Tuesday, September 19, 2006

Barbie ile Büyüyen Kızlar...

Kız çocuklarının Barbie'yi ne çok sevdiklerini bilirsiniz. Bazı yeni veya potansiyel anneler zararlı (en azından yararsız...)olduğunu düşündüklerinden kızlarına asla Barbie bebek almayacaklarını söylerler ve ateşli bir şekilde bunu savunurlar ama genelde her kız çocuğu ne yapar ne eder ve o şarışın bebekleri mutlaka aldırırlar. Hatta bu tip annelerin kızları işi abartıp çantadan oyuncak ruja, sakızdan, aynaya herşeyleri Barbieli, pembeli olur.

Benim sevgili kuzenim de bu kız çocuklarından bir tanesiydi. Aramızda 9 yaş olduğu için onun ablası oldum hep... Annesi asla makyaj yapmayan, sürekli kitap okuyan, aşırı sade bir kadındı ama bizimki annesinin tersine hep kokoş olmuştu ve en sevdiği oyuncakları Barbieler olmuştu. Çeşit çeşit her renkten, her kılıktan onlarca Barbie elinden geçmişti. Buna en çok sevinen kişi ise bendim. Onun gibi kokoş bir ruha sahip ben Onu oynatmak bahanesi ile 17 yaşıma kadar onunla Barbie oynadım. Sözde onu oyalarken aslında benim zamanımda pek olmayan, olsa da Türkiye'de çok ulaşamadığımız bu güzel bebekler ile ciddi ciddi oynuyordum. Hatta bir yılbaşı gecesini Barbieler ile ve onlara maket mobilyalar yaparak geçirmiştik.

Sevgili kuzenimin bazı bebekleriyle de kuaförlük yeteneğimi konuşturuyordum! Saçlarını boyuyor, kesiyor, örüyo, çeşitli topuzlar yapıyorduk. En sonunda her Barbie kısa Punk kesilmiş kızıl saçları ile en sevilmeyenler kategorisine atılıyor ve bir yenisi tutturuluyordu (yok artık tutturan ben değildim ama onu bu konuda cesaretlendirirdim:-)

Bizim küçük Barbie şimdi kocaman bir kadın, bir bebeği oldu. Oğlu olduğu için Barbieler şimdilik hayatında olmayacak ama sanırım biricik kuzanim artık bir Barbie kız değil. İşinden ayrıldı, kendini eve ve bebeğine adadı, bunalım içerisinde evde oturuyor ve işin kötüsü karakteri kesinlikle yeni konumu ile uyuşmuyor. Onu bunalımda görmek beni üzüyor. Hepimiz kendimizi yavrularımıza adıyoruz ama bu hayattan elimizi ayağımızı çekmemizi gerektirmiyor. Mesela ben oğlum 2 aylık iken part time çalışmaya başladım, 7 aylık olunca da tam zamanlıya döndüm tekrar.

Neyse, umarım hayatta istediği herşey olur. Cici çocuğu için de bunu diliyorum. Onu çok seviyorum.

Hepimiz küçük kız çocukları iken bebeklerimizin annesi olur, onlara bakar, evcilik ve komşuculuk oynardık. Genelde pek işte çalışmaz, ev kadını şeklinde birbirimize gidip gelirdik:-) Büyüdük ve hayat değişti, biz de değiştik. Değişmeliyiz...

Bu arada sizin Barbie için görüşleriniz neler? Kızıyor musunuz, nefret mi ediyorsunuz, Onu özlediniz mi? Eve sokmam mı diyorsunuz, Onu kıskanıyor musunuz:-)

8 Comments:

Blogger Asortik Krep said...

Bende barbıe Türkiye ye geldiğinde büyümüş olduğum için çok oynadığımı söyleyemem ama özel ağlayan bebeklerim vardı bir zamanlar..Karşı değilim, kızım olsaydı alırdım ama abartmadan..Çünkü oyuncağı olmayan o kadar çok çocuk biliyorum ki..

