Monday, May 14, 2007

Vanilla Sky...


Geçen hafta Perşembe akşamı mutfakta koşuştururken eşim "dışarıya bir bak, ne güzel gün batımı var" diye bağıdı. Mutfaktan dışarı baktım, gökyüzü bir renk cümbüşü içerisindeydi. Hemen eşimin yanına, salona gittim. Balkona çıktık. Balkonun manzarası resimde gördüğünüz gibiydi... Fotograf makinasını almaya girip açana kadar biraz renkler açılmıştı bile, yine de gök toz pembe, toz mavi, mor, sarı, turuncu, gri renkler ile adeta bir ressamın elinden çıkmış gibiydi.


Bu anı sizinle de paylaşmak istedim. Göğü bu renkte görür görmez Tom Cruise'un Vanilla Sky filmi aklıma geldi. Biliyorsunuz bu filmde gök genelde ressam Monet'nin tablolarından fırlamış şekilde sevimli ve çocuksu renkler ile doludur. Filmin sonunda bu olağanüstü durumun hayal dünyası içerisinde yaşayan Tom Cruise'un sevdiği ressamın renkleri ile kendine bir dünya kurması nedeni ile olduğu anlaşılır.


Eşimle bu durumdan o kadar keyiflendik ki epey esmesine rağmen üzerimize hırkalarımızı alıp balkonda oturduk bir süre. Bu keyif apartman kapısına elini sıkıştırmış oğlumun feryatları ile sona erdi. Derhal tıbbi müdehalede bulundum, gözyaşlarını sildim... Sonra öğretmenine anneler günü için çukulata almaya çıktık hep beraber.


Bazen günün yorgunluğunu, stresini küçücük şeyler giderebiliyor. Önemli olan hayata iyimser bakabilmek. Biz istersek mutlu oluruz. Hayatta hep iki yolumuz vardır: Biri mutlu olmak, biri mutsuz... Mutlu olmak için de çaba şart... Sizin keyif aldığınız minik mutluluklarınız nedir?


Mutlu günler, vanilyalı gün batımları:-)

25 Comments:

Blogger [ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

Harika bir görüntü.. renklerin dansı.Paylaştığın için sağol.:)
Biz de yeni evliyken, erken kalkıp, sahilde güneşin doğuşunu beraber seyrederdik..:)

11:11 PM

 
Blogger cenebaz said...

Oğlumun okuldan geldiği ve benim onu içime çekerek öptüğüm an, Pasaport'ta içilen bir fincan açık çay, Hedo'yla klasik kakara kikirili muhabbetler, Yasemin Kafede gün batımına karşı içilen bir bardak buz gibi bira, vs,vs. Dediğin gibi mutlu olmayı bilmek lazım. Mutluluk gelip bulmuyor insanı, kendimiz yaratmalıyız. Mutluluk dolu zamanlar diliyorum.

11:37 PM

 
Blogger EBRU said...

Manzara hakikaten çok güzelmiş. Ne iyi etmişsiniz başbaşa izlemişsiniz. Oğluşuna geçmiş olsun. Mutlu olmak aslında çok kolay, zor olan mutlu olabileceğimiz şeyleri görebilmek.Hayat boyu mutluluklar dilerim...

12:26 AM

 
Blogger PERİLİ KÖŞK said...

parmağı azcıkda olsa geçmiştir umarım of of geçmiş olsun canım benim,
kızlarımın sabah uyandıkları hali beni acaip mutlu eder ,mis kokulu kaymaklarından öpmem acaip mutlu eder,ailecek birarada olduğumuz anlar keyfime diyecek olmaz,birde okula gidince öğrencilerimi görmek beni çok mutlu eder...

12:30 AM

 
Blogger renkler said...

İnce Gülcüğüm, insan yeni evliyken yaptığı şeyleri neden sonra da yapmaz ki! Benim eşim o kadar uykuya düşkün ki yeni evliyken bile erken kalkamazdı sanırım. Ama bunun dışında eskiden yaptığımız bazı romantik şeyleri hala yaparız. Evliliğin heyecanı gitmemeli değil mi:-)

3:01 AM

 
Blogger renkler said...

Çenebazcığım, ne güzel keyifler... Gün batımını hep severim ben. Yazın günbatımı karşısında bira ne hoş olur cidden...

