Monday, December 03, 2007

Matematik profesörü mü olcam beaaa!

*Dün akşam matematik sınavı çalıştım:-) Yani çalıştık. Allah'a şükür oğluş ders çalışma modundaydı. Gerçi o habire test yapmak istedi ama yazılıya alışması için hocanın sorduğu türden sorular çözdürdüm. Yazmaya çizmeye üşenen oğlum sanal olarak çözmek istese de buna izin vermedim. İnşallah başarılı olur bir tanem. Allah yardımcısı olsun. Morale ikimizin de ihtiyacı var. Dua edin ne olur teyzeleri, ablaları:-)

* Bu akşam da matematik var. Bu da dershanenin konusu. Biliyorsunuz farklı tellerden çalıyorlar. Bir gün hastalık nedeni ile gitmediğinden o konunun başını kaçırmış, tabi birşey bilmiyor. Konu Yüzdeler, olasılık! Olasılığı biliyor eski senelerden ama yüzdeleri pek hatırlamıyor. Benim de en gıcık olduğum konuydu! Iyyykkk! Öğğğ!

* Dünkü yazdığım konu ile ilgili gelen yorumlarda oğluna düşüncesini sor denilmiş hep. Zaten bunu onunla konuşuyorum hep, ne istediğini, nasıl hissedeceğini. Dün bana iyi sınıftan ayrılırsa biraz üzüleceğini, çünkü herkesin iyi sınıftakilere saygı duyduğunu söyledi. Offf. Görüyorsunuz değil mi şu çocukların üzerindeki baskıyı. Çocuklar alt sınıflara düşmemek için baskı altına giriyorlar. Annem demişti zaten o sınıfa atlamasını hiç istemedim diye. Nedeni varmış. Ama dedim ki öbür sınıf da çok başarılı çünkü onun da altında bir sürü sınıf var. Üstelik hocalarını çok sevmiştin... Arkadaşların da var... Öyle canım, çok da üzülmem dedi. Ama ben biliyorum ki birşeyler kırılacak. Offf.

Annelik ne zor. Biraz konuşmak ikimize de iyi geldi. Aslında böyle şeyleri takmaması gerektiğini anlattım. Üstelik iyi sınıftakiler ile arasında seviye farkı yok da... Yoksa o sınıfa nasıl geçebilirdi. İyi notlar aldı dahakkıyla geçti. Hem fen gibi zor bir derste sıfır yanlış ve sıfır boş ile en iyi net çıkaran da oydu. Demek ki sen de iyisin dedim. Tek farkınız onlar çok hırslı ve düzenli çalışıyor... O da çalışıyor aslında hakkını yemeyelim. Son zamanlarda maşallah çok test çözüyor kendiliğinden. Belki de oturur zamanla...

Sonuç olarak şu an sınıf değiştirmiyoruz. Cuma günkü sınavdan sonra zaten yeni yerleştirme olacak ve doğal akış ne ise ona uyacağız. Sonuç ne olursa olsun ona destek olacağım ve bunu da atlatacağız... Allah yardımcımız olsun...

* Kızlar biliyorum sıktım ben! Biraz katlanacaksınız artık. Hani yedi yıl kadar. Çocuk üniversite sınavını kazansın ders konuşmayacağım söz:-) Geçen eşim bu ders zımbırtılarını gözlemleyip bu daha ne kadar sürecek diye sordu yazık. Dedim ki üç yıl anadolu lisesi sınavı, dört yıl lise ve dolayısı ile üniversite... Çüş dedi! E üniversiteye de miz biz çalıştıracağız dedi ki haklıdır.

* Bunun dışında pek bişi yapmıyorum. Annem dün bizim evde yemek yapmış, mutfağın tüm düzeni değişmiş. Sonrasında o kadar yoruldum ki. Sağolsun, ama mutfağım konusunda çok titizim, bunu biliyor da... Tezgahın pırıl pırıl olması lazım her daim! Alınan şey alındığı yere konmalı... Elde yıkanması gerekli şeyler bile çok düzenli tutulmalı. Ne bileyim kılım işte! Kendime yapıyorum biliyorum. Muslukta su damlası izi olsa ne olur, olmasa ne olur. Ama ben takıyorum işte...