8:11 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Asortik Krep,

Haklısın... Eğer çocuklarımızı geliştirmeye yönelik lego, puzzle gibi başka oyuncaklar da alıyor, kitaplar okutuyorsak bunun yanında Barbie almanın bir zararı olamaz. Ben de oğlum küçükken asla silah almayacağım dedim ve gerçekten de almadım. ama sitedeki tüm arkadaşları arasında dışarıda oluşturdukları silahlı oyunlar popüler olunca bizimki gidip harçlığı ile kırtasiyeden almış. neyse en azından bayağı geç yaşında oldu bu ve çok takılmadı.

Sevgiler...

10:42 PM

 
Blogger Annelog Atölye said...

Benim kızımın da barbileri var ve onları sürekli birbirleriyle konuşturyor, ciddi ciddi senaryosunu yazdığı oyunlarda oynatıyor ve her bebeğin ayrı karakteri var anladığım kadarıyla. O şekilde anlam yüklemiş, mesela belirli bir bebek hiçbir zaman iyi karakteri oynayamıyor gibi. Pembe renge aşırı bir düşkünlüğü vardı daha küçükken (tabii bunda benim etkim de var, zira küçükken hep oğlana benzetirlerdi çok üzülürdüm, belli olsun diye özellikle pembe eşyalar alırdım). Ama şimdi pembenin bebek rengi olduğunu düşünüyor ve favorisi fıstık yeşili! Ne kadar devam eder bilmiyorum tabii. Adı barbi veya ayşe olsun bebek ya da oyuncak birer araç, nasıl oynadıkları nasıl etkilendikleri önemli bence. Bizim küçüklüğümüzde kağıt bebekler vardı, omuzlarından kağıt elbise astığımız. Hiç bulamazsak bebeği de elbiseyi de kendimiz çizer keser öyle oynardık. bayılırdım ben onlarla oynamaya. Sonuç olarak, barbi zararlı mıdır sorusunun cevabı aileye ve çocuğa göre değişen bakış açısına bağlıdır.

6:01 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili annelog,

O kağıt bebekleri hatırladım... Ne çok severdim... Onlara elbiseler çizer ve boyardık ki bence bu aslında tasarım adına güzel bir şey. Belki kağıttan hazır kıyafetleri kullanmak eğitim adına pek birşey vermez ama yeni şeyler üretmek, tasarlamak, renkleri kullanmak, kombinasyonlar yapmak çocuğu geliştirebilir. Dediğin gibi onu nasıl yönlendirdiğimiz önemli, örneğin çok hoşuma gitti ve beni o günlere götürdü:-)

6:55 AM

 
Blogger huysuz said...

ben severim barbie'yi. bir lego kadar yaratıcı ya da geliştirici değil belki ama kız çocuklar için oynaması büyük zevk diye düşünüyorum.

2:42 AM

 
Blogger renkler said...

Bu arada söylemeyi unuttum, Barbie için kuzenimle beraber ev eşyaları yapardık. Kartonlar ile masalar, koltuklar, dolaplar yapar, pembiş güzel kumaşlar ile örtülerle kaplardık (hatta fırfır bilekoyardık) Mimar olacağım o zamandan belliymiş değil mi Huysuz ve Tatlıcığım:-)

3:55 AM

 
Blogger Evren Yasa said...

bence cocuklarin oyuncaklari ile nasil oynadigi ile ilgilenmek lazim nelerle oynadiklarindan ziyade. cevredeki butun kiz cocuklarinin barbiesi varken benim barbiem olmasa eziklik duyarim, onlarla oynamak istemem mesela. olsun ama milyonlarca olmasin. ben bile bu yasimda hala ozenirim oyuncakci dukkanlarindaki o guzelim barbielere, cocuklar nasil dayansin? ama tabi bunun yaninda yapboz da yapsin araba ile de oynasin, hepsi farkli ozellikle kazandiriyor, yaraticiliklarini artiriyor diye dusunuyorum ben.

6:27 AM

 
Anonymous Barbie Oyunları said...

Her devrin Barbie'si ve çocuklarıda farklı farlı oluyor zaten..

4:05 PM

 

Post a Comment

<< Home