Sunday, November 25, 2007

Geldimmm...

Allah'a şükür iyiceyim. İş başladım. Geçmiş olsun dilkeleri ile yorum yazan, beni merak eden, mail atan tüm arkadaşlarıma çok çok çok teşekkür ediyorum. Çok iyisiniz.


* Hasta olmanın tek iyi yanı evde dinlenebilmek. Dinlenmek ruhuma da bünyeme de iyi geldi aslında. Gerçi Cuma günü çok sıkılmaya başladığımı itiraf etmeliyim. Dabah ciyak ciyak evden çıkıp işe gitmeyi filan düşündüm. Bunda günlerce izlemek zorunda kaldığım sabah programlarının payı oldukça büyüktü. Hani kalkıp iş de yapmdım, bu da çok zor geldi...

* Blogsuzluk, yani yazamamak çok kötüymüş. Aslında evde yazabilirdim ama ilk üç gün çok hastaydım. Son gün de aptal internet aşırı yavaş olduğu için ve bilgisayarcı çocuğu asla yakalayamadığım için (ne zaman arasama yarım saat sonra geleceği iddia ediliyordu ama boşa!) yazamadım. Yalnız belki gören olmuştur, yorum kısmında durumumu azıcık özetledim.

* Salı günü hastaneye tek başıma gittim. Neyse, çıkınca eczaneye kadar yürüdüm (özel sigorta geçen bir eczane var yakınlarda, ona kadar taksi bulamadığım için yürüdüm. Eczaneden taksi durağının numarasını alıp aradım ama hiç araba yokmuş! Caddede taksi maksi de yoktu! On dakika kadar o soğuukta bekledim. Sonra eczacı kadın acıdı halime, çıktı beni eve kadar bıraktı. Allahım böyle iyi insanlar kalmış mı? Çok dua ettim kendisine. Evim çok yakındı ama yürünecek gibi de değil. Arabasızlık ne kötüymüş! Hasta hasta beni sokaklarda bırakmayan eczacı bayana minnettarım.

* Salı günü annem çorba yapacağım diye tencereyi yaktı. O kadar da güzel et suyu kaynatmıştım. Boşa gitti. Oysa sıcak bir tas çorba için ölüyordum. Zaten hasta olduğumda bir çorba içemem! Zaten annem de her zamanki geleneği bozmayıp Çarşamba hasta oldu. İş başa düştü. Çarşamba kendime harika bir çorba ve ev halkınahazır tortalini yaptım. Taktir görüdüm ama kalkıp yemek yapmam yaramadı. Ama akıllanmayıp Perşembe günü de yemek yaptım. Bir de annemin bir öğretmen arkadaşı oğluşa Türkçe anlatmaya gelecekti, kalkıp ortalığı topladım, banyyu temizledim. Kızmayın! Başka bişi yapmadım. Hatta Cuma dışarıda yedik. Oğluşu dershane sınavına götürdüm Cuma bir de.... Ama evde oturmaktan kafayı yiyecektim ne yapayım?

* Anneme de bakamadım. Hep aynı zamanda hasta oluruz zaten!

* Oğluşun son sınavı pek iyi geçmemiş dershanede. Oysa bir önceki umut vericiydi. Bazen çok umutsuzluğa düşüyorum. Aldığı inişli çıkışlı notlar beni şaşırtıyor. Offfff....

* Dün gece rüyamda blog yazıp geziniyordum. Mutlu ve umutlu ve kakaolu sevgiye uğradığımı hatırlıyorum. Mutlu bir arkadaşı ile beraber çekildiği bir resmini koymuştu. Hayırdır inşallah:-)

* Bu sabah işe geldiğimde masamda büyük bir zarf gördüm. G
nün süpriziydi. Uzaklardan mektuplarım vardı. Yarın bu güzel mektupları sizinle paylaşacağım...

BU ARADA SENA VE BERANIN ANNESİ BENİ SOBELEMİŞTİ, HASTALIK GİRDİ. ONU DA YAZIYORUM:

Sizi çıldırtan sorular:

1) İç mimar mısınız?

