Güne bakış:-)
* Dün eve geldiğimizde benim evlatlıklardan biri bizdeydi. Saat yedide yemek hazırdı, baktım hala oturuyorlar hadin yemeğe dedim. Çocuk yemek istemedi. Oğluş o zaman sen biraz bilgisayar oyna ben yedikten sonra dışarı çıkarız dedi. Çünkü oğluşun dışarı çıkma saati yemek sonrası genelde. Neyse yemek yedik (annecim sağolsun mercimek köftesi yapmış offf, bir de kıymalı kabak vardı) çocuklar dışarı çıktı. Saat sekiz buçukta zil çaldı, çocuğum kızkardeşi abisini yemeğe çağırıyor, dışarı çıktılar dedim.
* Geç yemek yiyenleri anlamıyorum. Biz erken yemeyi seviyoruz, gece yatarken kuş gibi hafif oluyoruz:-) (devekuşunun da bir kuş olduğunu hatırlatırım. Tamam abartıp kendimize haksızlık etmeyeyim)
* Sonracıma oğluş iki üç kez eve geldi. Zil çalıyor, bakıyoruz bizimki su istiyor, bir daha zil, topunu getirmiş... Bir daha zil. Aaaaa yeter diyerek kapıyı açıyoruz, bakıyoruz bizimkinin öbür siteden bir arkadaşı, ben oğluşun arkadaşıyım, saat kaç acaba diyor. Saati söylüyor, başka bir isteğinin olup olmadığını soruyoruz. Hani TV de ne var bilmek ister belki, ya da hava sıcaklığının ne olduğunu:-). Anlayacağınız dün zil hiç susmadı. Allah susturmasın aslında. Yaşlandığımızda da hep çalsın, sevenler, çocuklar gelsin. O ayrı...
* Lütfen Lezzet aşkı Handeyi okuyun bugün. Yanda linki var. Yazı çok hoşuma gitti.
* Brad Pitt ile Angelina Jolie ayrılıyor olamaz! Bu kadar mükemmel bir çift! Bir sürü çocuk! Gerçek aşka ne oldu?
* Brad Pitt şimdi o sinir bücür Janifer Aniston'a (böyle yazılmıyor olabilir) dönerse çüşş derim artık. Bu erkeklerdeki eski eşe dönme olayı da nedir. O eski eş nasıl kabul eder. Off herşey miğdemi bulandırıyor bazen.
* Neden büyük iş merkezlerinde, alışveriş merkezlerinde, süper ve hiper narketlerde temizlik olayı filan tam insanların işe gelme saatinde yapılır? Neden bu işler erkenden bitmez? Buna göre insanlar erken gelip erken çıkarlar. Örneğin, bu sabah güvenlikten geçiyorum, önümde durmuş biri paspas yapıyor, çantamı x-ray zımbırtısından alacağım, alamıyorum, çekilmiyor da. Bir de yavaş çalışıyor. Fenalık geldi. Üzgünüm ama hem organizasyon bozuk, hem çalışanlara eğitim ve davranış dersi verilmemiş, hem de yavaşlar. Mesela Migrosa, Metroya gidiyorsunuz. Cumartesi en kalabalık gün, insanlar koca arabalar ile mal yerleştiriyorlar! Bunun bir saati olmalı. İnsanlar bu şekilde rahatsız edilmemeli.
*Sanırım bazen nerede yaşadığımız unutuyor ve çok şey istiyorum.
* Herkez işini adam gibi yapsın yeter.
* Yine eğitime gelip takılıyoruz. Her yerde eğitim devam etmeli. İş yerlerinde her çalışan eğitilmeli
* Yine mi amaaaaannnn, bana ne desem. İnsan öyle daha mutlu oluyor.
* Mor adlı kitabı bitirdim. Şimdi üçlemenin en eski kitabı olan yeşili alacağım. Onu bulamazsam Çamlıca'nın Üç Gülün okumak istiyorum. Aranızda okuyan var mı? Güzlei Türk yazarlarına ait kitap öneri olan olursa lütfen yazsın...
* Cuma günü bir apple pie yaptım, aklınız durur. Misafirler ve eşim çok beğendi, oğlum iğrenç dedi... Ben de beğendim ama elmayı daha fazla koymalıydı. Ama yazdığım kağıdı bulamıyorum şimdi. Çok okumadığım bir blogdan bulmuştum, şimdi bulamıyorum. Offf...
