Monday, November 12, 2007

Dersler ile bozdum...

Pazartesi güzel yazılar bekliyorum dedim, pazartesi ben yazamadım. Ama cidden yoğundum... Yoksa kendimi salmış değilim.

* Dün sabah işler feciydi, öğleden sonra da bir toplantıya gittik. İşimiz bitince oğlanı dershane etüdünden almaya gittim. Annem de oradaydı, biraz konuştuk, en azından buna fırsat oldu, oradaki veliler ile dertleştik. Herkes çocukların durumuna acıyor. Ama hala bu çarkın içindeyiz tabi. İki saatlik bir etüdden sonra eşim bizi aldı ve eve geldik.

Sonra tüm haftasonu özenle benden gizlediği performans ödevi olduğunu söyledi. Tabi saçımı başımı yoldum. Hadi kalktık araştırma yaptık, resimler bastık... Bir de el yazısı ile yazması gerekiyormuş. Ne yazıkki birinci sınıfta el yazısı ile başlamadığı için ve diğer sınıflarda da öğretmeni çok zorlamadığı için el yazısı kötü! Bilgiler doyurucuydu ama görünümü çok iyi olmadı. Benim gibi mükemmeliyetçi bir veli için kötü bile denilebilirdi. Ama o saatten sonra yapılacak birşey yoktu. Resimleri güzelce yapıştırdık, iyi bir kapak hazırladık, bir de konu ile ilgili bir anı yazısı ve şiir koyduk ekine... Bakalım... Ben öğretmen olsam yazıya takardım. Neyse...

* Okulda Türkçe hocası ve sınıf hocası olan İngilizceci ile konuşmalıyım. Türkçe notu çok kötü! Çocuk yıllardır teste o kadar alıştı ki, yazılı olunca afallıyor. Sağolsun ilkokul hocası hep test yaptırıyordu. E dershaneler de belli! Çocuğa kompozisyon yazmayı öğretmeliyim.

* Dershanede proje sınıfında ya (hani şu meşhur sınıf) cumartesi pazar üçer ders ek test çözme saati konmuş! Eve geliyor, akıl filan kalmamış halde. Üstelik ben daha çok test yaptırıryorum, burası anne babaları ilgilenmeyen çocuklar için iyi olabilir ama bizimki orada serbest kalınca bişi yapmıyor.

* Cuma günü dershanede veli semineri vardı. Bize öğüt veriyorlar. Mesela: Çocuğunuza sen hiç kendin ders çalışmıyorsun" deme, " geçenlerde kendi başına ders çalıştın ya, o zaman çok mutlu oldum" filan de diyorlar. Bunları biliyoruz. Ama seminer sonunda rehber hocası ile özel görüştüm. Dedim ki peki proje sınıfı hocasının çocuğuma dedikleri doğru muydu? O da bu şekilde hırslanıyorlar, hem gerçek dünyaya alışsınlar, o kadar alıngan olmasınlar. Olabilir ama zaten bu çocuklar şu sıralar yeni ve stresli bir ortamdalar. Gerçek dünyaya alıştıracak zamanmı bu! Hem öyle aşağlıyarak hırslandırılmaz! O yüzden şirketler ruh hastası tipler ile dolu. Bunlar aşağılanarak hırslandırılmış tipler çocukken! Aşağılık kompleksi için güzel bir uygulama. O zaman şöyle davran, böyle davran diye bize ne laf söylüyorsun dimi. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!

* Sonra müdür bey beni görmüş, hemen odasına çağırttı. Olayları biliyor tabi. Biraz konuştuk. Adam oğlunuz çok iyi diyor, o sıra fen hocası girdi, nasıl oğluş diye sordu. Hoca en son SBS sınav notunu sordu. Bence iyi bir nottu. Yüzde 6 ya girmişti ve benim için şu anda iyi bir not. Yok diyor, şu kadar olması lazım! İyi de dediği o puan sadece ilk beşin puanı! Ben çocuğum derece alsın demiyorum ki. Bunu düşünmek hayal olur. Yani herkes çocuğunun seviyesini bilir dimi... Derece almaz (aslında çalışsa ve istese alır belki de) en azından şu sıra benim amacım puanı yükseltmek ama onun dediği çok uçuk ve moral bozucu. Tabi oğluşa fen hocasının bu naçizane fikrini söylemedim.