*Dün oğlan uyuduktan sonra biraz Var mısın yok musunu izledik... Bu sıralar popüler olan o sanırım. Çok birşey vermiyor, ama hangi program veriyor ki sanki... Dün National G. havamda da değildim o kadar matematik yüklemesinden sonra... Basit, laylaylom bir program kötü gelmedi.

*Aşkım da ilk evliliğinden olan oğlu ile ilgili biraz üzüldü dün. MSN de babasına abuk sabuk şeyler yazmış. Koca çocuk oldu (18 yaşında) Hala bir sürü şeyi problem yapıyor. Boşanmak çocukları çok etkiliyor ve onun için çok üzülüyorum ama artık bazı şeyleri kabul edip yaşamaya bakmalı... Ben de çok küçükken babamı kaybettim, düşünün babamı istesem de hiç göremiyordum. O nedenle babası annesi ayrı çocukların bu durumlarını hep şımarıklık olarak görürdüm. Derdim ki, keşke annem babam ayrı olsaydı da babam yaşasaydı, hiç olmazsa onu görürdüm, bilirdim ki O var, bilirdim ki onunla akşam yemeği yiyebileceğim istersem, gezebnileceğim... Biliyorum boşanma çok yıpratıcı bir olay ama kavga dolu, hastalıklı, bağırış çağrışlı, aşağılama dolu sözler ile yaşanan bir evlilikte çocuklar tam psikopat oluyor. Öyle bir ortamda olmayı kim ister ki! Bu konuda sizden başka yorumlar gelebilir ama benim çok katı ve kesin bir görüşüm var bu konuda...

Onu da çok iyi anlıyorum yıllardır. İstediği zaman gelip bizde yaşayabiliyor, onu hep çağırıyorum. Zaten babaannesine de söylüyormuş iyi bir kadın, onu seviyorum diyormuş. Geldiği zaman gerçek bir aile gibi hissetsin istiyorum. Ama O da bazen oğluşu kıskanıyor olabilir... Annesi de bunaltıyor. Bu çocuk 6 yaşından 15 yaşına kadar dayak yiyen bir çocuk, düşünün... Bir de duygu sömürüsü eklenince onun da bize karşı kafası karışıyor. Bazen sevilmediğini düşünebiliyor... Ne yapacağımı şaşırdım ama bana karşı çok iyi, bir derdimiz yok Allah'a şükür....

Bu arada sobelenmişim, ne güzel! Ama o da yarına artık:-)

28 Comments:

Blogger anemon said...

vallah renklerciğim
sen birde tahsilini yapmış birisin ben coğu dersleri görmedim yada hatırlmaıyorum düşünsene ben birde kendim arastırp kendim çalısyorum sonra oğlsuna anlatıyorum yemin


ediyorum cıldırcam artık her aksam evde harp var oğluş ben ve baba olarak bab bana kızyor bırk kendi yapsın diye kendi yapmıyor sorun zaten orda hep dürteceksin bir bıakayım diyorum bıraksam o zaten dünden razı hiç umrunda olmıycak


biraz sistemli çalsımayı oturtum birazda hırs yapsa zekasını heba edşiyor simdi rasyonel saylardayız onlarla carpma böylem toplama toplama olunca ters işlem öyle olunca böyle opziftese bilmemne avaz avaz bağırmak istiyorum ki bu işlemlerde uazartarak yazması lazım kesirme yapıyor tabi sonuç yanlız zor geliyor velhasıl

anne baba ayrı çocuk her zaman problemli cocuktur dedğin doğru öyle bir ortamda yasamaktansa diyoruz
benim yeğenimde var öyle annem büyütüyor ayrıca bazen zor ama ne anne ne baba yanında olmaması daha iyi oldu sanrım son zamanlrda gördüğüm üzre

ben koca kadındım annemle babam ayrıldığında nasıl etkilendim anlatamam ve annemin çektiklerini görünce ben diyordum anneme böylemolmaktan sa bosan diye fakat öyle olmuyor işte:))

