Monday, September 10, 2007

Dört günlük dinlence...

Şükür kavuşturana:-)

Size geçen hafta yazmayı unuttum, Perşembe Cuma izinliydim ve evdeydim. O nedenle yazamadım. Aslında internete giremedim. Zaten evdeki salak internette sorun var, kablosuz internete de çok zor giriliyordu ve hemen çıkıyordu. O nedenle yazamadım ve sizi okuyamadım. Ancak sanırım Cumartesi biraz bakabildim.

* Valla Perşembe günü hep dinlendim. Sadace oğluş ile alışverişe gittik. Bir de bol bol yemek yaptım. Sakin bir gün geçti, TV izledim. Yemek programları ve şu BBG evi...

* Oğlum artık tatilden sıkıldı. Okullar başlayınca gününü görecek, haberi yok. Arkadaşları da aynı sıkkınlıkta olacak ki ne yapacaklarını şaşırmışlar. Cuma günü kabus gibilerdi. Oğluş öğlenden kendini dışarı attı. Sonra her saat başı arkadaşlarını da yanına alıp zile bastı. Açıyorum, anne biz Emrelere gidebilir miyiz. Arkadaşları da koro şeklinde Ne olur teyze diyorlar. Eminim ki birazdan hep beraber diğer arkadaşlarının evine gidip yine beraber izin alacaklar. Kapı kapı dolaşıyorlar anlayacağınız. Sonra bir saat geçiyor, anne biz futbol sahasına gidebilir miyiz. Aynı koro iş başında. Bir saat sonra anne bize gelebilirmiyiz. Hadi içeri giriyorlar hep beraber. Bu iş akşama kadar sürdü. Ben de hep aynı şekilde açıyorum kapıyı: Temizlikçi kadın şeklinde, elimde bez, ter içerisinde. Çocuklar da bu kadın temizlikten başka birşey yapmaz mı demişlerdir. Evet doğru tahmin ettiniz Cuma temizlik günümdü.

* Cumartesi anne babamızı ziyaret ettik. Ama önce karşı tarafta eşimin eski araba tamircisine gittik. Aslında eski arabamızın markasına bakan bir yerdi ve çok memnunduk. Sonra hem arabayı değiştirince, hem de evi karşı tarafa taşıyınca başka yerlerin arayışına girdik ama hep kazıklandık, hiç memnun kalmadık. Tekrar eski yere döndük anlayacağınız. Her birşeye bakıldı, balatalar değiştirildi. Bizim araba çok ender olduğu için uyumlu balataların bulunması zaman aldı. Offf bi sıkıldım. Çay kahve içmekten helak oldum. Her bir işlemi izledim, öğrendim bilem. Bir de acıktım. Hemen bana çubuk kraker getirdiler. Çocuk gibiydim: Yerimde uslu oturayım diye gak su, guk yiyecek verildi:-)

Akşam keyifli bir sofrada nefis yemekler yedik. Akşam onda çıktığımızda birinci köprü girişi durmuş vaziyetteydi. Önceden görüp ikinci köprüye dönebildik Allahtan. Bu İstanbulun çivisi çıkmış. Neydi o yaa!
* Pazar tipik bir pazardı. Oğlanın sıkıntı mızırtıları, kahvaltı yemedeki isteksizliği mızırtısı, öğlen dışarıda güzel bir yemek, oğlanın dışarı çıkması, ütü, kızartmalı bir yemek yapılması (kıymalı sigara böreği sarılır, kızartılır, sarımsaklı yoğurt ve kırmızı biberli tereyağ dökülür, yağ mantısı tadı alınmaya çalışılır), kızartmadan dolayı batan mutfağın temizlenmesi, el değmişken koridorun da silinmesi, banyoların temizlenmesi, yorgunluk, boğaz ağrısı, battaniyenin örülmeye devam edilmesi, oğlanın boğazına çarpan basket topunun olay yaratması, oğlanın mıncıklanması, kıskanmaması için eşin de gıdıklanması... Hep aynı işte:-)






















Bu arada anneme gitmişken (eşimin tarafı) eski resimler buldum. Bunları daha önce de söylediğim gibi çerçeveleteceğim. Annemden de alacağım. Resimlerin birkaçını siz de görün istedim. En üstteki resimde eşimin annesi ablası ile... Diğerinde ise İsmet İnönü okullarına gelmiş. Annem de en önde üç erkek çocuğun yanındaki kız. Resim biraz yıpranmış ama...