* Bir dershanenin başarısı sadece birinci ikinci çıkartymak ve sadece bir özel sınıfa yönelmek olmamalı. Asıl orta durumdakileri iyi okullara yerleştirsinler. Yoksa verin bana süper zekalı bir çocuk, bir de çalışma hırsı olsun, bol çalımayı sevsin. Ben de derece çıkartırım!

* Müdüre dedim ki, benim sözlerimi olumlu eleştri olarak alın. Malesef Türkiyede veliler herşeyi ya çok fazla farkedemiyorlar, ya da ses çıkartmıyorlar. Kimsenin ses çıkartmaması herşeyin yolunda gittiğini göstermez. Adam ılımlıydı. En azından hocalara göre... Hocalar beni görünce yaka silkiyor olmalılar. O kadar çok soru soruyorum, bir de mimliyiz müdüre şikayet ettik ya!

* Sizi sıktığımı biliyorum. Hep ders! Ama bir anne- veli olarak buradan tüm gerçekleri duyuracağım. Çarpık ne görürsem! Bence tüm veli bloggerlar da bunu yapıp paylaşmalı. Biraz gözümüzü açalım artık...

* Aslında dershane kötü değil, çok hoş yanları da var. Oraya gittiğimde hzuzrsuzluk duymuyorum, öğretmenlerin geneli hep güler yüzlü... Bazıları hırsları nedeni ile çocukları bunaltıyor olabilir. Bence herşey yerine oturacak. 6. sınıflar dershane ve sınav olayına alışacak. Benim oğluşun da yüzü gülecek...

* Anladım ki oğlum için mutluluk sevdiği dostları ile beraber olmak... Nerede nasıl olduğu önemli değil... Dün etüd ilk ders arasında suratsızdı mesela, sonra bizim siteden bir arkadaşını gördü, yüzü güldü. Etüd sınıfını değiştirdi. Beraber test yapmışlar, artık ne yaptılarsa... Bir de komik olan bir önceki etüd dersindeki aynı hoca gelmiş, yine aynı konuyu anlatmış. Nyse iyi öğrendim dedi. Yani, ortam ne olursa olsun arkadaşı olsun, huzur duyuyor. Dönerken çocuğu da aldık eve getirdik. Sonra yemeğe kadar bir iki basket atmasına da izin verdim keyiflendi. Yazık ya!

* Bu sıralar siz de kendinizi yorgun hissediyor musunuz benim gibi? Heryerim ağrıyor sanki. Yaşlanıyor olamam değil mi:-)

Öptümmm...

27 Comments:

Blogger HAYAT said...

renkelrciğim ya nerdesin dün akşama kadar yazdın mı yazmadın mı diye hep baktım ama sonunda yazmışsın şükür:))))
canım benim ya ne sıkılması sen artık bir birey yetiştiriyorsun onun olumlu olumsuz her şeyini tabikide burda anlatıcaksın ki için ferahlasın dimi ama :)
inşallah bizde ilerde senin gibi iyi birer veli oluruz öpüyorum cnm kendine iyi bak

12:07 AM

 
Anonymous Anonymous said...

renklericğim yorgunlukmu hat saffada bende yeminle yaslandım cildim bile bozuldu stresten
bunun en büyük sebeide oğluşn dersleri yemin ediyorumki çkıp dağlara haykırsım geliyor ve geleceğinden endişe etmeye başladım ciddi ciddi ben de yakında matematik ve türçe öpretmebiyle konusucam bu pek bir iç açocı konusma olmıycak o yüzden sakin davranmaya çalıyorum hem yeri gelince derlseri kötü sudur budur veliler ilgisiz diye bağırıp çağırırlar ilgilenincede kendilerinin işine gelmez daha ço birr çocuğu kayebtmek onlar için önemli olmuıyor benimki zaten çalışmayan isteksiz çocuklara biraz daha ilgi istiyorum güzel yaklaşmk motive temek bu kadar zor değilki ilgilenen öğretmenlerini görünce çocuk o derse daha bir yatkın oluyor vs vs anlat anlat biztmez bu çarpışıklığı canım ya çocukları kumalı saat gibi yapıyorlar dedğin gibi zaten zeki ve istekli çalısan çocuğu bende çalıştırırım bende birinci yaparm ama gel ki benim oğluşta istese yapamayacağı yok bu güne kadar hiç bir öğtermeninden almadım o tarz bir eleştiri fakat gram istek ve hırs yok ne olavcak sonumuz bilmiyorum allh yardımcığmız olsun
birde ben böyle çok kasınca ömrümü yedi demesinmi ne yapalım biz elimzedne geleni yapıyoruz okmazsa içinde yoksa okumasındemiyormu
cinnet sebebi işte

12:15 AM

 
Blogger renkler said...