1:53 AM

 
Blogger anemon said...

banada bir sor bin ah işit gene çok uzn bir yorum yazmısım özür renkleriğim bunaltoyurm

1:54 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

bak işte o saygı!konusu çocukta yapmış bile baskıyı.:((
ya Allah'ım yardımcınız olsun, milli eğitimin aklını da başına getrisin ne diyeyim.
çok güldüm ya 7 sene daha lafına. senin blog dershane ve sınav sorunları sayfası olur ki o da lazım memlekete.:))

Yok boşanmış çocuklar konusuna katılıyorum ayrı bir yorumum yok bu duruma.:)
niye o çocuğun dayağı 6 yaşında başlamış? daha önce dövmemiş mi hiç annesi?
üvey oğlun tam dönüşüm değişim yaşında. daha doğrusu artık sonuna yaklaşıyor. ama öncesinden çok sorunları ile geldiği için bu döneme, normaldir biraz sıkıntısı yoğun olarak geçmesi.
ama sonrasında taşları yerine oturtur o da. bak seni takdir etmeyi biliyor ki, bu çok mühim birşeydir.
annesinin etkisinde kalıp görmeyebilirdi de..))

2:08 AM

 
Blogger Muhabbet Çiçeği said...

Renklerciğim, valla oğluşuna olan ilgin çok hoşuma gidiyor. Bu zamanlar zor zamanları. uamrım istediğin yeri kazanır. GAyretini burdan hiisedebiliyoruz. Tabi seninde emeklerin göz ardı edilemez.Sınıf konusunu zamana bırakman iyi olmuş.
Boşanma çocukları hakikaten çok yıpratıyor. Ama dediğin gibi sürekli kavga, gürültü çocuğun psikolojisi daha çok bozuluyor. Ama senin eşinin oğluda zamanla alışacaktır, bak senide seviyormuş işte. 18 yaş tam deli çağlar. O yüzden hoşgörülü olmak lazım.Erkek çocukları tehlikeli yaşları bunlar. Sen üzme o tatlı canını. Öpüyorum kocaman seni.

2:08 AM

 
Blogger bugunovnia said...

Renklerciğim....
Ben anne olma konusunda doğum anından korkarken....Şimdi ise...Bu kadar ayrıntıyı düşünmeye sıra gelmemişti....Anne olmak daha doğrusu iyi bir anne olmak ne zor....Ben daha yeni evliliği düzene sokmuş , eşim ile birlikte annemlere gitiğimde ağlamaklı olarak veda etmemeye başlamışken bir de çocuk sorumluluğu..AAAA benim kalitesizlik maliyetleri ile ilgili bilgilendirme toplantısına girmem gerekiyor....Konuyu değiştirebildim mi :)))Sana çok çok kolay gelsin...Emeklerinizin karşılığını almanız için dua edeceğim....Başarılar.....

2:30 AM

 
Blogger renkler said...

Civcivciğim, bağırış çağırış olunca çocuk hiç bişi anlamıyor. O nedenle pek bağırıp kızmıyorum ama bazen afaganlar basıyor. Zaten o anda oğluş da anlıyor geldiklerini:-) Babalara kolay, bırak kendi yapsın! Yapmayınca ne olacak* Keşke yapsa zaten...

Ben tahsilli olabilirm ama inan çoğu şeye önce ben bi bakıyorum, sonra yardımcı oluyorum. Unutmuşuz çoğunu... Bir tek kümeler ve geometriyi, haa bir de denklemleri hatırlıyorum...

3:06 AM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacıkım. Aslında bu eğitim sistemi ile ilgili bir blog açıp milletin sesi olmak lazım. Düşünüyorum yani. Hepimizin yaşadığı şeyler bunlar. Ha, bunları yazınca düzelir mi? Hayır ama içimizi dökeriz...