Sizler neler yaptınız?

28 Comments:

Blogger [ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

Ohhhh temizlik yapmaya doymuşsundur arkadaşım.:)) Resimler çok güzel. Giyimleri kuşamları ne kadar da hoş. Ne kadar nostaljik.:)
İyi haftalar dilerim.:)

1:11 AM

 
Blogger Bocuruk said...

İyi haftalar Renklercim:) Biz mi ne yaptık? Cumartesi aynen temizlik, ütü, yemek, gidilmesi gereken ama gidilemeyen nikah için sıkıntı, akşamüzeri geçen hafta kaybettiğimiz çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın mevliti için evine gidiş, tv ve tv karşısında uyuklama. Pazar... kahvaltı, pazar alışverişi, buzluğa koymak için patlıcan biber közleme, pazardan alınan balıkların pişirilmesi, içli köfte yapan anneye ve kardeşe yardım edilememesi ama yenmesi:) miniğe banyo, çanta hazırlığı, tv ve tv karşısında uyuklama şeklinde geçti. Bu arada fotoğraflara bayıldım ben de. Ne kadar nezih duruyorlar öyle:)
Sevgilerimle...

1:36 AM

 
Blogger KUGUU said...

Ben de nerede bu kiz her gun yazardi diye merak etmistim. Meger tatil yapmissin. Iyi olmus ama ya bir kerede su tatili tatil gibi gecir temizlik yapmadan be RENKLERcgm:))
Resimler cok hos fikirdi, guzelde resim bulmussun.

1:49 AM

 
Blogger Damak Tadı said...

Renkler'ciğim,
Benim hafta sonum çok iyi geçmedi..((Malum sağlık sorunlarım oldu..Hiç bir şeye de üzülüp sıkılmama rağmen tansiyon sorunum oldu 2 gün sürdü..Sanırım şimdi de devam ediyor.))Cumartesi yine iş,sorumsuzca alışveriş ve arkasından pişmanlık..))
Dünde temizlik ve 2 adet pasta siparişi ve sonucunda ayakta duramayan bir kafa canım..))
Sabah Leyla gibi işe gelmek ve bu durumun halen sürüyor olması..))

Fotoğraflar çok güzel bende giysilerine takıldım..))Eskiler başka güzeller şimdiye nazaran.))
Güzel bir hafta diliyorum.

Sevgilerimle..

2:16 AM

 
Blogger renkler said...

İnce Gülcüküm, valla iyi geldi ama yine terleyip soğumaktan hasta oluyorum galiba. Bağışıklık sistemim mi çöktü ne... Kıyafetleri cidden hoşmuş. Eskiler özel günlere daha önem veriyorlarmış. Gerçi bizim çocukluğumuzda bile müsameleler filan yapılırdı, her oyun için ayrı kıyafet dikilirdi. Şimdi böyle şeyler pek kalmadı...

2:53 AM

 
Blogger renkler said...

Bocurukçuğum, önceliklşe başınız sağolsun. Haftasonunuz bayağı yoğun geçmiş sizin de... Çalışan kadınların kaderi. Bazen süper kadınlar olduğumuzu düşünüyorum:-)

2:54 AM

 
Blogger PERİLİ KÖŞK said...

küçük kızım 1.sınıfa başlayacağı için onun okul giysilerinin ütüsü,masasının derlenip toplanması,okulun ilk günü için etkinlik hazırlığı(ne olduğunu bugün bloga anlatacağım..)
annenin okul giysisine bittim,ne kadar zarif ,ne güzel,eskiler daha zevkliymiş okul kıyafeti seçimi konusunda .şimdi daha sıradan kıyafetler...

3:06 AM

 
Blogger Mutluveumutlu said...

Renklercim, Allah ağzınızın tadını bozmasın,ne güzel bir izin geçirmiş olmuşsun,sakin ve huzurlu :)
Bende haftasonu ne yaptığımı blogda yazarım birazdan :)

3:07 AM

 
Blogger renkler said...