Ya sorma Hislercim, derhane, okul, iş ev arasında mekik okuyoruz işte... Sen de çok iyi bir veli olacaksındır, inanıyorum canım. Kendine iyi bak...

2:35 AM

 
Blogger renkler said...

Civcivciğim, sorma. Dün annem bana kızdı ne o cilt öyle kupkuru, birşey sürmüyormusun diye. Gerçi her sabah nemlendirici sürerim ama stresten o bile fayda etmemiş. Orada bir hatun vardı, efendim onun cildi pırıl pırıl parlıyormuş. Allah Allah!

2:36 AM

 
Blogger Selcen Şenocak said...

Sevgili Renkler çocuklarda zorlandığımız zaman büyüklerin bize bir sözü vardır "Bu günler en iyi günleriniz kıymetini bilin büyüdükçe sorunlarda büyüyor" doğru valla benim oğlumda anaokuluna başladı çok zorlandık dedimki küçükken ne iyiydi, şimdi senin yazını okuyunca offff dedim daha neler göreceğiz:)
Allah sağlık ve mutluluk versin her şey yoluna girer inşallah.
Sevgiler...

3:04 AM

 
Blogger Damak Tadı said...

Canım uzun zamandır yazamadım kusuruma bakma ne olur."Ev ayrı dert ayrı" derler ya,ne kadar doğru bir deyimdir..
Bizde çocuk olmadığından bu konular bana biraz uzak kalıyor.ÖZÜR!!
Kardeşimin 2 çocuğu var.Biri lise 2 diğeri ise ana okuluna gidiyor.Çocuğumuzn olmaması konulara yabancı olmamızı gerektirmiyor.Bizde dolaylı olarak konuların ve sorunların içersinde bize düşen görevleri üstleniyoruz.En zor görevde tabiiki annelerinde..Kardeşim yıllarca yurt dışında proje md.olarak çalıştığından oradan oraya koşmaktan bitap düştü.Çocuklarda haliyle babalarını senede 2-3 kez 10 gün görüyorlar.Psikolojileri bile bozuldu..))Bu durumlar bizlerede yakından sirayet ettiği için bizlerde bazen dengeleri bozabiliyoruz.
Kısaca tatlım,önce Allah çocuklara sağlık ve sabır versin.Sonra zihin açıklığı ve kuvvet versin.Çocukların bu durumları beni çok üzüyor.Senin yaşadıklarını ben yıllar önce birebir yaşadığım için ne demek olduğunu çok iyi biliyorum.İnşallah emekler boşa gitmez ve oğlun ilerleyen yıllarda güzel mevkilerde olup seni gururlandırır.Tıpkı anneciğinin sizlerle gururlanması gibi..))Sen içinden geldiğince yazmana devam et canım.Lütfen oğlunu fazla sıkmamaya çalış.Şimdiki düzen çok farklı ve ben hiç beğenmiyor bunu..(((
Kusuruma bakma canım uzunca yazdığım için.Senin bloguna gelince nedense kısacık yazıp çıkamıyorum.Seni çok seviyorum canımsın benim..))
Anneciğin ellerinden öpüyorum, sevgi ve selamlarımı iletiyorum.

Seni de en kocamından öpüyorum canım.Güzel ve mutlu günler yanında olsun daima..))

Sevgilerle kalın..

3:05 AM

 
Blogger renkler said...

Ah Almulacığım, cidden bu günlerin kıymetini bil:-) İlkokul beşe kadar aman ne zormuş dedik ama bu sene tam şaplak yedim bünyeme! Ünibversite sınavları var daha... Sonra iş buldu bulmadı. Allah onarın ve bizim yardımcımız olsun...

3:34 AM

 
Blogger renkler said...

Gülcüğüm, çocuğu olan yakınların varsa mutlaka gözlemliyorsundur tabi ne kadar zor olduğunu... Çok sıkmamaya çalışıyorum. Zaten çalışmayı pek sevmiyor, bir de çok sıkarsam kötü olur. Sadece çalışması gerektiğini bilmesine çabalıyorum. Motivasyonu olunca çalışıyor da... Canım senin uzun yorumlarını çok seviyorum. Seni her okuyuşumda gülümsüyorum. Kendine iyi bak. Ailene sevgiler...

