablasına gidiyordu, evde yan gelip yatıyordu sadece. Zaten paraları olsun olmasın hizmetçileri vardı...

Bu kadar dedikodu yeter:-) Zaten bizle ilgisi olup olmaması çok önemli değildi. Önemli olan kayınbiraderimin mutluluğuydu. O o kadar iyi bir insandır ki... Biz onunla sık görüşüyorduk zaten. Anne babasını da çocukla ziyaret ediyordu yalnız olarak her hafta... Ama sorunu olduğundan bahsetmiyordu. Çok kendi içine atıyordu sanırım. Annem bir tuhaflık olduğunu seziyordu ama sorun yapmıyordu.


Kayınbiraderim Cuma günü eşimi aramış. Eşi onu terkedip tatile Bodruma gitmiş. Geldiğimde burada olmayın demiş. Yani çocukla onu kastediyor! Evden çıkıp gidin demiş sonuç olarak...

Bu sıralar kayınbiraderimin işleri de pek iyi değil ve ciddi mali sorun yaşıyor. Ama çok iyi olduğu dönemler oldu evliliklerinde. Bu durumda terketmesi de hoş olmadı. Gidecek bir evi de yok. O nedenle annemlerde kalacaklar. Bu çok sıkıcı! Kadın bir ay önce onu büyük bir borca sokmaya çalışmıştı, bizi de alet edecekti. Ama o iş olmadı. Madem ayrılacaksın, ki o sıra buna karar vermiş olmalı, ne diye bizi ateşe atmaya çalışıyorsun değil mi? Fakat ben buna izin vermemiştim. Hislerim yanılmaz Allahtan... Yoksa şimdi deli gibi bir borç altına girecektik!!!

Cuma akşamı bu ruh hali içerisinde bizim oradaki bir yere gittik, açık havada yemeğimizi yiyip dertleştik eşimle. Sonra ona üzülmemesini, bunun kardeşi için en iyisi olduğunu, o kadından zaten hayır gelmeyeceğini, yeni bir hayata başlaması için bir fırsat olduğunu söyledim. O da biraz iyi hissetti kendini. Ben cidden böyle düşünüyorum. Kardeşi şu an en dipte... Ama çıkacak, hayatını toparlayıp oğlu ile yeni bir hayata başlayacak. Buna inanıyorum.

Annemler daha bilmiyor. Çok üzülecekler. Eşim en çok buna üzülüyor. Biz destek vereceğiz, merak etme dedim. Haftasonu kayınbiraderim oğlu ile bize gelecekler. Eve kapanmamalı şimdi...

Sizi de sıktım ama hayatta neler var, görmek gerek... Allah kimseyi eşinden, sevdiğinden ayırmasın. Eşime sarıldım, sıkı sıkı... Ne olur biz hiç ayrılmayalım dedim. O şoku yaşmak çok acı çünkü. Allah korusun!

Bu arada oğluşum da babaannesinden geldi. Hasret giderdik, birbirimize şımardık:-) Allah onları bizden ayırmasın...

20 Comments:

Blogger KUGUU said...

Evet canim Allahim sizi ve hepimizi sevdiklerimizden ayirmasin. Amin.
Kayinbiraderin iicn ise bu sekilde yuruyecegine ve zaman gececegine simdi bitmesi en iyisi olmus belkide. Ustelik arada ortak cocuklari da olmamamsi iyiymis. Ne kadardir evliydiler?

11:40 PM

 
Blogger Meltem said...

Sen ne tatlı ve iyi bir insansın renklercim. Allah herkese gönlüne göre veriyor merak etme. Bütün geçmez sanılan acılar bir bir geçiyor, belki beynin bir köşesinde kalıyor ama hayat da devam ediyor.

11:41 PM

 
Blogger KUGUU said...

Aklima ne geldi biliyor musun: senin blogunun adi aslinda HAYATIN RENKLERI. Biz sana Renkler dedigimiz icin neredeyse unutmustum bunu.
Ve sen bunu yazdiklarinda aslinda cok guzel yansitiyorsun iste, adin tam uyuyor, hepsi hayatin renkleri...

11:44 PM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

canımsın.:) sıklımak ne demek.
burada zaten birbirimizin dertlerinbipaylaşıp terapiyapıyoruzya.
hem senin ne yüce gönüllü olduğunu bir kere daha gördük.
söylenecek herşeyi söylemişsin zaten.O kadından ne kadar erken kurtulsa o kadar iyi.

önünde bir de oğlanın ergenlik dönemi var.delikanlıya bir de o kadın sıkıntı vermez ayrıca.

Allah'ım hepinizin bundan sonraki günlerini huzurlu etsin inşallah..:)

12:09 AM

 
Blogger [ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

Canım, çok üzüldüm kayınbiraderinin durumuna. Ayrılmaktan öte, bu şekilde olması çok üzücü. İyi insan diyorsun ya, nedense hep iyilerin başına böyle şeyler geliyor. İstismara açık oldukları için olabilir tabi. Allah iyilerle karşılaştırsın. İnşallah çabuk atlatır ve hayatına devam eder çocuğuyla beraber. Ona böyle destek olan bir kardeş ve onun güzel yürekli eşi varken eminim yıkılmayacaktır.:)) E gözün aydın. Kavuştun mu mavişine. Öp benim için de onu olur mu?

1:39 AM

 
Blogger Gamzeli said...

Canım yaa, allah hayırlısı ne ise onu versin, insan üzülüyor bu durumlara...Belki kayınbiraderin için çok hayırlı olmuştur..

Madem ayrılacaksın neden borca sokuyosun...Allah sizleri ayırmasın hep mutlu olun inşallah, çok üzüldüm :((

2:08 AM

 
Blogger Mutluveumutlu said...

