Are you happy or sad?
Sanırım mutlu olmak benim hakkım değil! Ne zaman güzel bir gün geçirsem, biraz sesli bir kahkaha atsam ertesi gün üzücü birşey oluyor. Hayatımda 3 sorun var demiştim ya palavra! Üçyüz de olabilir. Dün yine üzücü bir haber aldım. Aslında çok korkunç birşey değil ama benim üzüntü sınırım çok düşük sanırım!
dün akşam üzüldüğüm halde evde yine mutlu Renkleri oynadım. Annem ve oğluş bişi anlamadı. Hatta ev ahalisi için ayıcık ailesinden oluşan anahtarlıklar alıp götürdüm eve. Hepimiz bir ayıcık olduk. Onları girişteki ahantarlığa astım. İlginçtir ki hepsi aynı hediye paketi içindeydi, bir tane seçildi, herkese kendi çıktı! Yani bu senin, o kadın ayıcık benim olayı olmadı. Olasılık çok fazla değildi oysa...
Neyse ne alaka şimdi anlattıklarım; Sonra biraz ders, Avrupa Yakası (güldüm bile) derken oğluş uyudu. Sonra, itiraf ediyorum iki duble viskiyi başıma dayadım ve zom oldum. Ağlayıp zırladım... Eşim abartıyorsun canım diyor. Ama ben üzüntüler karşısında zayıf bir kadınım. Oysa dıştan ne kadar farklı görülüyorum!
Üzüntüye karşı bu kadar dayanıksız olmama ve aşırı endişe hali taşımama rağmen felaket anlarında o kadar soğukkanlıyım! Allahtan bir güç geliyor sanırım. Mesela depremde ciyaklamadan oğlumu alıp duruşum, sonrasında sakince ev halkını renk uyumuna bile bakarak giydirip çıkartmam, bomba ihbarı yapıldığında 14 katlı işyerinden sakince inmem (e ne yapayım ayağımda topuklular vardı! Ağabeyim niye akakkabını çıkartmadın diyor! İyi fikirmiş ama yerler çok pistir be abi!), Uçak Münihe inerken feci yalpalarken ben o anda rujumu düzgün süremiyorum diye kızmam, herkes bağırırken Wish ile gülme krizine girmemiz! Neyse çok örnek var.
Yani bu kadar uç noktalarda bir tipim işte.
Huzur istiyorum artık.
"Gözlerimi kapatıyorum. Kendimi o sevdiğim evin salonunda hayal ediyorum... French Doorlar ardına dek açılmış, hafif bir esinti var. Rüzgar çanının sesi geliyorkulağıma. Güzelim perdelerim uçuşuyor. İçeriden oğluşun sesi geliyor. Huzurluyum... Mutluyum..."
6 Comments:
aynıyız resmen .bende dün felaket durumdaydım ağlaya ağlaya işe geldim ama iş yerimdekiler fark etmedi bile gülerek girdim içeri.ve dün ilk kez hiç yapmadığım şey olan üzüntüyü atlatmak için kuaföre gidip saç modeli değiştirme işi yaptım.rahatladım mı hayır ama,yaptım işte bir şeyler dedim.sakinlik sürekli kontrol altında durmak bazen içerden göçertiyor insanı diye düşünüyorum,keşke bağırıp çağırıp stres yapıp panikleyip ordan oraya koştursak daha mı rahat oluruz. yada rahatız da farkında mı değiliz?
2:16 AM
Renkler ciğim bence dayanıklısın. Şöyle diyelim istersen ; Bence seni dayanıklı olmak, güçlü durmak yıpratıyor. Her koşulda güçlü olmak, yada görünmek zor zanaattır. En güzeli o an ne hissediyorsan onu yaşamak...Sevgiler...
2:56 AM
canm üzüntünü tam anlayamadım ama hassas bir kişilikte olduğun belli bende aynı senin gibi demek bugün blog arkadaşlar olarak biraz üzüntülü gündeyiz bende moraliminle ilgili bi şeyler yazdım okursun cnm öptüm mutluluk hepimizin hakkı bu hakı
3:22 AM
Canım benim Allah huzur versiN,tüm sıkıntılarını gidersin ve kalbine ferahlık versin inşallah....
6:18 AM
ben de senin güçlü olduğuna inanıyorum, belki de saklamak-göstermemek hep güclü durmak için sürekli çaba harcadığımız için duygusallaşabiliyoruzdur. Herkes bunu başaramaz, eğer gerçekten üzüldüğün şey ufak birşeyse canını bu kadar sıkma, üzüldüğüne değmez.
Yarın daha güzel bir post bekliyorum senden :)
6:34 AM
karar verdim bu son posttunda sen çok alemsin:)))
7:53 AM
Post a Comment
<< Home