Gündelik hayat...
Dün saat altıya çeyrek kala işten çıktım, eşim de beni almaya gelmişti. Yirmi dakikada eve gidebilecekken saat yediyi on geçe eve gelebildik. Malumunuz herkes iftara yetişmek için çabalıyordu ve trafik berbattı. Bir de arabanın su kaynatma gibi bir sorunu oldu ki ilk kez başımıza geliyor. Nasıl oldu anlayamadık. Suyu azalmış! Oldukça fakir bir mahalleden ana caddeye ulaşmaya çalışıyorduk o sıra. Çok ilginçtir ki insanlar yardımcı oladular. Araba için su verdiler, bir yardıma ihtiyacımız olup olmadığını sordular. İftar öncesi koşturmada evlerine giderken üstelik. O mahallelerde insanlık henüz ölmemiş anlaşılan. Zaten yol çok tıkanıktı, biz de epey bir orada park edip bekledik. Sonra yol açılmaya başlayınca ki ezan okunduğu halde hala kalabalıktı, eve gidebildik. Ramazan bitene dek bu trafik çilesi olacak anlaşılan...
Oğluş biraz dışarı çıkmıştı. Ev gelince tekrar fene baktık. Maşallah bir önceki güne göre epey yol katetmişiz:-)
Dün fazlaca bir vukuat yoktu hayatımda anlayacağınız. Öğlen eşimle banka işlerini hallettik, işyeri o büyük yoğunluktan biraz uzak sayılırdı. En azından nefes alabiliyoruz. Bir ara neydi o?
Neredeyse Ramazan bitiyor, size eski Razamazan anılarımı yazamadım. Yarın çocukluğumun Ramazanlarını anlatayım o zaman. Bugünlük sadece oğluş ile ilgili bir anımı anlatacağım:
Oğluş beş yaşlarındaydı. Tutturdu oruç tutacağım diye. Hatta sahura bile kalktı bebeğim. Neyse, sabah kalktım ki bu uyanmış, TV de çizgi filmini bulmuş, büyük bir iştahla gofret yiyor. E oğlum oruçtun niye yiyorsun dedim. Hiiii, unutmuşum, neyse gofretimi yiyim sonra tutarım dedi. E tabi, kahvaltı olayını ortadan kaldırmak için işine geldi:-) O yaşta aklı eremedi olaya anlayacağınız. O hali çok komiğime gitmişti. Hala arada anlatırım ona bu yaptığını. Gofret düşkünü oğlum benim...
17 Comments:
aman geçmiş olsun o araba arızaları felakettir ne güzel yardım eden bulmuşsunuz.bende şimdiden oğlumun ödevleri için korkmaya başladım ilkokul dersleri bile ne kadar ağır öyle, yeğenim soru sorduğunda bakıp kalmıştım.şimdiki performans ödevleriyse evlere şenlik,bizim iş yerinde görsen mimarlar, mühendisler çocuklarının, yeğenlerinin ödevini yapıyor harıl harıl, gören iş yapıyor sanır:)
eğitimin geldiği son nokta..
12:49 AM
renklerciğim benim oğlusta unda öyle bir vukuatı var yiyipte bir sey olmaz ki anne yalnız su içtim yalnız sunu yedip deyipte tutuğu oruölar ama ufakken daha merklıydı simdi daha cok kaytarıyor gibi
1:00 AM
Ayy bu yol çilesi çok berbat, ne kadar erkende çıksak yinede yetişemiyoruz artık...
Oğluşun anısıda pek hoşmu, bende bisküvi yerim oda benden :)))
1:27 AM
Hala yardımsever insanların olduğunu duymak ne güzel :)
Oğluşunda çok hoşuma gitti, ne kadar masumlar yaa.
