Monday, November 06, 2006

Dış mimarınız İstanbul'dan bildiriyor!

- Eşiniz hanfendi çalışıyorlar mı?
- Evet çalışıyor.
- Ne güzel... Ne iş yapıyorsunuz?
- Mimarım.
- Aaaa ne güzel. İç mi dış mı?
- Efendim?
- İç mimar mı, dış mimar mısınız?
- Dış mimarım, normal mimar...

Öyle soruya böyle cevap. Nedense mimarım dediğimde ilk tepki aaaa ne güzel oluyor. Sonraki soru da iç mi dış mı oluyor. Yaa dış mimarlık diye bir meslek varda ben mi bilmiyorum!!?? Ayrıca iç mimarsam zaten mimarım demem değil mi, iç mimarım derim. Gerçi o zaman da iç mimar ne diyebilirlerdi benim şansıma! Dış mimarım kardeşim, tamamen dış!

Bu dialog dün akşamki eşimin şirket gecesinde gerçekleşti. Güzel bir geceydi aslında... Geçen senekinden çok daha güzeldi. Aslında geçen sene eğlenmek için daha çok sebebim vardı. Mesela çocukluğumun sevgili Nükhet Duru'su sahne almıştı, hatta onunla resmim bile var. Ne hoş bir kadındı. Bu sene ise Muazzez Ersoy vardı. Şimdi, Muazzes Ersoy'u severim veya sevmem, müzik türünü severim veya sevmem önemli değil ama kadının gerçekten güçlü bir sesi var. Bir de onu dinlerken şu aklıma geldi: Türk Sanat müziğinde ünlü olan tüm sesler gerçekten iyi oldukları için ünlüler. Yani salt güzellikle, cilve ile, şımarıklık ile bu sanat dalında bir yere gelinmiyor. Hakkını vermek lazım. Öyle Türk pop müziğindeki gibi, yok Gülben Ergen, Hülya Avşar ne tür söylüyorsa patlama, balon veya sırf adı ile bir yere gelmeler, para kazanmalar yok. Mesela Ebru Gündeş de çok iyi bir sestir, kabul etmek lazım...

Dün akşam rejim battı tabi. Ama aşırı da batırmadım, hani tatlıya elimi sürmedim, sadece tatlının yanına koydukları ilginç meyveyi yedim ki ne ise o iğrençti. Meyve çilek desem çilek değil, böğürtlen hiç değil, o renklerde ama garip bişi idi... Neyse en çok mezelere bayıldım. Kısır-cık- (azıcıktı tabi) harikaydı, dolma-cık- nefisti ve haydari yedim. Biraz da peynir. Rejim için en fenası su böreği idi. Yanına domates püresi ve ıspanak koymuşlar, ilginç bir kombinasyon! Oradan epey kalori gelmiştir. Ana yemek piliç sarma mı neydi. Yıllardır ilk kez tavuk yedim. Tadını unutmuşum! Hiç sevmem ve yıllardır yemeyi tamamen kesmiştim. Pilavlı tarafından iki çatal filan aldım. Tavuk olması şansımaydı, aslında et de olsa yemezdim. O açıdan ana yemeği de kurtardık:-) Bir de o kadar uzun zaman aralığında yemek yeniyor ki neredeyse bir lokmayı yakıp diğerine başlıyorsun...

Gece Muazzez eşiliğinde slow dans da ettik! Aslında kadını bi yakından görüp fotograf çektmekti amacım (ne meraklı kadınım) ki başardım. Dans ederken kadına bayağı yakındık, çok çökmüş. Oysa televizyonda çok genç çıkıyor bazen. Kaç yaşında bilmiyorum ama bayağı yaşlanmış gördüm kendisini... Millet bi coştu, bi döktürdü...

Gece eve dönerken kendimi iyi hissediyordum. Önemli olan da bu değil mi? Kendini mutlu hissetmek, güzeldi işte:-)

Bu arada ev ödevlerinizi çoğunuz yapmamışsınız. Hepinize sıfır veriyorum (şaka şaka aslında sevdiklerimizle beraber olmak bile çok güzel ve eminim bu birlikteliği en güzel şekilde yaşamışsınızdır:-))

Renkli günler:-)

25 Comments:

Blogger EBRU said...

Rejimi boşver eğlenmişsin ya sen ona bak. Aslında bence rejimini de pek bozmuş sayılmazsın. Hafta sonu ödevimi şu şekilde gerçekleştirebildim. Ailemizle birlikte güzel bir yemek yedik şarap ve hep beraber söylediğimiz :) müzik eşliğinde. Aslında her fırsat bulduğumuzda daha doğrusu her fırsat yaratabildiğimizde hep kendimiz ve sevdiklerimiz için birşeyler yapmalıyız. Çünkü hayat aslında çok kısa sevgiler...