Renklercim,kayınbiraderin için neyse hayırlısı o olsun.Zaten anlattıklarına bakılırsa ayrılmaları kaynın içinde ,çocuk içinde ve aileniz içinde daha hayırlı olacak gibi görünüyor.
Kayınvaliden üzülücek belki ama ne şanlı ki senin gibi gelini var.
Sizi ve hepimizi allah sevdiklerimizden ayırmasın inşallah...

3:41 AM

 
Blogger kakaolusevgi said...

Renklercim,sıkıntılı bir olay ama eminim dediğin gibi herkes atlatacak bu günleri ve bence daha mutlu olcak kayınbiraderin.İyi ki çocukları yokmuş.Çünkü bütün olanlar çocuklara zarar veriyor,hem de hayatı boyunca.Herşey hayatın renkleri gerçekten.Herkes için gzüel sonuçlanması dileğiyle.

4:40 AM

 
Blogger renkler said...

Kuğucuğum, zaten ben de bloğumun ismini koyarken bunu düşünmüştüm. İnsanın hayatında hep güzel renkler olmuyor ne yazık ki...

Onlar 3 yıllık evliydiler (yaklaşık) Çocuk istemedi kadın zaten...

6:45 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Meltem, sağol. Bazı olumsuz olayları da hayra yormak gerek aslında... Ama çoğu zaman bunu farkedemiyoruz.

6:46 AM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacıkım, çocuğa da üzülüyorum aslında, o ayrı bir konu. Mesela 3 senedir tatile gidiyorlar, kadın çocuğu istemediği için bir kez beraber götürmediler. Annesi bir başka alem zaten... Babaannesi de olmasa ne olurdu bilmem. Annem sağolsun onu büyüten bakan insan... Gerçi kadın kötü davranmadı hiç, hakkını yemeyeyim ama annelik de yapmadı.

6:48 AM

 
Blogger renkler said...

İnce Gülcüküm, haklısın.... İyi insanları hep kullanırlar. Zaten onun gibisini asla bulamaz. Oğluşçuğumu öperim senin için sağolasın. Zaten dün bol bol mıncıkladım:-)

6:49 AM

 
Blogger renkler said...

Gamzeliciğim, hem borca soktu hem de bizi sokacaktı. Az daha kredi alacaktım onun için. Göye kadın ödeyecekti. Ben de eşime dedim ki, bak kardeşin için herşeyi yaparım ama bu kadın asla ödemez. Benim de kendime göre borcum harcım var. Eşim de hak verdi zaten...

6:50 AM

 
Blogger renkler said...

Mutlu ve Umutlucuğum, amin ve cümlemize canım... Artık yardımcı olmaya çalışacağız. Her şey düzelir değil mi?

6:52 AM

 
Blogger renkler said...

Kakaolu Sevgiciğim, haklısın, her türlü renk var hayatın içerisinde. Allah hepimize güzel renkler nasip etsin... Allah geçer dert versin.

6:53 AM

 
Blogger Emre said...

Ya zor işler bu ayrılık mevzuları be, bende korkarım böle şeylerden ama hayat bazen sağ göstermeden de sol vurabiliyo, ne diyim her şerde vardır bir hayır demekten başka.
Bide buldunmuydu hayatın güzelini sıkı sıkı yapışmalı ona, bırakmamalı.

12:21 PM

 
Blogger - said...

Canım kayınbiraderiniz için bence de çok ii olmuş bu ayrılık. Allah korusun daha nerelere varabilirdi olaylar. Zararın neresinden dönersen kardır. Ayrıca ayrı ayrı gezilmesi konusunda ben de sana sonuna kadar katılıyorum. Tabii ki arasıra olacaktır ama ben kocişimsiz hiçbir yerden zevk almıyorum ki. Zaten gündüz hep ayrıyız :(

Bu arada cidden acımasız bir insanmış ne demek2 geldiğimde orda olmayın'. Merak etme canım insanlar ne ekerse onu biçerler. Yaptıkları yanına kar kalmaz. Umarım kardeşiniz de bir an önce toparlanır. Çok çok öpüyorum

10:48 PM

 
Blogger Ferhanca said...

Ölürdürmeyen darbeler, güçlendirir''.
Sizin işide öyle olmuş hem zararın nersinden dönersen kardır.Oğlu var çabuk atlatır.. İnaşallah her şey yoluna en kısa zamanda girer..

8:49 AM

 
Blogger Ferhanca said...

Allah kadınada ,erkeğede iyi, hayırlı eşler versin..

8:51 AM

 
Blogger La Madame Chapeau said...

Merhaba :)

Evlilik denen kurum bazen ürkütücü geliyor böyle örnekleri öğrendikçe...

Gerçi her zaman tarafları dinlemekten yanayımdır; ama şu an pek önemi yok tabii :)

Aslında bu sık duyduğumuz bir şey... Hanımların bir kısmı, kendi ailelerinden kopmazken, eşlerinin ailesinden olabildiğince uzak durmaya çalışıyorlar.

Kişinin kendi kararyıla eşinin ailesinden uzak durmasını bir yere kadar anlayabilirim; ama eşinin de uzak durmasını istemek akla sığacak bir şey değil... Hele de eşin bunu kabullenmesi...

Ve de özellikle ikinci evlilliklerde, mevcut çocukların dışlanmasını da anlamıyorum. Erkek ya da kadın farketmez... Çocuklu biriyle evleniyorsanız, o çocuğu kabul etmek zorundasınız.

Zooor zor... Evlilik değil belki, ama insan ilişkilerini yürütmek zor...

Ne diyeyim...

Herkese her şeyin hayırlısını versin hayat...

Sevgiler...

9:53 AM

 

Post a Comment

<< Home