* İşler çok gitmeliyim. Bir de Türk kahvesi yapmalıyım. Çaycı ablamız tatilde... Yoksa getirirdi şimdi kahvemi, suyumu sağolsun.
24 Comments:
Çalışmanın en güzel yanı ayağına kadar gelen türk kahvesi zaten Renkler :)
Hafta sonu tatilinden sonra Pazartesi günü en çok bu ritueli seviyorum.
Afiyet olsun :)
1:42 AM
Çocuk gibiciğim, çok ilginç bir şey söyledin... Ben de Türk kahvesinin içme "ritüelini" sevdiğimi söylerim hep. Gerçekten bir ritüeldir o. Özel bardaklar ile, yanında küçük bardağa konmuş soğuk su, eğer evdeysen ve bakacak biri varsa fal için fincan kapama, fala bakma... Bu ritüeli seviyorum.
1:48 AM
Evet evet yanında fal süper gider Renkler, bizim fabrikamızda kahve servisi yapan bayan falda bakıyor işin güzeli. Hergün birbirimizi gördüğümüz için hep aynı şeyleri söylüyor ama olsun biz işin eğlencesindeyiz.
Bu arada biz Anadolu Yakasındayız, atık kutuları için bağlı olduğunuz belediyenin internet sitesine girip, mail gönderebilirsin. Bizim belediyenin beyaz masa diye bir dilek ve şikayet bölümü vardı. Ben oraya mail atıp, istemiştim. Kolay gelsin :)
2:11 AM
Hazırdan kızın olmuş, yeni oğluşların olmuş Allah bağışlasın.)) Top getiren, su isteyen, bisiklet bırakan yavrular, yarın öbür gün kapıyı çalmazlarsa, anne için en büyük yıkım bu olur herhalde.:))
Biz dün akşam tam çıkış saati, bir fal seansı yaptık ki akıllara zarar. Fal bakan da benim, düşün yani.:)))
2:17 AM
Renkler ciğim çok teşekkürler canım. Tekrar hatırlatmakta fayda var. Yazı Anneyiz.biz sitesinden alıntı. GErekli gördüğüm için koydum.Evet zillerimiz hiç susmasın, gelenimiz gidenimiz hiç eksik olmasın bence de... Öpüyorum. İyi bak kendine.
2:33 AM
Merhaba Sevgili Renkler,
Sitenizi her gün ziyaret edip okuyorum. İlk defa yorum yazıyorum.
Yazmamın nedeni; Çamlıca'nın Üç Gülü kitabı.
Ben beğenmedim. Bir kitabı beğenmesem bile sonuna kadar okurum. Kitabın bazı bölümlerini atlayarak okudum.
Yine de zevk meselesi tabii.
Sevgilerimle.
3:13 AM
Umarım bu tatlı belalar büyüdüklerinde de kapılarımızı zırt pırt çalarlar saat sormak için bile olsa...
3:19 AM
Renklercim bende küçükken senin oğlunun gibiydim,elli kere kapıyı çalardım,birde bir sürü arkadaş toplardım,demekki benim çocuğumda bana böyle yapacak :)Ne güzel ama Allah eksikliklerini göstermesin.
Eğer okumadıysan Nermin Bezmen'in Kurt Seyt&Shura ve Kurt Seyt&Murka kitaplarını tavsiye ederim.Shura olan daha güzel ama Murka da onun devamı gibi.
Güzel ve kahveli bir gün geçirmen dileğiyle...
3:53 AM
Sevgili çocuk gibi, bilgi için teşekkür ederim.
6:03 AM
İnce Güclüküm, demek fal bakıyorsun ha:-) yarın fincanımın fotografını koyuyorum o zaman bloğa:-) şaka şaka korkma:-)
6:04 AM
Handeciğim, onu farkettim... Ben de seni öpüyorum:-)
6:04 AM
Sevgili ismini bilmediğim arkadaşım, yorumun için teşekkür edeceğim. Zaten ilk tercihim Yeşil olacak, bir iki kitap daha var aklımda...