3:07 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Muhabet çiçeği, emek veriyorum gerçekten de... Onun iyiliği için. Ama bu tempoda gidemem hep. Kendi başına çalışma düzenini oturtmaya çalışacağım bu sene. Allahtan test yapma konusunda çok sorun yaşamıyoruz. İlk başlarda onu da beraber yapıyorduk ki test sorularında nasıl bir yol izlesin onu gösterdim. Öbür oğluş için üzülüyorum aslında. Bu sıralar annenin çok etkisinde kalmış olmalı, pek gelmiyor. Zaten bir dönem çok yakın oluyoruz, geliyor, eğleniyoruz. Bu durum annesini sıkıyor ve çocuğa baskı yapıyor. Aslında O da annesi tabi... Ama çocuğunun iyiliği için babası ile görüşmesine karışmamalı... Ben zaten annesi gibi davranamam, daha çok arkadaş gibi yaklaşıyorum.

3:11 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Bugunovnia, herşeye zamanla alışıyor insan:-) Sen de ileride çok iyi bir anne olacaksın. Korkulacak birşey değil. Evet çok zor ama zamanla alışıyorsun. Hem sorunsuz bir hayat yok ki!

3:12 AM

 
Blogger Mutluveumutlu said...

Sen anlattıkça çocuklar ve veliler için üzülüyoum ama üniversite de iyi bir yeri kazanmak için şimdiden sıkı tutmak lazım. iki ucu ... değnek yani. Allah kolaylık versin ne diyeyim.
Diğer oğlun içinde üzüldüm ama 1-2 yıl sonra muhakkak olgunlaşacaktır. Umarım kendini ve sizi daha fazla üzmez.

3:54 AM

 
Blogger Bocuruk said...

Benim güzel prensesim de ne kadar koşturuyor bir bilsen. Okul, dersane, kurs. Ama ben ders çalıştırmıyorum onu. Bilemediklerini soruyor arada. Hep suçluluk duyuyorum çalıştırmıyorum diye. Geçen gün söyledim ona da anlatmamı, çalıştırmamı istersen söyle diye. "Ben dersanedeki öğretmenlere soruyorum" dedi:(
Ben de mutfağın ve hatta evin düzeni konusunda çok takıntılıyım. Bugün de benim annemler bizde. Bakalım akşam evin durumu ne:))Aman aman şaka tabii o sağlıklı olsun başımızdan eksik olmasın da evim darma dağın olsa da hiç önemli değil.
Sevgilerimle...

4:03 AM

 
Blogger renkler said...

Mutlucuğum, umarım öyle olur. 18 yaşına gelince olgunlaşır diye düşünüyorsun, ama ne yazık ki olmamış. Sonuçta üzülüyoruz tabi... Ben bu sıralar herşeye üzülüyorum zaten. Sinir bir durum. Neşeme kavuşmak istiyorum:-)

4:15 AM

 
Blogger renkler said...

Bocurukçuğum, ne güzel işte, sorumluluğunun bilincinde. Niye üzülüyorsun ki! Kızlar daha bilinçli oluyor ders konusunda. Allah bozmasın. Ben çalıştırmayayım demiyorum ama o çalışsın, bilmediklerini bana sorsun istiyorum.

4:16 AM

 
Blogger sofi said...

Oğluna duacıyım gerçekten, okurken ben o stresi hissediyorum, bu kadar emek boşa gitmez eminim.Diğer oğluşa gelince, annenin dolduruşları vardır, onun için canını yakıyordur sözlerle, muhtemelen annesine de yapıyordur, o yaş isyana çok uygun,öfke doludur ve bunu yansıtıyor.Kabul edecektir bu durumu ama olay senle ilgili değil onun gerçekleri kabul edip hayatına doğru bir şekilde yön vermesi gerekiyor.İlgiye, sevgiye, konuşmaya, desteğe ihtiyacı vardır diye düşünüyorum.Zor işler bunlar!Hiç bir evlilik ve boşanma birbirine benzemez çünkü , önemli olan çocuklardaki etkiyi minumuma indirebilmek.Çok yazdım galiba, sevgiyle öpüyorum.

5:16 AM

 
Blogger renkler said...

Soficiğim, ben çok yazıyorum ya, o nedenle benim gübü çok yazanları da seviyorum...