Diğer anılarıda bekliyoruz :)
2:28 AM
Ablacım sobeledim seni :)
5:28 AM
Oğluşunun o hali ne sevimlidir ama. Canım ya.. çocukların oruç vukuatları çok güzel oluyor. Benimki de tutuyor güya. Öğlene kadar yemiyor. Sonra beslenmesini silip süpürüyor. Bir de iftar sofrasında oruç açıyor, fısır fısır dua ederek.:))
5:45 AM
Canım Renkler'im,
Yine ne güzel anlatmışsın canım.Senin, şu yalın halini o kadar seviyorum ki..))Aracınızın tam o saatte böyle bir arıza vermesi çok kötü.Diğer taraftan insanların sizler göstermiş olduğu ilgi ise önemsenmeyecek kadar değerli benim için.Nedense bu tür mahallelerde halen insanlık kendini kaybetmemiş.)
Oğlunun hali çok tatlı imiş.))Hepimizin çocukluğunda sanırım bu türlü yaşanmışlıklar var canım..Ne dersin??
Anneciğinin ellerinden öpüyorum ve hürmetler ediyorum.Seni de en kocamanından öperim bitanem.
Sana ve tüm arkadaşlara hayırlı iftarlar diliyorum..
6:21 AM
canım yerim ben o oğluşu.:)o zaman paticiklere bir bakın benim sevdiğimi de görün.:))
bende İzmit'e filan gitmek istiyorum.dönüşün endişesinden duruyorum.
10:36 AM
Haa haa :) Ben de öyleydim. Kahvaltıyı yapmamak için oruç tutmak. Bir de uyanığım ya, anneme öğlen yemeğine kadar tutabilir miyim derdim :)
10:20 PM
Figenciğim, performans ödevleri zaten annelere aittit. Eşim de yapar arada. Bir keresinde Marmara Bölgesinin yeryüzü şekillerini gösteren harita istediler. Tam dört çocuğa güzel bir harita çıkardı eşim. Dağları pamuktan, nehirleri mavi iplikten yaptı. Denizleri renkli kalem tozu ile boyadık filan. Çok hoş oldu. Çocukların da hoşuna gitti. Ama eşimin pazra günü de öyle geçti. Şiir süslemeleri bana aittir:-)
10:47 PM
Civcivciğim, benim kuzenim de küçükken girmiş yemek yemiş, pasta yemiş, kola içmiş. Sonra da unuttum demişti. Hayır cidden unutmuştu da sanırım. Hem de öyle çok küçük de değildi...
10:48 PM
Gamzeliciğim, yine İzmir iyidir sanırım. İstanbul artık bitmiş. Ne o trafik. Allahtan dün biraz daha rahattı. Sobe için teşekkür canım. Bu gün yazmaya çalışacağım. Beş şey ile sınırlı olmak kötü ama:-)
10:49 PM
Mutlucuğum, çocukluktaki o saflık ne şirindir. Büyüdükçe bitiyor tabi... Anılar var ama o kadar konu girdi ki araya!
10:50 PM
İnce Gülcüm, kırdı yine senin minik beni. Fısır fısır dua da edermiş, yerim onu:-) İşte öyleler bunlar. Çok şirinler.
10:51 PM
Gülcüğüm, sağol canım. Olduğum gibi yazıyorum. İkinci kez okuyup değişiklik bile yapmıyorum. Çünkü o zaman içtenliğini yitiriyor gibi. O an aklıma ne geldiyse yazmayı seviyorum.
Çocukken ben de tekne orucu tutardım. Hani öğleye dek tutulur, öğlen yenir, sonra tekrar tutulur:-) Biraz kandırmacaymış ama olsun, çocuklara en azından orucu öğretiyor.
Ben de seni öpüyorum. Kendine ve ailene çok iyi bak canım.
10:53 PM
Yağmur Damlacıkım,
Paticiklere bakacağım bugün. Bakalım Damlacıkın sevdikleri ne alemde:-) Trafik işkencesi İzmitte demi başladı?
10:55 PM
Ayçiçekçiğim, iştahsız olunca böyle oluyor. Benim oğluş hiç yemek yemesin sorun değil, ama gofret ve şekere dayanamıyor.
10:55 PM
Post a Comment
<< Home