Erdek macerası
15 yaşlarındayken tanışmıştım Seda ve Ebru ile... Seda üst kat komşumuz olmuştu. Tanışır tanışmaz iyi arkadaş olacağımızı hissetmiştim. Önce annesi ile tanışmıştım. Kızına yaşıt bir komşu bulduğu için sevinmişti. Sonra da onunla... Sınıf arkadaşı Ebru ile de onun vasıtası ile tanıştım. Sonra da üniversiteye başlayıncaya kadar en iyi arkadaşlarım oldular ve üç deli dolu kız olarak hep beraber olduk.
Üçümüzün aileleri de iyi anlaşmışlardı ve beraber Erdeğe tatile gittik bir yaz. İşte biz 16 yaşlarında üç deli güzel genç kız (en güzeli tabi ben :-P). Tüm yazlık kreasyonumuzu ve şehirde bıraktığımız aşk acılarını yanımıza alıp gitmiştik tatile. Sedacık aşk acısı yaşamaktaydı ve tüm yol huysuzlanıp durdu. Ama tatilin ilk günü herşey düzeldi. Çocukluk işte, kötü şeyleri unutmaya o kadar yatkındık ki...
Seda'nın babasının bir arkadaşı tüm katı bize bırakıp üst kattaki evlerine çıkmışlardı. Yani bize kiraya vermişlerdi o evi bir aylığına. Babalardan bir tek Ebrununki vardı. Sedanın babası da arada geliyordu işte...
O sene anneler sadece yemek yaptılar diyebilirim. Sabahları yapılan tostun sayısı belirsizdi. Ancak öğleden sonra denize gelen anneler yanlarında koca tepsi şekerpare getirirlerdi ve bunlar beş dakika içerisinde beş çocuk-genç tarafından silip süprülürdü... O sıra yapılan en büyük kavga pilavın sade mi, domatesli mi olacağı ve o yakışıklının kime baktığı idi (Sonradan hangimiz domatesli, hangimi sade pilav seviyorduk çok düşündük ama bir türlü bulamadık)
O tatilde komik birşey olmuştu, aslında amacım onu anlatmak size: Şimdi Seda'nın babasının da geldiği bir haftasonu motorla deniz gezisine çıkalım dedik, bir motor kiralayıp, çoluk çocuk bindik. Motorun sahibi bizi epey bir gezdirdi. Fakat para konusunda ufak bir sürtüşme yaşandı açık denizde. Biz tabi işin gırgırındayız, umurumuzda değil. Sonra adam bizi aldığı iskeleye değil de başka bir iskeleye bıraktı gitti. Biz sahile varabilmek için iskelede yürürken bir de ne görelim! İskele ile sahilin bağlantısı yok. Şöyle bir beş on metre (belki de daha çok) açıklık var, arada deniz var! Hain adam bizi eski bir iskeleye bırakmış gitmiş.
Saatler akşamüzeri, güneş batıyor ve eski iskele üzerinde 9-10 tip ne yapacağını şaşırmış bakınıyor! İşin kötüsü ise sahildekiler, kumsalada hala duran bazı kişiler de film izlermiş gibi bizi izliyor. Film de komedi tabi :-) Seda ile ben gülmeye başladık. Ama kendimizi durduramıyoruz, o derece gülüyoruz olayın absürtlüğüne. Ebru ise yeni yetme bir genç kız olarak sahildekilere rezil olduğu için somurtuyor ve büyüklere kızıyor. Büyükler ise gülmekle ağlamak arası ifadelerle şaşkınlık içerisindeler.
Hepimiz deniz sonrası banyo almış, şıkır şıkır giyinmiş ve akşama hazır olduğumuz için öyle yüzülüp çıkılacak bir durum da yok. Allahtan denizi çok sığ oranın. Sedanın babası paçalarını sıyırıp indi sonunda, hepimizi kucaklayıp sahile çıkarttı. Sahildekiler ve Seda ile ben gülme krizindeyiz. Hele Sedanın babası Ebrunun babasını (ki en yaşlıları o idi) kucakladığında hepimiz koptuk.
Tabi o güne kadar Erdeğin en güzel kızları ünvanı bizdeydi ama karizma feci çizildi. Allahtan epey uçta bir iskele idi orası...
Şimdi düşünüyorum da ne güzel günlerdi. Gülmek, hele kahkahalar ile gülebilmek ne muhteşemdi. Seda, Ebru: Özledim sizi kızlar yaaaa....
22 Comments:
Herşeyin tadı gençlikte çıkıyordu be. Kahkahalarla gülmek te, böğürerek ağlamak ta bir başka güzeldi o zamanlar.:)) Hakikaten bir an gözümün önüne geldi de.. fena çizdirmişsiniz karizmayı.:))
11:30 PM
Ayy ayy bende gençliğime gittim bi an okurken:) A dese biri katıla katıla saatlerce gülmek minicik bi şeyden ağlamak ,genç kızlık tripleri..Maziye götürdün bizi renklercim bea:)))
teknedeki adam da hain ötesiymiş yahu:)
12:20 AM
Hakikaten çok komik bir olaymış. Adam sizden intikam almış desene. Karizmada yerlerde sürünmüş haliyle. Hey gigi günler hey!!! İlk gençlik günleri gibisi var mı??? Öpüyorum.
1:01 AM
Çok komik gerçekten de bende olsam çok gülerdim o an.Fenamı işte nefis bir anı olmuş hepinize..
1:17 AM
Geçmişe dönüp baktığında,böle anılar bırakmış olmak çok güzel birşey.