3:36 AM

 
Blogger - said...

sosyal çocuk işte annesi gibi :) hep ders hep ders olmaz ki. valla çok üzülüyorum ben bu çocuklara, keşke herşey bambaşka olsaydı. Düşünsene yazılı sınav yok, sadece test. Gerçi sana çektiyse yazı yazmakta hiç zorlanmaz ama sen yine de ona birşeyler yazdırt derim ben. Çok öptüm

3:55 AM

 
Blogger berfin said...

yaaa annelik bu kadar zor mu? ben doğumun zorluğunu düşünürken buralara hiç gelemedim:)) ne güzel herşeyiyle bu kadar ilgilenmen ve tespitlerin çok doğru.neyse canım allah kolaylık versin.öpüldün

4:23 AM

 
Blogger Muhabbet Çiçeği said...

Renklercim, okurken ben yoruldum valla. Hakikaten çok yoğun bir gün geçirmişsin.Allah kolaylık versin.Ben bekar bir insan olarak korktum inan. Öpüyorum

4:53 AM

 
Blogger renkler said...

Kelebekçiğim, edebi yönü bana çekmemiş ne yazık ki. Kalemi çok kötü, hatta kalemi filan yok! Okumayı da sevmiyor. Biraz çekseydi iyidi ya. Olsun, matematik kafası var onun... Haftasonu vakit bulursak ki ben şüpheliyim, kompozisyon yazmayı öğreteceğim.

5:42 AM

 
Blogger renkler said...

Berfinciğim, doğum ne ki dermişim:-) Asıl büyüyüp okula başladıklarında olaylar da başlıyor. Küçüklükleri sadece fiziksel yorgunluk, şimdi ise hem fiziksel, hem ruhsal, hem beyinsel yorgunluk. Olsun, Allah onları bizden ayırmasın da ben tüm yorgunluklara razıyım.

5:44 AM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Muhabet Çiçeği, hemen her günüm böyle. Üstelik dün iki saat boyunca oturup bekledim dershanede, bişi yapmadım. Sıkılmaya bile vakit buldum. Her günüm böyle şanslı geçmiyor:-)

5:45 AM

 
Anonymous Anonymous said...

Bu sıralar yazılarını okudukça sanki oğlunun ömrü sadece derslerden ve gireceği sınavdan ibaretmiş gibi hissediyorum. Oğlun nasıl mutlu oluyorsa öyle bırak bence. İleride senin başına kakabilir bu kadar yüklenmeyi. Biliyorum iyiliğ*ini istiyorsun ama aielelerin görevi sadece yön gösterip kararı çocuklarına baırakmak olmalıdır bence. Benim bir ilkokul arkadaşım vardı.Aİlecek görüşürdük. Üniversiteyi kazanana kadar ilkokuldan itibaren hergün dershane, özel ders şeklindeydi yaşantısı. Bense özgür bir çocuktum. Eğer onun aldığı dersleri ben alsaydım boğaziçini birincilikle kazanırdım. Çocuk sırf dershane, sınav ve kazanma psikolojisi yüznden sınav heyecanı edindi. Çünkü hep kazanamama korkusu oldu. Bense sınavlarda asla heyecanlanmazdım. Bİz ailece çocuğun boaziçini falan kazanacağını sanıyorduk. Kazana kazana Yıldız Tekniğin makine mühendisliği bölümünü kazandı. Sırf sınav stresinden. Sonuç; o kadar derhane ve özel öğretmen olmadan da sadece lise sonda dershaneye giderek de kazanabilirdi o bölümü. Çünkü zaten kapasitesi vardı. Ama aşırı ders çalışmaktan kapasitesini düşürdü. Lütfen bu konuya takıntılı olma. Çocuğa da yazık Reknkler ciğim. Bana darılma bunları yazdığım için. Dost acı söyler... Öpüyorum...

5:58 AM

 
Blogger renkler said...

Handeciğim, darılmıyorum. Zaten ben de farkındayım. Aslında sınavla dolmuyor hayatı ama okul+sınav+ dershane derken bana bile artık sıkıntı geldi. Dershane etüdüne bir daha götürmeyeceğim zaten. Bir işe yaramıyor. Bir de cumartesi pazar test etüdü zorunluymuş, onu da iptal ettirmeyi düşünüyorum. Çocuk eve ruh gibi geliyor. E bir de okul yükleme yapıyor. Yazık dediğin gibi. Boş bırakamam da, biraz daha esnek davranacağım. Aslında kendi isteyip sakince çalışsa bir saatte bir ders çalışması yeter... O zaman aklına da daha iyi giriyor.