12:01 AM

 
Blogger renkler said...

Ebrucuğum, sana on veriyorum, hem de yıldızlı. Canım, aslında rejim yaparken moralimi yüksek tutmak için kendimi çok kasmıyorum, eğer yemek gerekiyorsa yiyorum. Hayat kısa ne yazık ki, artık 38 bedene kavuşup güzel kıyafetler almak istiyorum:-) Gençlik gitmeden:-)

12:08 AM

 
Blogger Banu said...

Günaydın Renklercim;
Bence rejimi hiç de bozmuş sayılmazsın. Sen bozmak diyince bana bir bak, haftasonu nasıl abarttım. Neyse geçen hafta göre yaklaşık 1 kg vermişim. Şimdi devam.
Haftasonumuz gayet güzel geçti. Gerçi çocuklarla çok zor da oluyor aynı zamanda ama olsun. Bizde de sende olduğu gibi babamızın bir oğlu daha var, haftasonları bize geliyor. Birbirlerini çok seviyorlar, ama biri hangi oyuncağı alsa, öbürü de mutlaka onu almak istiyor. Klasik kardeş durumları yani. Çok öperim, kilolara son!!!!

12:14 AM

 
Blogger EBRU said...

Canım zayıflayacağız inşallah. Ben de çok katı diyet yapmıyorum daha doğrusu yapamıyorum. Şöyle söyleyeyim dikkat ediyorum ve beslenme alışkanlığımı değiştirmeye çalışıyorum. Bu hafta iş arkadaşlarım ile birlikte haftada 3 kez 1 saat şeklinde platese başlıyorum. Bakalım ne olacak. Ne değişecek. 38 beden olmalıyım kararlıyım.

12:52 AM

 
Blogger ceyda'nın tükkanı said...

Çok iyi olmuş eğlenmişsiniz ya önemli olan bu. Nasılsa sen çok kontrollüsün ve istediğin kiloya inebilirsin. Valla öğretmenim elektrikler kesildi ödev falan hak getire:))) Biz de haftasonu keyifli bir akşam geçirdik arada böyle kaçamaklar pek bir güzel oluyor:)

12:57 AM

 
Blogger - said...

Merhaba canım, şu mimarlık olayına çok güldüm.Burada bende "ne güzel" diyeceğim yorum olarak çünkü en çok imrendiğim şeylerden biri meslek sahibi olmak.Ben İng.İktisat mezunuyum şimdi benim mesleğim ne??? Ekonomist mi? Yok daha neler eknomist olmak için kırk fırın ekmek yemek lazım.Finans sektöründe çalışıyorum Finansmancıyım diyorum ben de, ne kötü di mi :p
Rejim gitmiş sayılmaz bence de en azından kendini tutup tatlı yememişsin.Bu arada tavuk yemez misin? Benim ise yakında kanatlarım çıkacak : ))
Gerçekten renkli bir kişiliksin blogunu okumak çok zevkli.Bundan sonra takipteyim...

1:01 AM

 
Blogger renkler said...

Banucuğum, sizin haftasonu maceralarınızı bloğunda okudum. Bence harika bir program. Programınıza sevdiklerinizi de katmışsınız daha ne olsun. Bizim oğlanların arasında epey yaş farkı olduğu için kıskanma olmuyor. Sizde abinin kıskanması normal çünkü o da daha çok küçük. İkisi de çok şeker, umarım hep birbirlerini sever ve korurlar... Haftada bir kilo vermek çok iyi aslında, kilo vermeye devam.

1:21 AM

 
Blogger renkler said...

Ebrucuğum, plates cidden faydalıymış ve vücudu epey topluyor, şekillendiriyormuş. Ben fitness'i tercih ettim şimdilik ama sana yararlı olursa onu da denerim.

1:22 AM

 
Blogger renkler said...

Ceydacığım, keyifleriniz artarak sürer inşallah:-) Kontrollüyümdür aslında ama kafamda karar verirsem. Bu sefere cidden kararlıyım.

1:23 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili kelebek:-) Güzel yorumların için teşekkür ederim. Tavuk, hindi vs hiç yemiyorum. Yumurtayı da kırk yılın başı yerim. İyi bir huy değil ama ne yapayım. Kırmızı eti de çok az yerim, genelde köfte veya döner olarak ama sanırım yakında eti de hepten bırakacağım. Yalnız yumurtayı rejimime sokacağım. Mesela haftada bir iki gün kahvaltıya... Çok faydalı ve değişiklik olur...

1:26 AM

 
Blogger Annelog Atölye said...