Aslında bu soru şöyle başlar: -Çalışıyor musunuz? -Evet mimarım. -Aaaa ne güzel, iç mimar mı?-???

Hayır kardeşim normal mimarım. En dışından!

2) Niye çalışıyorsun, ihtiyacın mı var?

Ne alaka? İhtiyacım olur veya olmaz. Ayrıca ihtiyacım olmasa da ekstra paranın ne zararı var. Çalışmak sadece ihtiyaç var diye olmaz ki. O kadar okuduk, genciz, Allah'a şükür sağlığımız yerinde, ne diye çalışmayalım. Hem paraya herkesin az çok ihtiyacı var. Ayrıca bence her kadının eli bir iş tutmalı. Dünyanın binbir türlü hali var Allah korusun. Çalışmayana da saygım var ama... Biliyorum ki Senanın annesi gibi çalışmayan bayanlara da neden çalışmıyorsun sorusu geliyor. Ne yapsak yaranamıyoruz yani. Çalışsak suç, çalışmasak suç.

3) Kilo mu aldın?

Evet kardeşim kilo aldım. Dokundu mu?

4) Saçını ne zaman doğal haline boyayacaksın?

Genelde doğallık yanlısı ağabeyim tarafından sorulur. Cevap: Hiç!!!! Veya en azından hamile kalmaya kesin karar verdiğimde (o da olmayacak sanırım, bu sıralar sakat doğum vs gibi şeyler duyuyorum, korkuyorum ayol!)

Bir de sarışınlığımı kıskanan bazı arkadaş ve komşularım vardır. Onlar hep, kumrala dön derler. Bir keresinde yaptım da. O hep boyat diyen kadınlar ay çok kötü olmuş diyip bir de sinirimi bozmuştu. Tekrar boyatmıştım ben de... Ohhh çatlayın patlayın, sarışınım sarışın!

5) Senanın annesinden kopya: Bir şey alırsın, güzel filan demezler, kaç liraya aldın diye sorarlar. Size ne dimi?

Aslında daha çok vardır ama... Aklıma belki yorumlarda gelir.

Ben kimi sobeleyeceğim bilemiyorum. Bir haftadır sizi okumuyorum. O nedenle sobelenmiş de olabilirsiniz. Sobelenmediyseler: Gamzeliciğim, Kakaolu Sevgiciğim ve yeni arkadaşımız Hislerim Benim'i sobeliyorum:-)

Ayrıca anlatın, siz neler yaptınız? Ne yaramazlıklar var? Siz kilo mu aldınız ne:-P

18 Comments:

Blogger anemon said...

renklerciğim hoş geldin armaıza
zaten hep böyle olur sen hastaysan herkes hasta olur sen bakılmayı beklerken senin bakman gerekenlerle dolar etraf 9 ayın çarsambası bir araya toplanır yani
çıldırtan sorulara gelincede haklısn hele o kilomu aldın kısmı verirsin ay cok kötü olmuşşsun yüzün çökmüş alırsın ay gerin büyümüş kime ne alan razı veren razı
sac konusndada banada aynısını yapnlar var sarı saç cok olgun gözteriyor deyip koyu renge botatığımdada sarı saçla daha genç görünüyordun diyen bazı tipler yok değil kime ne olgunmu görünüyorum gençmi benim kendimii nasıl gördğüğm önemli
bu arada bende seni bir zamanlar sobelemiştim renklerciğim sahip olmak istedğiniz meslek hakkında bende bekliyorum sobemin ebe kısmını

1:01 AM

 
Blogger renkler said...

Civcivciğim, inanmıyorum ben ebe sobe pek kaçırmazdım ne oldu bana? Bu hafta kesin yazıyorum canım, kusura bakma...

