Tuesday, September 19, 2006

Bu Sabah Yağmur Var İstanbul'da...


Tamam, kabul ediyorum artık: Sonbahar geldi. Günlerdir onu görmezden geliyordum, dün yağan yağmurda bile... Sonbaharı sevmediğimden değil, ona bir türlü uyum sağlayamadığımdan. Ama bugün bu karanlık, bu yağmurlu havada artık inkar edemiyorum: Yaz bitti, sonbahar geldi.

Sabahları saat tam 7:10'da kurulmuş bir saat gibi gözlerimi açar, saatime bakarım. Bu sabah da uyandım ama baktım daha sabah olmamış gibi. Saate bakınca ise karanlıktan ve kalın perdelerimin ışığı gizlemesinden dolayı hiç birşey göremedim. Tam oh ne güzel daha sabah olmamış diyerek mutlu mutlu gözümü yummuşken saatin zilini duydum.

Her sabah eşimden önce uyanır, kahvaltıyı hazırlamaya girişirim. Bu "kahretsinlik" bir durum değildir, aksine bunu severek yaparım. Çünkü kahvaltılar ailenizle paylaşabileceğiniz özel anlar yaratır ve hepimizin beynine kazıttıkları gibi "en önemli öğünümüzdür". Neyse bunları anlatmayacaktım... Baktım ki hava yağmurlu, kasvetli tamamdır dedim artık geldi Sonbahar...

Aslında yağmuru çok severim, Sonbahar da çoğu insana depresyon yükleyen bir mevsim değildir bana. Gerçi Sonbahar demek okulların açılması, derslerin başlaması, trafiğin artması, soğukların bastırması saatlerin geri mi ileri mi ne alınması ve dolayısı ile erkenden hava kararması demek ki bunlar bile normal bir insanı bunalıma sokmaya yeter. Ama bunun yanında yağmur var, sarı renkli yapraklar var, yağmurun kokusu var ve ne olursa olsun herşeyin olduğu gibi onun da güzel yanları var. Bir de ben bir blog yorumunda da belirttiğim gibi "kurt gibiyimdir, sisli puslu havalara bayılırım." Özlellikle sis beni çok etkiler ve rahatsız edici olmayan bir şekilde hüzünlendirmesinin yanısıra değişik bir biçimde heyecanlandırır. Bunun nedenini tam olarak bilemiyorum ama belki de önceki hayatımla ilgili birşeydir. Acaba önceki hayatımda bir kurt olabilir miyim?:-)


Size renkli bir Sonbahar dilerim:-)

Renkli kalın...

0 Comments:

Post a Comment

<< Home