Ben de ödevimi şimdi yapayım. Haftasonu pek yapmadığımız birşey yapıp evde kaldık. Akşam üstü uyku bastırdı hepimizi. Dinlendik bolca.
Bu öğlen kızlarla yemek yiyeceğiz. Tatlı kısmını hiç atlamıyor, sonra da kilo kilo diye söyleniyoruz hep beraber. Yine de çok eğlenceli:)

2:08 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili annelog, afiyet olsun. Kilo sıkıntın çok değilse ye tabi tatlıyı. Tatlıyı ben pek sevmem, abur cubur da yemem. O nedenle bu konularda sıkıntı çekmiyorum. Ama hamur işleri gözümde tütüyor!

2:20 AM

 
Blogger sadişş said...

merhaba postuna ilk defa yazıyorum..ara vermiştim uzun zamandır yazmıyordum...senide bloguma bekliyorum..

2:22 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Bence yemekte pek kaçırmamışsın..O kadarcık su böreğinden birşey olmaz bence :) En önemlisi eğlenmek bence,hoşuna gitmiş ya önemli olan o..Birde muazzez ersoy u bir tv programında görmüştüm ben,torunu vamrış yani yaşı ileri sanırım epeyce..
mimarlık olayı ise cidden komik..insanlar bazen şaşılacak tepkiler veriyor herşeye..sevgiler

2:37 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Sadişş, hemen geliyorum:-)

2:45 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Pinky,

Hayır bir iki kişi bunu dese neyse, son zamanlarda söylediğim hemen herkez aynı şeyi söylüyor. Tabi bişi de denmiyor:-)

2:46 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

Sevgili Dış Mimarım...
Et severim,yumurta çook severim, en çok kahvaltı severim,tatlı hele göbek adım.
(eşim Allah sana perhizli hastalık vermesin diye dua etti dün. bende aaaaaaammmiiiinnnn dedim.bu hafta sonu ödevim olsun:)))
Ülker'in Peki,Alpella pastacık,Halley ürünleri aşklarım.
Başka başka,he kola tabi,çay sevmem.
Evet tombik tombiğim. geçen sahilde yürürken yürürken bir diyet klubünün hanımları yola çıkmış, tanıtım için yanaşıyorlar(uygun adayım ya)1.ye soğuk kibar teşekkür ettim,
2.yi dövecektim "ikinizde aynı yolda ava çıkacağınıza farklı yere konuçlanaydınız ya. Ben gelip size dert mi yandım? HAYIR.eee o zaman?"nasıl kaçıcağını bilemedi.
Güzel gözlerini açıp dehşete düşme olur mu canım arkadaşım. Niyetim senin şevkini kırmak değil.Ama hanımların tek konusunun bu olması sistemin bir dayatması bence.(çok anarşist gördüm kendimi)
Ben boykottayım kısaca.İnsanların karşıma geçip "aaa almışsın,aaa vermişsin"demesinden sıkıldım ellemiyorum,dağınık bıraktım.Karışana da "sanane" diyiveriyorum.
Rahatım yani... :))))))
Babaannem 95-100 arası bir yaşta. Annesi 103 yaşında vefat etmişti.
babaannem,etin eeen yağlı yerini sever. Geçen doktora götürdük,giyindikten sonra koynuna akide şekeri torbasını sokuşturuvermiş meğerse.Orda çıktı ortaya. Ondan iki gece öncede bu hasta gidiyor gibiydi, başında okuyoruz oğlumla filan,"bir şey istiyormusun" diye sorduk kafa salladı,fısıltı ile "şeker"dedi.Bu kadar yani,hep elinde yanında.Ne kollestrol,ne şeker,ne tansiyon ,hiçbiri yok hatunda...tahlillerde iyi çıktı.şu an normal yaşantısına döndü.Öpücükler ona burdan.
Bayağı değişik oldu bu yorum,şaştım bende kendime...

3:49 AM

 
Blogger tontontombo said...

Ne güzel eğlenmişsin, boşver yediklerini dert etme sakın. Yaa sana birşey diyim mi, herkes mimarım diye geçiniyo da onun için sormuştur belki. Bak sana bişey anlatıyım, yazın annemin kapıları değişicek, beğendik filan, dediler ki mimarımız var o gelip baksın, mimar!arkadaşla eve doğru giderken konuştuk. Hangi okul dedim, cevap olarak iç mimarım ben dedi. Yani hangi okul diye ısrar ettim, bu sefer mezuniyeti olmadığını söyledi, yarım mı bıraktınız çok zor bölüm diyince ben, lise mezunu olduğunu ama yıllardır bu işte olduğu için mimar kadar bilgi ve tecrübesi olduğunu söyledi:)))))
Uzun bi yorum oldu ama, ben de ödevimi yaptım valla. Cuma akşamı senin postu okuyunca ne yapabilirim diye düşümdüm ve çok sevdiğim bir şiiri yazdım, aslında niyetim kocişin yastığının üzerine koymaktı ama görmez diye cüzdanın arasına koydum, pek mutlu oldu kocişim, sabah görünce :)