1:10 AM

 
Blogger uykucu said...

evet aldım sanane:))ay ay milletin işi gücü yok tartıyla gezicekler nerdeyse!!çok geçmiş olsun tekrar, bende şimdi senin geçen haftaki halindenim şimdi rapor alıp yatmayı hayal ediyorum.ya hani bende ilginç bir sobe bulcaktım şimdi aklıma geldi dur evde yatarken düşüneyim..o iç mimarmısınız sorusunun en tuhafı mimarım diyince dışmı içmi demeleri..

2:33 AM

 
Blogger HAYAT said...

canım benim ya sonunda burdasın ilk önce çok geçmiş olsun diyorum bir daha olmaz inşallah aynen cnm ya insanı bunaltan öyle sorular var ki artık aynı cevapları vermekten gına geliyor insana bende sobelendim ama yazdım bile hemencicik meğerse insanı sinir eden ne çok şey varmış yahuuu

3:52 AM

 
Blogger Mutluveumutlu said...

Renklerim özledik seni, hoşgelmişsin. Çok çook geçmiş olsun.
Bende hasta olunca en çok dalgın uyuduğum için çok sevinirim :)))
Rüyanıda Allah hayıra çıkarsın, eski bir arkadaşım benim karşı siteme taşınıyormuş,ona sevndim, belki sana o malum olmuştur :)))
Sinir olduğun sorulara çok güldüm, yerden göğe kadar haklısın :)
Hıı bu arada ben Ramazanda verdiğim 2 kiloyu geri aldım :)))
İyi haftalar canım

4:41 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Canım hasta olmak tabii ki çok kötü ama hasta bile olsan evde 1 hafta geçirmek süpper bence. Yalnız koşuşturmacaya alıştığımızdan mıdır nedir belli bir süre geçtikten sonra insanın işe gidesi geliyor.
Oğluşa bu kadar sıkılma, o da bu tempoya henüz alışamadı belli ki zamanla düzenini oturtacaktır.

öpüyorummm

butterfly

6:16 AM

 
Blogger Muhabbet Çiçeği said...

Renklerciğim, hoşgeldin yeniden. Özlemiştik seni. Kendine çok çok iyi bak bundan sonra. Çıldırtan sorulara gelince hakikaten insanı çileden çıkartıyor böyle sorular.''Sen kilo mu aldın, Zayıfladınmı sen yoksa yüzün çökmüş çok solgun görünüyorsun, bir derdin var senin hadi anlat'' falan filan. Ayyy sizene kardeşim.Dimi ama:) Öptüm canım

6:37 AM

 
Blogger renkler said...

Figenciğim alemsin. Valla gezdirsinler yanlarında tartıyı:-)

6:54 AM

 
Blogger renkler said...

Hislerciğim bu ne hız! Hemencecik yazıvermişsin:-) Geçmiş olsun dileklerin için çok teşekkür ederim:-)

6:54 AM

 
Blogger renkler said...

Mutlucuğum, iki kilo ha! Bak gözümden hiç kaçmaz, hemen anladım:-) Amaaaannn aldığın iki kilo olsun. Benim 10 kilo fazlam var. Ne yapalım, sorulara cevap vereceğiz artık...

6:56 AM

 
Blogger renkler said...

Kelebekçiğim, şikayet de etsek çalışmadan duramayız biz. Allah işsiz güçsüz bırakmasın, Allah güç, sağlık versin de çalışalım... Arada böyle böyle dinleniyoruz:-)

6:56 AM

 
Blogger renkler said...

Muhabet çiçekçiğim, bu kilo alma olayının bir de tersi var tabi. Hani zayıflıktan şikayetçiysen de habire kilo mu verdin denir. Mesela bazı tipler oğluşumu her görüşte, zayıflamış, boya gitmiş diyorlar. Yahu çocuk zayıflaya zayıflaya kurudu mu, hep aynı işte! Aaaa, illa laf edecekler.

6:58 AM

 
Blogger NiNo said...

Lütfen Esra için Kevgir’de yer almak istiyorsanız alttaki yazıyı okuyun ve tercihinizi yorumla belirtmek için Selen‘i ziyaret edin. Teşekkürler.

