Wednesday, October 18, 2006

Tekrar anne olmak istiyorum...

Birkaç aydır rüyalarımda sık sık bebekler, küçük çocuklar görüyorum. Bazen bebeğim olmuş görüyorum, o bebekleri öpüyorum, kokluyorum... Genelde sanırım kız çocuk özlemim nedeniyle pembeler içerisinde kız bebekler görüyor ama bazılarında da gürbüz erkek bebekler ile de kendimi çok hoşnut hissediyorum... Bu bol bebekli, çocuklu rüyalar sanırım eşimle acaba bir bebek yapsak mı diye konuşmalarımız ile başladı. Aramızda bunu tartışa duralım yaşlar da epey ilerledi. Oğlum 10 yaşında biliyorsunuz, eşimin ilk evliliğinden olan 17 yaşında bir oğlumuz daha var. Ailede erkek çocuklar çoğunlukta ve kız sıkıntısı var anlayacağınız:-)

Oğlum doğduğunda aşırı genç değildim, iki ay sonra 25 olmuştum. Ama sanırım çok olgunlaşmış bir kadın değildim, yani yüksek yaptığım için okul yeni bitmiş, iş hayatına yeni atılmış bir kişiydim ve biraz da prenses gibi büyütülmüştüm. O nedenle onun bebekliği biraz bana oyun gibi geliyordu. Sanırım ilk çocuğunuzda bunu hissetmişsinizdir. Onu beslemek, onu uyutmak, onunla oynamak ciddi bir olaydan ziyade eğlenceli bir oyun gibiydi... Aslında sadece onu büyütmedim, kendimi de büyüttüm onunla beraber, ben de onunla büyüdüm ve olgunlaştım. Aslında anneliği bize çocuklarımız öğretiyor. Ne okuduklarımız, ne annelerimizden ve çevremizden gördüklerimiz. Biz onları, onlar bizi tanıdıkça anneliği öğreniyor ve en doğru yolu buluyoruz zamanla.

Aslında oğlumu ilk zamanlar çok kurallara bağlı büyüttüm. Alması gereken mama miktarını ve aldığı mama miktarını grafik haline getirip karşılaştıran bir anne var mıdır içinizde? Ya da büyüme diyagramları hazırlayan? Kilo ve boy artışını hastalık derecesinde inceliyordum. Emeklemeye başladığında ev günde 2-3 kez aşırı hijyen bir şeklide siliniyordu tarafımdan... Derisi, tırnakları, Kusmuğu, kakası, herşeyi titizlikle gözlemleniyordu:-) Çoğunuz yapmışsınızdır, geceleri yanına gider nefes alıyor mu diye onu izlerdim. Tırnak kesimi, banyosu, alt temizliği, giydirilmesi vs herşey kurallara başlı olmalıydı. Annem içinden epey "sabır Allahım" demiştir beni öyle gördükçe. Oysa O, annem ne rahattı... Korkmadan yıkayabiliyor, acımasızca harekletler!!!ile (tabi bana göre, aslında doğalı oydu) giydiriyor, altını bezliyor, gazını çıkartıyordu.

Doktor sütüm yetersiz diye ek mama vermişti, bir Hollanda maması. Hastaneden çıkıp evimize geldiğimizde oğlum açlıktan bağırıyordu, ben panik halinde mama kutusunun üzerinde yazanları okumaya çalışıyorum ama inanın hiçbirşey anlamıyorum. Hayır, okuduklarım Hollandaca filan değil, Türkçe! Ama öyle panik içerisindeyim ki okuduğumu anlayamıyorum. Sonra ben de ağlamaya başladım, biz bu çocuğa nasıl bakacağız diye. O sıra ortalığı temizleyen annem yanıma geldi, beni sakinleştirdi, herkes nasıl bakıyorsa biz de bakacağız, ben de yardım edeceğim dedi. Biraz sakinleştim, mamayı ölçek şaşmadan hazırladım, yavrumu doyurdum, yavaş yavaş herşeye alıştım, ona bakabildikçe mutluluk duydum. Anladım ki doğurur doğurmaz gerçek anlamda bir anne olmuyorsun, zamanla anneliği öğreniyorsun. Tabi sevgi anlamında, duygular bazında bu böyle değil. Annelik sevgisi onu içinizde hissettiğiniz anda başlıyor, ben bakım ve çocuk büyütme kısmını kastediyorum.

Annelik aslında çok paranoyakça bir şey... O içinizde olduğu anda herşeyden üstün geliyor, ona birşey olmasın diye ekstra bir dikkat veriyorsunuz, onu tüm kötülüklerden korumak için yırtıcı bir kedi haline geliyorsunuz, o sizin herşeyiniz oluyor. Ve bu ister 1 yaşında, ister 10 yaşında, ister 50 yaşında olsun hiç değişmiyor.

Bir çocuğumun daha olmasını neden istiyorum? Bir kere onun bebekliğini özledim, oğlum tek çocuk olarak kalmasın, sevdiğim insanın çocuğunu doğurmak müthiş bir duygu, üstelik hep kalabalık bir aile hayal etmiştim... Bir de kız çocuğu özlemim var. Kız çocuklar aileye daha düşkün olur ya bir de... Bu acaba bencillik mi diye doktoruma sormuştum, yani ileride yalnız kalmamak için çocuk doğurmak, daha yakın olsun diye kız dilemek... O da çocuk yapmak başlıbaşına bir bencillik değil mi? diye sordu. Herkes bunun için çocuk yapar dedi ve bunun çok doğal olduğunu söyledi. Haklı da...

Bir kızım olsun istiyorum, Onu pembiş pembiş giydirmek, süslemek püslemek, güzel bebek parfümleri sürmek, cici bir oda hazırlamak,renk renk oyuncaklar almak, tüyden ibaret saçlarına süslü tokalar takmak, doğumu için "it is a girl" kartları hazırlamak, arkadaşlarımdan süslü püslü bebek hediyeleri almak (ya bu arada bebek bezi pastası diye birşey varmış, bebek bezi ve kıyafetlerden oluşan kat kat hediye kutularıymış bu! bkn ekteki resimlerden biri...), doğum sonrasında şık geceliğimi giyip güzel yatağıma kurulmak,eşime şımarmak, oğlum, eşim, kızımla muhteşem bir aile olmak istiyorum. İşin doğrusu kız değil de erkek olursa hiç üzülmem. Sağlıklı olsun da...

Ama biz böyle acaba olsun mu, olmasın mı diye düşüneduralım bizim yaşlar ilerliyor. Ha deyip karar versek bile olacak benim yaş 36, 37... Tıp ilerledi, 64 yaşında kadınlar anne oluyor. Ama yine de endişeleniyorum. Ya bir sorun olursa diye... Bu durumu yaşamış olanlarınız varsa dinlemek isterim.

Herşeye rağmen sanırım karar verdim: Bir bebiş istiyorum... Hayırlısı ile tabi:-)

Renkli günler:-)

0 Comments:

Post a Comment

<< Home