3:02 AM

 
Blogger renkler said...

Ebrucuğum, hayat bu kadar kısıtlı ve sıkıntılı iken küçük şeylerden mutlu olmak zorundayız. Her zaman böyle iyimser olamıyorum tabi. Ben de sana ve ailene hayat boyu mutluluk dilerim. Hakediyoruz...

3:03 AM

 
Blogger renkler said...

Perili Köşkçüğüm, eli çabuk geçti, Allahtan kötü olmamıştı ama bir naz yaptı ki teyzesi sorma! Senin ufaklıklar ve öğrencilerinle mutlu olman ne güzel. Keyifli bir mesleğin var...

3:04 AM

 
Blogger Burcu said...

ben uzun süredir görmediğim insanlarla biryerlerde karşılaşınca veya bize geldiklerinde veya biz onlara gittiğimizde kısacası bi vesileyle seneler sonra tekrar biraraya geldiğimizde acaip mutlu oluyorum.eski anıları paylaşmak yeniden hatırlamak çok güzel bir duygu. bu bana hayatta yalnız olmadığım hissini veriyor nedense..
öpüyorum cnm

3:16 AM

 
Blogger Bocuruk said...

Günün en sevdiğim saatini fotoğraflamışsın ki, ben de balkondan çok çektim aynı saatlerin fotoğrafını. Günbatımını seyretmek çok hoşuma gider. Körfezde de gün batımı renkleri muhteşemdir. Birara ben de koyarım sayfama belki.
Oğluşunun parmağı çok kötü değildir umarım. Geçmiş olsun.
Sevgilerimle...

4:02 AM

 
Blogger böğürtlengözün annesi said...

Görüntü gerçekten çok güzel,çokda güzel yakalamışsın kareyi tebrikler..
İşden erken çıkıp,bir sürpriz yaparak, Tolgayı okuldan almaya gittiğimde,yada servisden inerken karşıladığımda onun parlayan gözleri.
Yazlıkta akşamüstü kumlara ayaklarımı gömüp,batan güneşi seyretmek.
Balık tutmak,oğlanı salıncakta sallamak,onunla tahteravalliye bindiğimde mutlu olması gibi gibi.
Gerçekten bizi mutlu eden o kadar çok şey varki aslında,bak iki saniyede neler çıkarıp yazdım. Bunları ara sıra düşünerek yazayım bari bir yerlere ve daraldığımda okuyayım,iyi gelir :)
Oğluşuna geçmiş olsun bu arada,çok bişey yoktur umarım.

4:30 AM

 
Blogger KUGUU said...

ne guzel manzara...
bir de benim icin herdaim bu manzara deniz kiyisinda olsaydi, sahilde degil plajda ama...

5:57 AM

 
Blogger renkler said...

Sashacığım, ben de misafir geldiği zaman mutlu olurum. Allah kimseyi yalnız bırakmasın...

6:19 AM

 
Blogger renkler said...

Bocurukçuğum, oğluş iyi maşallah. Zaten bir tek o akşam mızırdandı. Allahtan kötü sıkıştırmamış. Körfez resimlerini görmek isterim:-)

6:20 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Böğürtlen gözün annesi, benim oğluşa süpriz yapıp onu almaya gittiğimde O da çok sevinir.Gözleri parlar. Yavrumuzun bize içten sarıldığı an bizden mutlusu olur mu:-)

6:21 AM

 
Blogger renkler said...

Kuğucuğum, bu manzara deniz kıyısında olsa muhteşem olurdu. Bizim koca beton yığınının arasından da olsa mutluluk veriyor düşün...