Biliyorsunuz ki üç gün önce hepimiz sevgili Esra ile vedalaştık. Esra’nın Zerrin ile birlikte hazırladığı, tariflerinin dışında bize en güzel hediyesi Kevgir dergisi oldu. Kevgir Aralık sayısına kavuşmamıza da sayılı gün kaldı. Zerrin’in önerisiyle biz de istedik ki bu yeni sayı Esra’ya hediye gelsin. Onun sevdiği yemekler, onun kendi tarifleri bizim uygulamalarımız ile yeni sayıda yer alsın. Hüzünlü, mutsuz yazılar değil, mutlu, güzel anılarla dolu eğlenceli bir sayı olsun, Esra’yı gülümsetelim ve sevindirelim. Düşünün ki bu ona bir veda değil sürpriz hoş geldin hediyesi. Esra ile tanışmanızdan, komik anılarınızdan, yorumlaşmalarınızdan, paylaştıklarınızdan bahsedin. Fazla bir paylaşımınız olmadıysa da tarifini o kadar lezzetli pişirin ki anısız da olsa ondan bir aferin kapın.

Önümüzde sadece 2 gün var. Bu iki gün içinde aşağıdaki listeden seçeceğiniz yemeği pişirip fotoğrafını da çekerek yazınızla birlikte “esraicin@gmail.com” adresine mail atın. Listedeki her kategoriden seçim yapabilirsiniz. Tariflere ulaşmak için başlıklara tıklayabilirsiniz.


Sizden tek ricam seçim yapınca yorum ile tercihinizi iletmeniz. İKİ seçim yapın ki biri sizden önce davrandıysa ikinci tercihiniz size verilsin. Yarın sabah 09.00 itibariyle kişiler ve yemekler listesi hazır olacak. Mail atmak için son gün ve saat de 29.11.2007 Perşembe akşam saat 21.00. Bu tarihten sonra gelecek mailler maalesef kabul edilmeyecek.

Lütfen yandaki banner’ı sayfanıza koyarak herkesi bu faaliyetten haberdar edin ve detaylar için banner’a tıklamalarını rica edin.

Haydi! Esra’ya yüreğindeki kocaman sevgisine layık olduğumuzu gösterelim.


ÇORBALAR
1) Yayla çorbası


ANA YEMEKLER
1) Kuzu tandır
2) Kuzu haşlama
3) Hamburger
4) Biber dolması
5) Kabak dolması
6) Lahana Sarması
7) Yoğurtlu Köfte
8) Hasanpaşa köftesi
9) Fırında karışık kızartma
10) Paşa kebabı
11) Poşette tavuk ve peynirli makarna
12) Yufkada tavuk
13) Patatesli tavuk
14) Mantarlı tavuk
15) Kıymalı patlıcan
16) İçli köfte
17) Karnıyarık
18) Tavuk köfte ve patates püresi
19) Köfte çeliği
20) Köfte kebabı
21) Poşette köfte
22) Et sote
23) Shoarma
24) Rulo köfte
25) Poşette tavuk
26) Kıymalı patlıcan
27) Tavuk pane
28) Patlıcan Kebabı

SALATALAR
1) Basit kumpir

MAKARNALAR
1) Tavuklu makarna
2) Köfte ve makarna
3) Kıymalı makarna

PİLAVLAR
1) Bulgur pilavı ve cacık
2) Tavuklu erişte pilavı
3) Bulgur pilavı
4) Tavuklu pilav

BÖREKLER
1) Kıymalı patatesli börek
2) Kol böreği
3) Peynirli kızartma börek
4) Etli börek
5) Köfteli börek
6) Rulo börek
7) Bohça böreği
8) Sultan kebabı (böreği)
9) Tandır böreği (gözleme)
10) Rulo patatesli börek

EKMEKLER
1) Brioche (Fransız ekmeği)


HAMUR İŞLERİ
1) Peynirli pamuk poğaça
2) Trabzon kıymalısı
3) Şekerpare
4) Hazır yufkadan baklava
5) Minik pizza
6) Minik kıymalı pide
7) Et burger
8) Açma
9) Krep parizyen
10) Pizza
11) Zeytinli Rulo
12) Patates mücver
13) Mayalı poğaça
14) Haşhaşlı çörek