Evet büyük oğluşun da ilgi ve sevgiye ihtiyacı var. 18 yaşında olabilir ama hala çocuk tarafı var. Eşim de elinden geleni yapıyor ama cebini açmıyor, bazen aylarca ulaşamıyoruz, sonra ortaya çıkıyor, herşey güzel gidiyor bir süre!

5:23 AM

 
Blogger HAYAT said...

canım benim bazen her ailde bu tür şeyler oluyor sen yazınca bir nada gözümde biri canlandı aşkımın yeğeni gerçi kendisini tanımıyorum ama anlattığı kadar hissedebiliyorum sanki onu anlatmışsın gibi geldi :) ama sen bir anne olarak daha şevkatli davrandığını biliyorum belki karşı tarafın bazı baskısı yada bilemiycem ama o sevgiyi çocuğa hissettirememeside olabilir ....
sizin yanınızda huzurlu ve mutluysa ne güzel
oğluşun derslerinin zor olduğunu daha iyi anlıyorum artık az önce patronun yeğeni aradı onunda performans ödevi varmış yahu bizim dönemimizde bu tür ödevler yoktu yaşlandık mı ne oldu :))) çok ilginç bir ödev yarım saat oldu aruyorum bulamadım yaaa bilmem napcaz

7:02 AM

 
Blogger uykucu said...

renklercim senin yazıları okuyunca bizim hiç sıkıntımız yokmuş diyoruz kreşe götür getir,evde oyna falan işte. şu ders çalıştırma olayı zor iş, bizi zamanında hiç çalıştıran hatta ilgilenen bile olmamıştı şimdikilerin çokmu üstüne düşüyoruz diycem ama öyle işte, tek çocuk olunca el bebek oluyorlar zaten öyle çok ders varki tek başlarınada başa çıkamazlar yeğenimden biliyorum aynı yaştalar.yazık oğluna çalış çalış kaç yıl var daha, bari üniversitede basit bir bölüm okusada rahat edip geyik yapsa:) ömürleri ders çalışmakla geçiyor garibanların .ben 3 yıl daha eğlendirip gezdireyim oğlumu.üvey annelikte zor dur kolay gelsin ama sen iyisindir eminim.

7:07 AM

 
Blogger [ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

Ah canım ya.. inşallah bu çabalarının sonucunu alırsın. Yani hem oğlun hem sen tabi. Yeniden okul yıllarına dönmek zor oldu değil mi? Aynen benim için de öyle. Gerçi şu sıra "tamam anne ben çalışıyorum sen dinlen" falan diyor ama, içimiz rahat etmiyor ki. Allah kolaylık versin. Gönlündeki gibi olsun her şey inşallah.

Bu arada sana katılıyorum. Mutsuz bir evliliği sürdürmek yerine, ayrılmak çocuklar için daha doğru gibi geliyor. Tabii bilemiyorum da. Hani başa gelmeyince anlaşılmaz ya. Senin bu güzel yüreğin o yavrucağa da iyi geliyordur canım.

7:33 AM

 
Blogger Unknown said...

Bizde bugün balıklar suda neden boğulmaz onu araştırdık ,uçaklar hava da nasıl durur'u ve biz nasıl nefers alırızı öğrendik ,matematikte ise çarpmalardayız 6 ları öğrenilmiş olması gerekirken biz daha 4 lerdeyiz anlayın işte durumumuzu:)

2:25 PM

 
Blogger Esra said...

Sirf su dershane ve ozel ogretmen derdinden biktigim icin kizimi Turkiye'de okutmaktan vazgectim. Oysa ki esimi bile razi etmistim Turkiye'ye tasinmaya. Biz zamaninda cok cektik, kizim da ceksin istemiyorum. Yaris ati gibi gecen, kaybedilen genclik. Baska bir yolu olmali ve var ama bir turlu degisemedi su sistem. Degistirdiklerini soyleseler de cocuklar yaris ati olmaktan kurtulamiyorlarsa, o zaman sistemin degismesinin de bir anlami yok.