6:22 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

canım ben gökyüzünü öyle gördüğüm zaman,-genelde sofrayı hazırlayacakken- eşime bekle derim.sahile koşar resim çekerim.
bugün küçük mutuluk günüm değil. ki her anı öyle değerlendirmeye çalışan ben yani düşün.
bugünü takvime kayıt düştüüm.kedilerden dolayı yorgunluktan gerçekten öldüğüm,döküldüğüm bir gün.
ay yazarım bir ara paticiklerde.ama işte öyle birgünn.
oğlanda evde idi ama olmasa bile benim pc ye bakmaya vaktim yoktu. :(
neyse bu filmi,hiç tam seyredemediğimi yazmıştım senin filmleri anlattığın yazıda.umarım okumuşsundur. bende filmle bu ismi ne alaka diye merak ediyordum.sayende öğrenmiş oldum..)
bak olumsuz günümdeyim ya,olumsuz yazayım." aay sen öyleee dev apartmanlardamısııııın? ben kafamda beykoz konakları gibi daha müstakil müstakil site diye hayallendirmişim.:(
neyse dilerim istediğin güzel bir köyde,ya da tatil beldesi gibi bir yerde öyle evin olur inş. diye güzel bir dua yazayım.:)
ben sadece anneler günü hediyesi yazanlara bir şey yazmadım dün.ne yazayım bilemedim.
ama hani gurbette ya da,vefat etmiş annesine duygusal yazana yorum yazdım.
biz öyle günleri hiç kutlamadığımız için annemin yokluğu filan beni hiç etkilemiyor o gün.
kuğuya dediğim gibi,ben bayramlarda çok fena oluyorum.
işte böyle sevgilerimle..)

7:16 AM

 
Blogger Nasıl geçti habersiz... said...

aay çok özür dilerim. oğluna da çok geçmiş olsun. neyse yorumlardan anladığım kadarı ile,çok önemli değilmiş ama ben onun nazını da severim..)

7:20 AM

 
Blogger renkler said...

Yağmur Damlacıkım... Ben de nerelerde diyordum senin için. Neyse, kötü birşey olmasın da kediler yorsun...

Beykoz konaklarında yaşıyorum diye hayal ettin ha:-) Neredee.... Ama olsun, ben üzülmüyorum, evimi seviyorum. Şükretmek lazım. Ama inşallah bir gün villam da olur. Ne diyeyim:-)

Anneler gününü çok abartmamak lazım. Aslında bu sene abarttım, her gün anneler günü bana göre. Babalar gününde de ben duygulanırım, hatta hiç sevmem. Annesi olmayanları anlıyorum o nedenle...

Oğluş iyi, merak etme. Anası gibi hızlı hızlı, telaşlı hareket ediyor da ondan bu kazalar. Allah beterinden korusun.

Kendine iyi bak..

7:36 AM

 
Blogger Annelog Atölye said...

O kadar çok ki! Aslında sobe konusu olurmuş bu Renklercim:)

7:55 AM

 
Blogger renkler said...

Annelogcuğum, yeni bir ebe sobe yapma zamanı da geldi aslında:-)

7:57 AM

 
Blogger BALDAN TATLI said...

Mutluluğunuz süper. Oğlunuza da geçmiş olsun bu arada. Oluyor arada bu tür tatsız kazalar.

1:14 PM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Baldan Tatlı, hoşgeldin:-) Bloğuna şöyle bir baktım ama daha ayrıntılı okumayı düşünüyorum çünkü mangalda kahve filan gördüm ki bununla ilgili bir iki lafım var:-)

Hayatımda bir major sorunum, bir de iş stresim var fakat bunları dert ederek yaşamak imkansız. O nedenle sahip olduklarımla mutlu olmaya çalışıyorum. Hepimizin hayatında sorunlar var, kapalı kapılar ardında neler olduğunu bilemeyiz ama sahip olduğumuz güzellikleri görmezden gelirsek çok büyük bir şımarıklık da yapmış oluruz diye düşünüyorum. Kendine iyi bak...

10:45 PM

 
Blogger Noni said...

Çok doğru söylemişsin önemli olan ne taraftan baktığımız... Hep pozitif olmak günümüz şartlarında çok zor olsa da bunu elimizden geldiğince yapmalıyız...
Bu arada minişin de eli çok acımamıştır umarım :(

11:20 PM

 
Blogger renkler said...

Noniciğim, iki gün önce bir arkadaşımın yumurtalığında kist şüphesi oldu. Eğer kötü birşey varsa almalıyız demiş doktor. Diğer yumurtalığının da tüpleri bağlı. Yani anne olma ümidi yok olabilirdi. Test sonucunu alana kadar ağlaştık. Allahtan sorun yokmuş. İnsan sağlığın kıymetini o anlarda anlıyor. Bunu sen de bilitorsun.

Parmağı o an acıdı ama şimdi iyi ablası:-)

11:34 PM

 

Post a Comment

<< Home