KEK VE MUFFINLER
1) Cevizli ve üzümlü kek
2) Browni muffin
3) Pudingli, meyveli ve damla çikolatalı kek
4) Peynirli ve Zeytinli muffin
5) Muzlu muffin
6) Çikolatalı ve kremalı muffin
7) Browni
8) Kekstra
9) Fındıklı ve çikolatalı muffin
10) Sucuklu muffin
11) Reçelli kek
12) Zeytinli muffin
13) Cheesecake, prens ve prenses
14) Krem karamelli kek
15) Muçari
16) Kuru meyveli muffin
17) Çikolatalı muffin
18) Zeytinli ve kurutulmuş domatesli kek
19) Kayısılı kek
20) Kremole tart
21) Kirazlı muffin
22) Çilekli kek

KURABİYELER
1) Fındıklı kurabiye
2) Elmalı tart
3) Fındık ezmeli kurabiye
4) Fındıklı tartoletler
5) Marmelatlı kurabiye


PASTALAR
1) Çikolatalı yaban mersinli pasta
2) Elmalı pasta
3) Çikolata Muslu tart
4) Çikolatalı pasta
5) Cheesecake
6) Şeker hamurlu pasta
7) Çikolatalı parfe
8) Yaş pasta
9) Basit elmalı pasta
10) Muzlu ve çikolata soslu yaş pasta
11) Kremalı ıslak kek

10:37 AM

 
Blogger [ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

İyi olmana sevindim canım. Çok çok geçmiş olsun. Bu gün ben de çok kötüyüm. Zar zor bitirdim işlerimi. Bir dosyayı üç saatte zor toparladım. Hastayken insanın iş miş yapası olmuyor da. Sen yapmasan kim yapacak değil mi? Bir de banyo temizlemiş yaff.:) Hayatta en değerli şey sağlığımız elbette. Oy kıyamam ya, soğukta hasta hasta nasıl da üşümüşsündür. Sahi kalmış mı hala böyle insanlar? Ne güzel. Ben de bir üç kilo almışım. Aşkolsun yakışmamış mı. Üstelik esmerim ben ehe ehe..:)) Aaaa siz iç şehrazat mısınız.. yoksa dış Bennu mu kardişş?:))

11:47 AM

 
Blogger BALDAN TATLI said...

Uzuun bir aradan sonra gelebildim nihayet. Bu arada çoooook geçmişler olsun canım. Neler olmuş neler. Bizler kendimize bakmıyoruz sanırım. Herşeyin altından kalkabiliriz gibi geliyor hepimize herhalde. Neyse tekrar geçmişler olsun canım.

Bu arada banada siz bankacıydınız , yada öğretmensiniz değil mi? diye sorarlar. Ama ikiside değilim diyince yaa demek öyle derler. Nedendir bilmem. Andırıyormuyum nedir? AMa mutlaka bu ikisi başkası değil yani..

12:42 PM

 
Blogger berfin said...

canım geçmiş hastalığın valla sevindim.sinir olduğun herşey de haklısın.insanlar sinir etmek için ellerinden ne geliyorsa yapıyor zatencanım öpüldün

1:10 PM

 
Blogger SenaBera said...

Canım iyi olmana çok sevindim,sobemi cevapladığın için de teşekkür ederim..
"Kilo mu aldın sen" sorusu kadar korkunç bir soru düşünemiyorum.Ben unutmuşum.. Özellikle de kilo problemi olduğu bilinen hanımlara daha da sık sorulu ki morali daha da çok bozulsun.. Bir de "Hamilemisin" diye sorarlar ya...

2:33 PM

 
Blogger Unknown said...

Öncelikle iyi olmana sevindim,o sorularla bende muhatap oluyorum malasef ne yaparsın hele o saç mevzuu çok fena...

2:34 PM

 

Post a Comment

<< Home