Kuğucuğum, Perşembe bişi yapmadım ama. Valla evde olunca iş yapılıyor. Ben de senin gibi şöyle bir deniz tatili yapamadım bu sene...

3:16 AM

 
Blogger renkler said...

Gülcüğüm, çok geçmiş olsun. Tansiyon çok büyük bir dert. Tedavi oluyor musun? Mutlaka bir doktora git, ihmal etme. Annemde 39 yaşında başladı tansiyon. Çok kendini yorma sakın. Öpüyorum canım.

3:17 AM

 
Blogger renkler said...

Pirili Köşkçüğüm, artık eskisi kadar önem verilmiyor bu tip konularda. Ben çocukken bile ne güzel kıyafetler dikilirdi o müsamereler için. Her sene güzel gösteriler yapardık. Benim oğluşlar sadece birinci sınıfta gösteri yaptılar. Senin yazına da mutlaka bakacağım.

3:18 AM

 
Blogger renkler said...

Mutlucuğum, sağol. Yani sakin sayılırdı. Evde olmak güzel tabi. Ama biz çalışmaya alışık kadınlar uzun süre sıkılırız sanırım. TV programları da çok kötüydü. İnsan ev işine veriyor kendini. Biryere gitmek de gelmedi içimden. Sadece bir ara komşum kahveye çağırdı o kadar...

3:20 AM

 
Blogger uykucu said...

bende fotodaki kıyafetlere bayıldım ne şeker çıkmışlar öyle..ben hafta sonu temizlikten acayip sıkıldım yarısında bıraktım yeter be diye.inan son günlerde istifa etmek istiyorum ev kadınlığından, yemek yap ev temizle geldiler bana.nerelere gitsem acaba??hani güvensemde bir temizlikci bulsam diyorum oda yok ..sen bıkmadınmı daha..

4:40 AM

 
Blogger bidamlacik said...

ama bir daha habersiz yok olmaa.cidden merak ettim. alerjik öksürüyordun ya en son.
ama ben cidden çok hastayım.:(
neyse güzel dinlenmişsin! sevindim.bol temizlikli..))
ben eski fotoğrafların hastasıyım,bayıldım o iki kıza.
ailedeki büyükler de bana verirler,"bir tek değerini sen bilirsin" diye.:)))

4:41 AM

 
Blogger Gamzeli said...

İyi yapmışsın, temizliğinide yapmışsın...Resimlere bakınca eski resimlerde insanlar ne kadar güzel çıkıyorlarmış, çok dikkatimi çekti, hatta bütün resimler birbirine benziyor , annemlerde de var öyle resimler...

Hafta sonu bende temizlik falan yaptım, az önce yazdım sayafama bende neler yaptığımı :)

Öptüm canım
İyi haftalar

4:45 AM

 
Blogger kakaolusevgi said...

PERŞEMBE DİNLENME,ALIŞVERİŞ,CUMA TEMİZLİK NE İYİ OLMUŞ.OHH,MİS GİBİ EV.ARABANIZDA SORUN OLMAMASINA DA SEVİNDİM.ÇÜNKÜ ARABALAR DEVAMLI ÇOCUK GİBİ SORUN ÇIKARTAN ŞEYLER.
BOĞAZLARIN İÇİN GEÇMİŞ OLSUN.AYNI DERTTEN MUZDARİBİZ.
ESKİ RESİMLERE BAYILIRIM.ÇÜNKÜ ANNEMLERİN EVİNDEKİ TÜM FOTOĞRAFLAR ESKİYDİ.ALIŞKIN OLDUĞUMDAN HERALDE.NE TATLI KIYAFETLER GİYMİŞLER.NE SÜSLÜ..BÖYLE FOTOĞRAFLAR KOYMAN HARİKA OLMUŞ,RENKLER RENKLENMİŞ :))
İYİ HAFTALAR DİLİYORUMMMM.

6:05 AM

 
Blogger - said...

ohh çok ii yapmışsın perş. cuma izin almakla. Dinlenmişsindir iyice. Geçi temizlik, yemek nereye dinleniyoruz ama. Evde olmak bile güzel.