Bosanma konusunda sana katiliyorum. Sadece cocuk icin degil, anne baba icin de ayni sey gecerli. Hergun kavga gurultu ve stres yerine sakin ve yanliz bir hayati tercih etmeli insanlar. Cocuklar icin yipratici olabilir ama eminim ileride onlar da dogru olanin bu oldugunu anlayacaklardir. 18 yas cok kritik bir yas. 2-3 seneye kadar eminim esinin oglu da babasinin dogru olani yaptigini anlayacaktir.

Sevgiler
Esra

4:22 PM

 
Blogger renkler said...

Hislerciğim, ödevlerin abukluğunu sorma. Dün akşam saat dokuzdan sonra üç ödev yaptık. İkisini ben yaptım, birini o yazdı. Tek başına yetiştirmesi mümkün değildi. Biri matematik ödeviydi ve konusu 2030 yılında neler olacak? Oha çüş bunun matematikle ne alakası var?

12:14 AM

 
Blogger renkler said...

Figenciğim, valla en rahat günlerini yaşıyorsun kıymetini bil:-) Gerçi o zaman da çok hareketli ve yaramaz oluyorlar, herşeyi seninle yapmak istiyorlar değil mi? Şimdi benim oğluışun bir sürü aktivitesi var, arkadaşları var. Yani küçükken bedensel yorgunluğu oluyordu, şimdi beyinsel. Olsun onlar yanımızda ve sağlıklı olsun da önemli değil. Yorulalım:-)

12:16 AM

 
Blogger Alphecca said...

Bence sınıf atlama konusunda oğluşun yapısı çok öenmli Renkler,

Oğluş yarış havasında olunca mı daha iyi çalışıyor ve kendini geliştiriyor, yoksa huzurlu huzurlu çalışınca mı?

Birincisi ise kendinden daha iyi çocukların olduğu ortam onun için daha iyi olabilir ama eğer kendi kendi ile yarışan bir çocuksa en alt grupta olmak bile onu daha başarılı ve huzurlu kılabilir.

Bence oğluşla bunu konuş. Görünüş itibari ile en üst sınıfta olmak iyi gelebilir ama o kendini hangi sınıfta rahat ve başarılı görüyorsa orada olmalı gibi geliyor bana :)

18 Yaşındaki oğluşunla ilgili ise ben senin kadar katı değilim, çokta yorum yapmak istemiyorum ama enden ve boydan büyüse de o hala çocuk. Ancak 22 yaşından sonra sizi daha iyi değerlendirip, anlayabilecektir.

Yine dayanamadım, yorum yaptım :)

12:16 AM

 
Blogger renkler said...

İnce Gülcüküm, sen beni korkutuyorsun valla. Lisede de aynı şeylere devam yani ha? Valla sürmenaj geçirmeme az kaldı derslerden. Aslında iyi sonuçlar alsam, sıvaları iyi geçse yemin ederim hiç sorun yok, ben yine çalışırım. Karşılığını bir alsak...

12:17 AM

 
Blogger renkler said...

Elçinciğim, biz de dün yüzdeleri çalıştık saat 9 gibi boş boş yüzüme bakmaya başladı, anladım ki kafa bitmiş durumda. Ne sevimsiz konuydu o?Bugün de oran orantı var. ikinci sınıfta süper olduğu bir konuydu. Şimdi unutmuş. O zaman niye çalışıyorlar ki...

12:19 AM

 
Blogger renkler said...

Archisugar, ben de bu konuda çok ümitsizim. Ülkemin eğitim sistemini gördükçe içim acıyor ve gelecek için endişeleniyorum. Bizim de Avustralya vatandaşlığımız var. İngilterede de çalışma ve oturma iznimiz var. Çekip gitmeyi arada düşünmüyor değilim...

12:21 AM

 
Blogger Asortik Krep said...

Bu konuda Çocuk Gibiye katılıyorum :) Aynen.

12:44 AM

 
Anonymous Anonymous said...

la ne salak bi blogger bu a.q hepiniz aptalsiniz

5:51 PM

 

Post a Comment

<< Home