6:06 AM
Elçinciğim, inşallah... Ben annemi her gün arar, görürüm. Ama biz zaten Allahtan yakınız, her gün görüşüyoruz. Haftasonları bazen o gezme peşinde koşuyor, o zaman özlüyorum. Ama bizim bıcırıklar ne yapar bilmem. Hem belli olmaz tabi ama kız evladın o konuda yeri ayrı sanırım. Onlar daha bağlı oluyor ilerideki hayatta...
6:07 AM
Mutlu ve umutlu arkadaşım, Allah yalnız bırakmasın, kapı çalanımız çok olsun:-) Kitap önerilerin için sapol. Nermin Bezmeni merak ediyordum zaten. Ama kadına karşı biraz önyargım da vardı. Sen beğendiysen referans olarak alıyorum.
6:09 AM
ben merak ediyorum çok ciddi,kahvenin yanında neden su içilir?
benim önerdiğim türk yazarı kışın okuyacaksın ya inşallah.:)
zil çalanların boool olsun ihtiyarladığında.:)
6:42 AM
Aminn, cümlemize Yağmur Damlacıkım. Senin yazarı unutmadım:-) Gerçekten istiyorum. Bu tip kitaplar bana huzur veriyor ve son zamanlarda ciddi ciddi huzura ihtiyacım var.
Su olayının vardır bir hikmeti. Ama ben alışkanlıktan içiyorum işte...
Kendine iyi bak canım.
6:50 AM
ama ben cidden merak ediyorum,daha önce burada birilerine de sormuştum.kimse cevap bilmiyor? niye adet olmuuş?.:(
evet tam huzur kaynağı onlar.:)
7:00 AM
Canım aşkolsun.. sen gel. Kahveleri ben yaparım. Bi de güzel fal bakarım ki..:)))
7:04 AM
Şöyle bir bilgi buldum Yağmur Damlacıkım:
Kahvenin yanında su getirilmesi ile ilgili bir rivayet ise şöyledir. Kahveyi içecek kişi kahveden önce suyun yarısını içer ve ağzında başka bir tat var ise (yemek,tatlı vs) temizler ki kahvenin tadını tam alabilsin. Sonrasında ise kahve bitince yarım kalan suyu içmez bardakta bırakırsa ´kahve harika tadı damağımda kalsın´ yok kalan suyu içerse ´kahveyi beğenmedim suyla ağzımı temizlemek isterim´ mesajı verirmiş. Bu gelenek kız isteme merasimlerinde gelin adayının kahvesi için uygulanırmış.
7:43 AM
Yaşasın, fal bakacak birini buldum. Yarına oradayım İnce Gülcüm:-)
7:43 AM
bak bak bak.:) sonu çok ilginçmiş.Teşekkür ederim canım benim.:)
9:48 AM
neden bizim suyumuz yok neden!!!!!
nimet
2:48 PM
Birşeycikler değil Yağmur Damlacıkım...
Yaaaa, Nimetçiğim, ne yapıyorsunuz gerçekten. Durum çok zor değil mi? İstanbulun da sonu o korklarım. Bir zamalar Beşikteşte sürekli sular kesilirdi. Ne sefillikti. Allah yardımcınız olsun, yağmurlar da yağsa...
10:25 PM
TÜRK KAHVESİNE BAYIRLRIIIIIIM.İŞTE NESCAFE İÇMEKTEN BIKTIM.BİZİM TEYZEMİZ OLMADIĞI İÇİN,BEN DE BURAYA KAHVE MAKİNESİ ALACAĞIM.KENDİM YAPACAĞIM.TÜRK KAHVESİ OLSUN DA.AYRI BİR ZEVK.KEMO'YA YEMEKLERDEN SONRA HADİ GEL BALKONDA KHAVE İÇELİM DİYORUM.BAZEN GELİYOR,BAZEN DE BALKONDA AYAKLARI AĞRIYORMUŞ.TV KARŞISINDA AYAKLARINI UZATACAKMIŞ.BEN KAHVE ZEVKİMDEN MAHRUM MU KALACAĞIM?BEN DE KENDİ KENDİME YANINDA KAKAOLU BİRŞEYLE İÇİYORUMKAHVEMİ
SEFALAR OLSUN OH OH :)
5:51 AM
Post a Comment
<< Home