5:28 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Yağmur damlası,

Söylediklerinde çok haklısın. İnsan kendini nasıl mutlu hissediyorsa o şeklide yaşamalı. Ben de bu nedenle zayıflamak istiyorum çünkü kendimi bu kiloda mutsuz ve sağlıksız hissediyorum. Yoksa iki senedir ben de durumumdan şikayetçi değildim ve annem dahil bana karışanlara, zayıflatmaya çalışanlara, zayıflasan ne güzel olursun demelerine, eski halimi bilen insanların beni gördüklerinde aptalca bir boşboğazlıkla ne hale gelmişsin, ne olmuşsun, ne güzeldin filan demelerine gıcık oluyordum, onlara neydi? Ama şimdi kendim istiyorum, çünkü eski enerjimi kaybetmiş gibiyim, giydiklerimi yakıştıramıyorum ve sağlığımı kaybetmek istemiyorum. Yağ oranımı şimdi söylemeyeyim ama ciddi boyutta. Bazı insanlar bünyeleri gereği ne yerlerse yesinler sağlıklı yaşlanabiliyor, uzun yaşayabiliyorlar. Mesela babaannemin annesi 16 yaşından itibaren sigara içmiş hem de aşırı şekilde, ama 93 yaşında öldü ve sağlık içerisinde idi. Bir aspirin bile içmemiş hayatı boyunca. Diyeceğim o ki, ben de zayıflığın dayatılmasına karşıyım, ama bunu sadece ben istiyorum diye yapıyorum ve psikolojim için de iyi olacak. Bu arada eti, tavuğu yıllardır az yiyorum, kilodan değil. Çocukken de sevmezdim, sevmiyorum. Yiyebilsem daha çok rejim yemeği alternatifim olurdu... Değişik ve güzel bir post yazmışsın, her fikri duymak isterim. Öpüyorum:-) Halleyden benim için de bir tane ye...

6:58 AM

 
Blogger renkler said...

Tontontombocum, sana da yıldızlı on veriyorum. Şiir duyguları ne güzel ifade eder değil mi? Mimar olarak mezun olanların mimarlıktan anladıklarını mı sanıyorsun? Biz burada neler görüyoruz. Üç boyutlu düşünemeyenler, menteşe nedir bilmeyenler, neler neler... Bu iç mi dış mı demelerinin sebebi bence o değil ama çözemedim işte... Öptüm canım:-)

7:01 AM

 
Anonymous Anonymous said...

ne guzel eglenmissin... cok hosuma gitti vallahi, ozellikle de muzikli eglenecelere bayilirim..

diyet icinde birsey olmaz, -cik-cik, minicik onlarr minicikkk :)

1:35 PM

 
Blogger YAGMUR said...

"normal mimar" cok komik, hala guluyorum
rejimi bosver onemli olan guzel vakit gecirmek
Su rejimi nasil yapiyorsun sasiyorum, ben oldum olasi rejime baslamadan bitiren kadinlardanim, sana bravo
sevgiler...

2:04 PM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Kendini Kandırma, diyet zaten bizim hayatımızın bir parçasını oluşturmalı, en önemli şey değil tabi. Ama güzel ve sağlıklı olmak adına yapılmalı. Post ve yorumlarım hep uzun oluyor bunun farkındayım aslında düşündüklerimin belki onda birini yazıyorumdur ama hepsini yazmaya kalksam insanlar bu ne yaa der. Yazmaya başlayınca kendimi durduramıyorum. Biraz gevezemiyim ne!

10:58 PM

 
Blogger renkler said...

Salıncakta iki kişi, o gün cik, cik şeklindeki mamaları yedim ama dün epeyce telafi ettim. Aldığım kalori inanılmaz azdı. Bu arada belimden, yani en riskli bölgemden 5 cm incelmişim.

11:00 PM

 
Blogger renkler said...

Yağmurcuğum ben de hayatımda 2. kez diyet yapıyorum. Birisinde ev kadını olarak aldığım kiloları 14 kilo olarak vermiştim, bir de şimdi. Kararımı vediğim için zor gelmiyor. Sana gerekmiyorsa zaten boşver, herkes mutlu olduğu gibi yaşamalı değil mi?

11:02 PM

 

Post a Comment

<< Home