6:05 AM

 
Blogger [ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

Aha işte dersle bozmuş bir veliiiii daha.:) Bütün gün iflahımız kesilene kadar çalışıp, akşamları da ders çalışıyoruz. Canım kolay gelsin sana da. Hemen bütün eğitim sitelerine girip çıktım bu ara. Ben şimdi gidip Coğrafya sınavına hazırlanıciiim... çok yorgunum gerçekten. Mevsimden mi dersin. Ben bir ara adını anmayayım da, bir hastalıktan bile şüphe ettim valla...

9:10 AM

 
Blogger Mutluveumutlu said...

Allah kolaylık versin tüm öğrencilere ve velilere.
Ayrıca seminerde hocanın dediği "zorluklara alışsınlar, çok alıngan olmasınlar" lafınada acayip uyuz oldum, Allah Allah...

11:18 AM

 
Blogger Gamzeli said...

Çok haklısın canım liseye gidenlerin bile acınacak hali çok kendi kardeşimden biliyorum..Allah öğrencilerimize yardım etsin, çok güzel konuşmuşsun iyi olmuş
Herkesde bilsin

öptüm ablacım..

3:42 PM

 
Blogger derin düsünceler said...

Derslerle aklimizi bozmamak mümkün degil canim. Ben bu aralar kendi derslerimle aklimi bozmus durumdayim. Ama daha iyi olacak insallah :) Bas'a gelince cekiliyor hersey... Canim hersey oglusunun iyiligi icin. Senin gibi bir annesi oldugu icin cok sansli bence :)

Sevgilerimle,
Derin

9:39 PM

 
Blogger renkler said...

İnce Gülcüküm, Allah korusun. Valla stres neler yapıyor, o nedenle kendimize mukayet olmalıyız canımcım. Rahat olayım diyorum, olamıyorum ki!

11:18 PM

 
Anonymous Anonymous said...

renklercğim senin annede benim annede benziyor galiba ne kadar kendime baksamada ona göre bakmam hiç duyanda çok paspalım der görenlerde yuh diyor zaten annende sana laf söylüyo diye o krem öyle sürlemezmiş efenim yukarı yukarı sürcekmişim sabah ilk işim kalktığımda yüzümü temizleyip kremimi sürecemişim falan filan duyar bir recete getirir bak yap bunu diye b,ir ara balık yağı sürüyorduk surata nekdar yıkasandanda zamanlka tenemi işliyor ne baktıp kokudan durulmuycak yüzde krısık olmasa ne gezer kokundan:))9

11:19 PM

 
Blogger renkler said...

Mutlucuğum, biz de herhalde çocuğu alıngan çıtkırıldım yetiştirmiyoruz ama işlerine gelince böyle diyorlar işte. Çocuk değil asker yetiştiriyorlar mübarek!

11:19 PM

 
Blogger renkler said...

Sevgili Derin Düşünceler,sağol canım. Umarım senin çalışmaların da boşa çıkmaz, sınavların iyi geçer. Geliyim bir iki saat sana da ders çalıştırayım istersen:-)

11:20 PM

 
Blogger renkler said...

Civcivciğim, bir de bulunduğumuz oda o kadar büyük değildi, ne desen duyuluyor. Kadın kalktı, dışarı çıktı, annem hemen arkasından kadının yüzü ne güzel parlıyor, sen yüzüne bişi sürmüyormusun diyor. Nemlendirici sürüyorum ama yüzüm kuru, kadının cildi yağlıdır diyorum dinlemiyor, o kadar kremin var neden sürmüyorsun diyor. Tövbe tövbe, rezil oldum valla...

11:25 PM

 
Blogger renkler said...

Gamzeliciğim, sen kardeşinden biliyorsun tabi. İnşallah Çocukların olunca daha da yakinen şahit olavcaksın:-) Ayyy, o zaman durum daha da feci olur biliyor musun! Hani korutmuş gibi olmayayım ama:-) Öptüm güzel kardeşim.

12:19 AM

 
Blogger Alper Dağlı said...

Ben de proje sınıfındaydım geçen sene. Hatta proje sınıfı ayrılmıştı VIP sınıfı açılmıştı (Gerçekten var öyle bi şey...). Çok çalıştırdılar bizi hep. Şu an iyi bir fen lisesindeyim fakat çalışma enerjimi kaybettim, kazanması zaman aldı :) O yüzden enerjisini liseye saklasın diyorum ben... Yine de fen lisesine yerleşmek kötü değil. 9. sınıfım ben bu arada...

3:20 AM

 

Post a Comment

<< Home