İnsan o zamanlar öyle absürt şeylere kahkahalarla güler ki,şimdi düşününce bi anlam veremezsin niye güldüğüne.Mesela bi kere bir arkadaşım ananesinin düdüklüsününün nasıl patladığını anlatmıştı,yerlere yatmıştık gülmekten.Şimdi düşünüyorumda o kadar gülecek ne varmış :)
Bu arada sizin olay gerçekten komikmiş ama,karizma sıfırın altına inmiş :)))
1:25 AM
NE HOŞ YA.ADAM SİZE AMMA KAZIK ATMIŞ,TERBİYESİZ :)BENCEDE EN KOMİĞİ AMCALARIN BİRBİRİNİ KUCAKLAMASI OLMUŞTUR.GÖZÜM DE CANLANDI DA :)BİZİM DE YAZLIKTA KOMŞULAR VARDI.BİRGÜN 50 YAŞLARINDA ABİ DENİZDE 45 YAŞLARINDAKİ ERKEK KARDEŞİNİ YIKIYORDU.KOPMUŞTUK TÜM ARKADAŞLAR.O MANZARAYI DA HİÇ UNUTAMAM :) BİR DE ÇATLAK MI ÇATLAK BİR ABLAMIZ VARDI,BİR SAHİLDEN BİR BAKTIM KANOYA BİNMİŞLER.AMA NASIL? 4 KİŞİ,ARKA ARKAYA,BACAKLARINI YANA SARKITMIŞLAR.EN ÖNDE BU ABLAMIZ,ARKASINDA KOCASI,ARKALARINDA DA KOCASININ ERKEK ARKADAŞLARI AMCALAR :) OLAYA BAK.GÖRÜNTÜYÜ HAYAL EDİN.SÜPER YANİ :)
2:02 AM
Cok tatli bir ani.
Gulumsettin beni ve benide benden alip kendi anilarima goturdun bir anligina RENKLERcgm , agzina saglik.
4:00 AM
beni de Kuğum gibi gençliğime götürdüün. :)çok tatlı bir anı imiş.:)
Görüşüyormusun o arkadaşlarınla?
ben ortabirin ilk günü arkadaş olduğum 2 kızla hala sıkı görüşüyorum.:) sene 1974 den beri.:)
4:07 AM
Ayy çok güldüm gerçekten yaaa...Nedense herkesin o yaşlarda macerası çok :))))
4:19 AM
Bu anı herkesi gençliğine götürdü anlaşılan. Beni de tabi ki. Ne güzel günlermiş meğer o günler. Şimdi de mutlu olsa da insan, ilk gençliğindeki mutluluğu heyecanı zor yakalıyor.
4:35 AM
İnce Gülcüm, valla çok kötü oldu. Ama o halimize güldüğüme de seviniyorum. Genelde yerin dibine batardım, ama o gün çok güldüm.
6:48 AM
Sorma girls on blogcuğum. Ne hainlik. Oranın öyle olduğunu biliyordu tabi. Ama adam bize güzel bir anı kazandırmış:-)
6:49 AM
Handeciğim, çok büyülü, güzel günlerdi. Mutsuz da olurduk çok ama kendimizi hemen toplardık. Geceleri saatlerce oturur konuşurduk Seda ve diğer arkadaşlarım ile. Altlı üstlü otururduk ama birbirimizde gece kalmaya gelirdik... Ne güzel sohbetler olurdu...
6:50 AM
Sevgili Elçince, haklısın anı oldu işte... Her aklıma gelişte gülerim bu olaya.
6:51 AM
Mutlu ve aynı zamanda umutlu arkadaşım, haklısın. Mesela biz de bir kız arkadaşım ile koca akşam çoraplarımıza gülmüştük. İkimizin de baş parmaktan delinmişti. Bakıp bakıp güldük, gidip değiştirmedik de... Ne günlermiş. Dert yok, tasa yok. Şimdiki gençlere bakıyorum, çok mutsuz görüyorum onları.
6:52 AM
Sevgili Kakaolu Sevgi, evet en çok konuşulanı da Sadi amcanın kucakta taşınması idi... O kano olayını biz de çocukken yapardık. Bir sürü çocuk biner batırırdık kanoyu. Kiraya veren adam bağırırdı...
6:54 AM
Kuğucuğum, sağol. Anılarımız da olmasa ne yaparız değil mi? Benim için çok önemlidirler.
6:54 AM
Yağmur Damlacıkım, Ebru İzmire yerleşti. Seda ile daha sık konuşuyoruz. Arada görüşüyoruz da. Ama ayrı şehirlerde olmak kötü...
6:55 AM
Gamzeliciğim, aslında yazsak roman olur dimi?
6:56 AM
Meltemciğim, o zamanlar daha küçük şeylerden mutlu olabiliyorduk demek ki... Zamanla insan katılaşıyor, çocuksu heyecanını yitiriyor ne yazık ki...
6:57 AM
tekne sahibi ne kinciymiş ya!!! ama çok hoş bi anı, cidden karizmayı çizdirmişsiniz, hala o arkadaşlarla görüşmek işin en güzel yanı, çocukluğa dayanan arkadaşlıklar bence hiç eskimiyor, sevgiyle
2:13 PM
Sevgili ikizlerin annesi, aslında daha sık görüşebilir ama olmuyor. Bence araya zaman ve uzaklık girince ilişkiler soğuyor. Yine çok severim onları ama çok fazla aramadığımı itiraf etmeliyim. Ama eminim bir gün bir araya gelsek yine o sıcaklığı bulur, kaynaşırız.
11:09 PM
Post a Comment
<< Home