Nur içerisinde uyu babacığım...
Hayat herşeye rağmen devam ediyor. Her zaman olduğu gibi...
Dün babamın ölüm yıldönümüydü... Annemde toplandık. Ağabeyim de geldi. Babacığımızı andık. Yaptığı ahşap heykellerine bakarak o günleri anımsadık.
Babacığım işten gelince bir kadeh rakısını içerdi az bir yemek ile. Çok az yerdi ve tek çeşit olurdu bu yemek. Zaten hayatı boyunca hep zayıfi hep fitti... Rakı içerdi ama mezeci değildi... Sonra azıcık çakırkeyif olunca alırdı ahşap kütüğünü, tokmağını, yontucusunu... Bir de insanları o kadar düşünürdü ki ahşabı yere koymaz, dizlerinin arasına sıkıca alırdı, tokmağa da bez sarardı ses gitmesin diye. Bir kaç saat oyardı heykellerini. Tabi eğer o akşam misafir yoksa. Çünkü genelde sohbet etmeye sevdikleri gelirdi. Sevilen iyi bir insandı. Akşam içtiği ilk başlarda bir kadeh olan, sonra ne yazık ki sayısı artan rakı kadehleri bir gün onun ölümüne sebep olacaktı. Ama ne O, ne de biz o anlarda bilmiyorduk bunu tabi...
Babam ağabeyimin mühendis olmasını istedi hep. Onu bu şekilde yönlendirdi. Beraber robotlar, işleyen mini asansör maketleri, teleferikler yaparlardı. Ağabeyim makina mühendisi oldu yıllar sonra ama mesleğini hiç yapmadı. Sanat ve reklamcılık ile ilgilendi, hatta üç yıl denizlere açıldı...
Benim ne olmamı istediğini ise hiç anlayamadım. Ama bana uzayı sevdirmişti. Saatlerce uzay ile ilgili ansiklopediler okur, konuşurduk. Bıkıp usanmadan sorduğum soruları yanıtlardı. Öğrendiklerimi yaz gecelerinde sokakta veya balkonda toplanan arkadaşlarıma anlatırdım bazen... Astronot olmayı diledim hep. Ama yaşadığım ülkede bu mümkün değildi. Yine de eski günlerin anısına üniversite sınavında son tercihim Uzay Bilimleri olmuştu.
Babam her zaman sevimli olmuyordu tabi. Özellikle de bana kafadan problem çözdürürken. Tanrım ne işkenceydi matematiği çok da sevmeyen bir çocuk için. Psikoloğa gitmiş gibi kanepeye uzanırdım ve babamın sorduğu problemleri kafamdan çözerdim. Bu soruların cevabını düşünürken acele ettirmemesi için arada "bir dakika" derdim. Bir soruda beklemesi için yine "bir dakika" dediğimde, aferim doğru cevap demişti. Sorunun cevabı bir dakikaymış yaaa! Çaktırmadım tabi:-) Bunu hiç unutmam.
Babam aşırı titiz bir insandı aslında. Bana çok düşkündü ve çok ihtimam gösterirdi. Bu durum daha rahat yaradılışa sahip annemi boğardı. Babamın titizliği nedeni ile yıllarca kibrite dokunamadım mesela. Ağzına alma, siyah kısmına dokunma... Hala kibrite karşı tedbirli davranırım:-) Belki de benim de biraz vesveseli bir tip olmam genetik olarak ondan geçmiştir.
Daha anlatacak o kadar çok şey var ki aslında... Size aylar önce babam ile ilgili bir yazı yazmıştım, orada onunla ilgili anımsadığım son anları yazmıştım. Hepimiz hüzünlenmiştik o yazı ile. Şimdi üzülmeniz için yazmayacağım onu, aksine gülümseyerek analım babamı, ölmüşlerimizi... Sadece o anı tekrar yazmak istiyorum. Nur içerisinde uyu babacığım...
"Onu hasta, fakat kendinde olarak en son bir akşam üzeri yatak odasında koltuğunda otururken ve pencereden bakarken hatırlıyorum. Annem de koltuğun kenarına oturmuş, babamın saçlarını okşuyor. Beraber kavak ağaçlarına bakıyorlar. İkisi o an neler hissediyorlar, neler düşünüyorlar sonsuza kadar bilemeyeceğim... O ikilinin hüzünlü huzurunu bozmadan onları izliyorum. O kareyi beynime kazıyorum ve hiç unutmuyorum..."


13 Comments:
Babalar ve kızları arasında ço özel bir paylaşım vardır Renkler,
Babacığın nur içinde yatsın :)
11:50 PM
Canım benim, nur içinde yatsın babacığın. Mekanı cennet olsun...
11:52 PM
Ne mutlu bizeki , arkalarından hep hayır duaları ile andığımız bir babaya sahip olmuşuz. Her ne kadar bizleri erken bıraktı iselerde ,çocukluğumuzu , gençliğimizi bize huzur içinde yaşattıkları için Allah onlardan binkere razı olsun.
Babacığın nurlar içinde yatsın....
12:41 AM
Babacığın nur içinde yatsın canım. Ben her ne kadar baba kavramını yaşıyamasamda sanırım baba kız ilişkisi çok farklı olsa gerek. Sevgiyle kal.
1:21 AM
babanı çok güzel anlatmışsın.nur içinde yatsın babalarımız,kç yaşında olursak olalım babasızlık zor.
1:34 AM
canım, Allah rahmet eylesin.
sen kaç yaşındaydın baban vefat ettiğinde?
Ben İzmit'e kardeşime gittim. kalmaya niyetim filan yoktu,onun içinde yokum filan diye yazmadım.
ama salmadılar. onlarında pc ye virüs girmiş. ayrıca da (belki de o yüzden)internet bağlantıları kesilip duruyordu. i pc ile ilgim de olamadı.
yani dün bütün gün İzmit sokaklarındaydım. oraya gidince de seni düşünüyorum illaki.))
şimdi yazı yazayım diye oturdum,ilk önce sana açıklama yaptım.:)a
3:01 AM
Allah nur içinde yatırsın,babalar çok özeldir kız çocukları için iyi bayramlar...
4:39 AM
Sevgili Renkler ,babana Allahtan gani gani rahmet diliyorum..
Bayramın da şimdiden kutlu olsun ve çook güzel geçsin..
8:48 AM
Canım Renklercim..
Nur içinde yatsın babacığın..
Çok güzel anlatmışsın..
9:19 AM
Allah rahmet eylesin , gözlerim doldu :( onlarsız hep yarımız..
10:49 AM
Allah rahmet eylesin , gözlerim doldu :( onlarsız hep yarımız..
10:49 AM
Allah rahmet eylesin , gözlerim doldu :( onlarsız hep yarımız..
10:49 AM
aaa, aceleden maviyazılı yeri görmemişiiim.
o bölüm o zamanki yazında da beni çok etkilemişti.
insan beyni çekiyorf otoğraf gibi bazı kareleri. onu en değerli anılarının arasında saklıyor.
kimbilir neler düşünüyorlardı o anda?
Rabb'im orda tekrar biraraya gelmeyi nasib etsin inşallah.
8:40 PM
Post a Comment
<< Home