Oğluş 1 hafta da kudurur max, sonra görürüm ben onu...Yalnız koro olayı süpermiş, ne zevk aldılar acaba ordan oraya ordan oraya. Sıkıntıdan ne yapacaklarını şaşırmışlar :)))

Resimlere bayıldım, çok nostaljikler, senin çocukluğunu da görmek istiyorum çok.

6:44 AM

 
Blogger renkler said...

Figenciğim, aslında dün ben de isyan ettim. Eşim de ne diye kızartma işine kalkıştın ki dedi. Haklı tabi. Ama birileri işleri yapacak işte... Kadın bile alamıyorum huysuzluğumdan. Benim gibi yapamazmış gibi geliyor. Bir de evde yabancı bir insanın varlığını hiç sevmiyorum.

6:59 AM

 
Blogger renkler said...

Damlacıkım kusura bakma canım. Sana da çok geçmiş olsun, ne oldu? Umarım kötü birşey yoktur. Alerjim geçmedi, hatta demin bir kriz atlattım. Ama doktora da gitmiyorum... Öptüm...

7:01 AM

 
Blogger renkler said...

Gamzeliciğim, gerçekten tüm eski resimler birbirine benziyor değil mi? Ben en çok 1950 li yılların resimlerini severim. Annemin de bol bol 1970 li yıllardan resmi var. Hani o bol paçalı pantolonlu, platform topuklu ayakkabılı yıllardan:-) Bir de mini etekli resimleri var. Gerçi babam kısa giydirmemiş pek ama yine de fırsatını bulmuş:-)

7:03 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili kakaolu Sevgi, Allaha şükür arabada çok sorun yok. Ama tabi orjinal diye uyduruk balata takan o adam yüzünden yeni diskler yenmiş. Ne biçim bir dünyada yaşıyoruz yahu, herkez üç kağıt peşinde...

7:04 AM

 
Blogger renkler said...

Kelebekçiğim, benim resmimi görmek istediğini de yazmışsın önceki postta. Aslında resmimi koymayı isterim ama eşim izin vermiyor. İstersen sana mail atarım ama... Aylar önce bebeklik resimlerimi yayınlamıştım, bir iki resim daha koyacağım yakında...

7:06 AM

 
Blogger Unknown said...

Eski resimlere bayılırım bende çok güzeller ,temizlik yapılmış bol bol kapı açılmış dışarıda yemek yenmiş daha ne olsun şu hayatta:)))

2:55 PM

 
Blogger xxxx said...

baya bi iş yapmışsın canım haftasonu haftasonu..
ama şimdi epeyde keyfini sürcen mis miss:) ellerine sağlık..

hoş,, nostaljik,, anlam yüklü fotolardı..
paylaştığın için saol renkli renkler :)

6:18 PM

 
Blogger Emre said...

Valla seni okurken hemen bi temizlik yapma isteği hasıl oluyor bende, bakalım ben nası bişey olcam evlenince, birazcık bu konudan dolayı endişeliyim acaba yetiştirebilirmiyim diyorum ama herkez zamanla herşey yoluna girer merak etme diyor, bu arada fotoğraflar çok güzel, ben pek severim eski fotoğrafları, hemde hikayelerini.

12:48 AM

 
Blogger renkler said...

Elçinciğim, öyle tabi, daha ne olsun:-) Allah hep güzel günler göstersin inşallah...

1:55 AM

 
Blogger renkler said...

Mor Krizantemciğim, birşeyler paylaşmak güzel... Ev mis oluyor ama öyle temiz kalmıyor tabi:-) Ama idare ediyoruz işte. Çalışan kadının kaderi:-)

1:56 AM

 
Blogger renkler said...

Emreciğim, aslında öyle sürekli temizlik yapan, kırt kırt kazınan bir kadın değilim. Zaten olamam da... İnsan çalışınca ancak haftasonu veya evde izinliyken temizlik yapabiliyor. Yoksa evim her daim tertemiz olamıyor ne yazık ki. Hafta içi kendime çok yüklenemiyorum. Zaten yemek, çocuk, mutfak düzenlemesi derken olay bitiyor. Bizimkilere bazen espri yapıyorum. Onbirden sonra mesaim bitiyor,i benden birşey istemeyin diye:-)

1:59 AM

 

Post a Comment

<< Home